Gündem

Rabia, Katliamlara Karşı Çıkmaktır

Rabia, Katliamlara Karşı Çıkmaktır

Rabia, Katliamlara Karşı Çıkmaktır
15-08-2014 17:08


Müslümanlara yönelik saldırıları kınayan Özgür-Der Şube Sözcüsü Sinan Ceran, ‘Dünya Rabia Günü demek, Sisi’nin, Netanyahu’nun, Esed’in katliamlarına karşı çıkmaktır’ dedi.

HAYRULLAH AĞKAŞ

Mısır'da geçen yıl, seçimle iş başına gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve hükümetine yönelik darbe sonrası iradelerine sahip çıkmak için Rabiatul Adeviyye ve Nahda meydanlarında toplanan Mısırlılara emniyet güçlerinin müdahalesiyle hayatını kaybeden binden fazla kişi, Özgür-Der Sivas Şubesi üyelerince anıldı.

Sivas Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan grup adına konuşan Özgür-Der Şube Sözcüsü Sinan Ceran, Sisi cuntasının gerçekleştirdiği Adeviyye katliamının birinci yıl dönümü olduğunu söyledi.

Özgür-Der Sivas Şube Sözcüsü Sinan Ceran açıklamasında şunları kaydetti:

‘Dünya Rabia Günü diyoruz ama Rabia’nın anlamı en çok çarpıtılan ve yıpratılan konulardan bir tanesidir. Dünya Rabia Günü demek, Mısır’da Sisi’nin ortaya koyduğu vahşete karşı çıkmak demektir. Filisten’de Netanyahu’nun, katil İsrail’in katliamlarına da karşı çıkmak demektir. Suriye’de Esed’in katliamlarına karşı çıkmak demektir. Doğu Türkistan’da katil Çin’in tüm rezaletlerine ve katliamlarına karşı çıkmak demektir.

Bu yapılan zulümlerin hepsinin altını çiziyoruz ama özellikle şunu belirtmek isteriz ki, Irak’ta da, Keşmir’de de, bugün Doğu Türkistan’da da Kerkük’te de yapılan zulmün ön önemli sebebi, bizati halkların sahip oldukları İslami kimlikleridir. Bu İslami kimliğe bugün kendisini Kominist olarak nitelendiren Çin’de dahil olmak üzere kendisinin Müslüman olduğunu ifade eden ama Şiiliği daha fazla din edinen İran’da dahil olmak üzere, bunu yine kendisini Müslüman olarak nitelendiren ama katliamı Netanyahu’nun kini aratmayan Sisi’de dahil olmak üzere, bugün bunların hepsiyle beraber Keşmir’de, Kerkük’te, Arakan’da dahil olmak üzere halklara yapılan işkencenin, haksızlığın, zulmün ve katliamın asıl sebebi bir daha tekrar ediyorum, İslami Kimlikleri’dir.

Bu anlamda Dünya mazlumları asla ve asla sizin zulmünüzü her daim konuşacak diye altını çizmek istiyorum. Sisi’de dahil olmak üzere belirttiğimiz tüm katillerin, tüm diktatörlerin yaptığı zulümleri inşallah biz her fırsat bulduğumuzda olduğu gibi 14 Ağustos Dünya Rabia gününde de mazlumların gündemine, vicdanlı insanların gündemine taşıyacağız. Sisi’nin Netanyahu’nun Obama’nın Putin’in yaptığı zulümleri net ve açık bir şekilde kınayarak, net ve açık bir şekilde de tavır alarak gündeme getirmeye devam edeceğiz.

Bu anlamda Rabia günü bizim günümüzdür. Ümmetin günüdür. Şehitlerimizin günüdür. Ümmet bayrağının dikileceği her ülkenin günüdür. Ümmet olma azmini, yaşama ve yaşatma günüdür. Şu son bir hafta içerisinde günde 10-15 varil Felluce’ye bomba atıyor.  Her biri 300 kg bomba taşıyan bu variller en az 3-4 binayı yıkacak güçtedir.

IŞİD meselesi gündeme getirilerek de istifa ettiği belirtilen Maliki’nin yaptığı bu haksızlık ve zulüm özellikle gizlenmeye çalışılıyor. IŞİD meselesi gündem de tutularak, IŞİD’in yaptığının 100 katını yapan İran’ın Hizbul Esed’in ve özellikle Maliki ve Irak ordusunun yaptığı haksızlık ve zulümler maalesef bugün gizlenmeye de çalışılabiliyor.

Gazze’yi özellikle gündeme getirdiğimiz de şu satırları atladık. Buraya daha iki gün önce uçaklarla getirilen Gazze’li kardeşlerimizden bazılarının yaptığı açıklamalar vardı. Diyorlardı ki, ‘Biz su almak için Hamas’ın getirmiş olduğu su tankları ve su sırasındaki insanlar vuruldular.’ Ambulanslar, Camiler ve güya Birleşmiş Milletlerin kontrolündeki Okullar ve daha birçok yer dahil olmak üzere vuruldu.

Biz bu Pazar yeri hikâyesini her yerden biliyoruz. Hatırlarsak Suriye’de bir Pazar yeri vurulmuştu. Ekmek Fabrikaları ekmek sırası için bekleyen yüzlerce insan şu 4 yıldır öldürülüyor. Ama tüm bunlara rağmen Esed’in yaptığı katliamlar 4 yıldır gündeme zerre kadar getirmeyen insanlar IŞİD üzerinden maalesef var olan oradaki direnişi kırmaya veya kirletmeye de çalışabiliyorlar. Asla Müslüman olduğunu iddia eden hiç kimse IŞİD’in ortaya koyduğu din anlayışını zerre kadar kabul edemez. Ama tüm bunlarla beraber IŞİD üzerinden Maliki’nin zulmünü, Sisi’nin zulmünü normalleştirmeye çalışmak tam bir haksızlık örneğidir. Asla ve katt a savaşlarda hiçbir payı olmayan siviller ister yezidi, ister Yahudi ister hangi milletten olursa olsun onlara yapılabilecek hiçbir eylemin haklılık payı asla ve asla taşımaz.’

Ceran açıklamasının sonunda ‘Bugün Suriyeli Müslümanların, Arakanlı Müslümanların, Doğu Türkistanlı Müslümanların, Çin’e Esed’e, Sisi’ye ve benzeri örneklere teslim edilmesine de aynı şekilde kınıyoruz, lanetliyoruz ve bunları da asla unutmayacağımızı da tekrarlıyoruz’ dedi.

IŞİD meselesinin doğru bir şekilde algılanması gerektiğini belirten Ceran, ‘IŞİD meselesinin doğru bir şekilde algılanması için halkımızın geçmişte medya üzerinden bizlere neler giydirdiğini bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Burada başörtülü olan kardeşlerimiz 14 yıl önce biliyorsunuz teröristti. Ben 10’larca kez gözaltına alınmış buradaki birçok Müslüman’dan sadece birisiyim. O dönemde başörtüsü nedeniyle mücadele verdiğimizde gözaltına alındığımızda terörist damgasını aynı şekilde yiyorduk. Bu anlamda Hamas’tan tutun da, Suriye’de mücadele eden kardeşlerimize karda verilen terörist imajını silmek kolay olmayacak. Ama en azından Müslümanlardan duyarlı ve vicdanlı olan insanlardan meseleyi takip ederek üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz’ dedi.

Kent meydanında toplanan yaklaşık 50 kişilik grup, 'Musa'nın asasıyla titresin sehpalar, ne Mursi'ler biter ne Esma'lar' yazılı pankart açtı. Grup ayrıca ellerinde, Mısır'daki askeri darbenin ardından yaşanan katliamı anlatan fotoğraflar ve çeşitli dövizler taşıdı.


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER