Gündem

Sağlığınıza Dikkat Edin

Sağlığınıza Dikkat Edin

Sağlığınıza Dikkat Edin
21-09-2014 15:07


Bayramlarda et ve tatlı tüketiminin üst seviyeye çıktığını belirten Karabağ, bunun çeşitli sağlık problemlerine neden olabildiğini belirterek, hayat kurtaran tavsiyelerde bulundu.

ERSAN ARSLAN

Kurban Bayramı’na sayılı günler kaldı. Müslümanların Kurban ibadetini gerçekleştireceği bu bayramda, sofraların ana yemeği de şüphesiz et olacak… Sivas mutfağında genellikle kavurma olarak tüketilen etin yanına bir de yoğun şekerli hamur tatlıları eklenince insan sağlığını tehdit eden riskler artacak. Peki, Kurban Bayramı’nda beslenme konusunda nelere dikkat edilmeli, nasıl bir beslenme şekli benimsenmeli?

Sivas Özel Anadolu Hastanesi Diyetisyeni Özge Karabağ, bayramlarda sağlıklı beslenmenin püf noktalarını gazetemize açıkladı. Bayramlarda insanların beslenme alışkanlıklarının değiştiğini, aşırı tüketimlerin büyük riskleri de beraberinde getirdiğini belirten Karabağ, ‘Bayramlar tüm aile bireylerinin bir araya geldiği, sevginin, mutluluğun göstergesi olarak büyük geniş sofraların hazırlandığı günler. Dolayısıyla biz Türk toplumu olarak misafirperver bir millet olduğumuz için, sofralarda tüketilen yiyecekler çok fazla artabiliyor.  Bu durumdan özellikle tansiyon, şeker, kolesterol, böbrek, karaciğer rahatsızlığı olanlar hastalar kadar sağlıklı bireyler de etkileniyor. Bu tür beslenme şekli Kurban Bayramı son dönemlerde biraz daha yaza yakın olduğu için biraz daha ağır olabiliyor.’

‘KAHVALTI YAPMADAN EVDEN ÇIKMAYIN’

Kurban Bayramı’nda kronik rahatsızlığı olan kişiler başta olmak üzere tüm bireylerin aşırı et ve tatlı tüketmesinin sakıncalı olduğunu belirten Karabağ, bayramın ilk günü kurban kesimine gidildiğini belirterek, bu kişilerin gün boyu uzun süre aç kaldığını ve sonrasında ağır bir şekilde beslenerek rahatsızlık yaşadıklarına dikkat çekti.

Bunun önüne geçmek için mutlaka sabah kahvaltısı yapılmasını öneren Karabağ,  ‘Özellikle, güne belirli iki bardak su içerek başlamalıyız. Hafif bir kahvaltı yaparak evden çıkılmasını tavsiye ediyoruz. Kişiler gün boyu kurbanla uğraştıkları için besin tüketimi ile çok fazla ilgilenemiyorlar. Gün akşama kadar aç geçiyor ve bundan sonra da çok ağır şekilde tüketip rahatsız olabiliyorlar. Ara öğünlerle beslenerek bunun önüne geçebiliriz’ dedi.

HAYAT KURTARAN ÖNERİLER…

Kurban Bayramı süresince tüketilen, et ve tatlıların üzerine bir de hareketsizlik eklenince bunun sağlık açısından oluşan riskleri daha da artırdığını belirten Karabağ, bu konuda önemli tavsiyelerde bulundu.

Uygun mesafedeki akraba ziyaretlerine yürüyerek gidilmesi, misafirlik zamanları dışındaki saatlerde, sabah ve akşamları orta tempoda yürüyüş yapılmasının hayat kurtarıcı nitelikte çareler olduğunu belirtti.

Karabağ, şu ifadeleri kullandı:

‘Bayramın 2. Gününde akraba ziyaretleri başlıyor, sofralar daha fazla ağırlaşıyor. Tatlı tüketiminin yanında et tüketimi de çok fazla olabiliyor. Kronik hastalığı olan kişilerde doktorlarının önerisi ile beslenme konusunda kısıtlama yapmalarını istiyoruz ama çok da fazla buna uyulduğu söylenemez. Bunu Kurban Bayramlarında acillerin ful dolu olmasıyla da anlayabiliyoruz. Genelde hep sindirim şikâyetleri oluyor. Bir öğünde aşırı besin tükettiyseniz sonraki öğünlerde bunu dengelemeye çalışın diyoruz. Veya bu Kurban Bayramında sadece bir güne has olsun. Eğer, her gün bunu çok fazla yaparsanız hem kilo alırsınız hem beslenme alışkanlıklarınız değişir. Çünkü mide kapasitesi dediğimiz bir olay var. Mide kapasitesi arttığı zaman, kişiler bu beslenme düzenine alışıyorlar ve ileriki günlerde de daha fazla yiyorlar. Ramazan döneminde olduğu gibi... Çünkü Ramazan’da alışıldığı zaman bayramla birlikte tüketim sıklığı ve fazlalığı ilerliyor. Mümkün olduğu kadar hareketi bol yapmaya çalışın diyoruz. En azından ev ziyaretlerine yürüyerek gidilebilir. Akşam, ya da sabah saatlerinde orta tempoda yürüyüşler yapabilirler. Bunlar küçük çareler ama hayat kurtarıcı çareler olarak karşımıza çıkıyor.’

‘SUYU İHMAL ETMEYİN, ETİN YANINDA SALATA

ÇAY-KAHVE YERİNE BİTKİSEL ÇAYLARI TÜKETİN’

Her zaman olduğu gibi, bayramlarda da su tüketiminin çok önemli olduğunu belirten Diyetisyen Özge Karabağ, çay, kahve, asitli içecekler yerine bitkisel çayların tüketilmesini önerdi.

Etin yanında mutlaka salata tüketilmesini de tavsiye eden Karabağ, şu şekilde konuştu:

‘Yine bu dönemde her zaman söylediğimiz gibi mutlaka 8-10 bardak su tüketiminiz mutlaka fazla olsun diyoruz. Çay, kahve, asitli içecekler yerine mide ve bağırsakları rahatlatacak bitkisel çaylar tüketilmeli.  Et, çok güzel bir protein deposudur. Çoğu vitamin ve minerali yoğun bir şekilde içeriyor ama C vitamini ve çoğu mineral açısından da fakir, posa açısından da fakir. O yüzden et tüketiminin yanında mutlaka salata ve sebze tüketimine de ağırlık verilmeli. Tatlı, sarma veya et tüketimleri öğlen saatlerinde olursa akşam öğünlerini de daha hafif geçirerek günü kurtarabilirler. Eğer, Kurban Bayramı’nda abartılı yemek tüketimi ve buna bağlı olarak kilo artışı olduysa, bu kilolar yerleşmeden bayram sonrasında mutlak suretle bunun önlemi alınmalı.’

‘ET MUTLAKA DİNLENDİRİLMELİ’

Kurban Bayramlarında sıklıkla rastlanan bir diğer hususun ise kesilen hayvanın etinin hemen tüketilmesi olduğunu belirten Karabağ, bunun doğru olmadığını belirtti. Kurban etinin mutlaka dinlendirilerek tüketilmesi gerektiğini belirten Karabağ, etin yağlardan arındırılarak, yağ ilave edilmeden pişirilmesinin ise daha sağlıklı olduğunu söyledi.

Pişirme yöntemleri konusunda da tavsiyelerde bulunan Karabağ, ‘Kurban Bayramında kurbanın kesildiği gün etin tüketilmemesini öneriyoruz. Etlerin 7-10 derecede birkaç gün dinlendirildikten sonra tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Özellikle mide-bağırsak problemi olanlar için bu çok etkileyici bir durum olabilir. Pişirme yöntemi olarak da genelde, ızgara, haşlama ve fırında yöntemleri tercih ediyoruz. Anadolu şehirlerinde, Sivas’ta olduğu gibi etler genelde kuyruk yağı veya yağ konularak pişiriliyor. Etin görünür yağlardan temizlenip, sadece kendi suyunda çektirilerek pişirilmesi tabi ki çok daha sağlıklı. Özellikle kronik hastalığı olanları ve yaşlıların da et tüketimini günlük olarak en fazla 100 gramla sınırlandırmalarını ve özellikle etlerin yağsız kısımlarından yemelerini öneriyoruz.

Sakatatlar hastalığı olanlar dışında sağlıklı bireyler için de yüksek kolesterol ve yağ içeriyor. Bu tür besinlerin de mümkün olduğunca az, tadımlık olarak tüketilmesini öneriyoruz.

Bayramlarda genelde ağır hamur tatlıları yapıyor. Bayram tatları, çok fazla sütlü tatlılardan tercih edilmiyor Anadolu şehirlerinde. Bunlar hem tereyağı açısından çok zengin, hem çok yoğun şeker katılıyor, hem un içeriyor. Bunlar kalori ve sağlık açısından önermediğimiz şeyler. Eğer tüketiliyorsa bunların minimal ölçülerde tüketilmesini öneriyoruz.’

‘FAZLA ISRARCI OLUNMAMALI’

Türk toplumunun çok misafirperver olduğunu ve bu nedenle misafirlerini en iyi şekilde ağırlamaya çalıştığını belirten Karabağ, bayramlarda kişilerin fazla tüketmesinin bir nedeninin ise ısrar olduğunu belirte.

Ev sahiplerinin özellikle rahatsızlığı bulunan kişilere ısrarcı olmaması gerektiğini belirten Karabağ, ‘Biz toplum olarak çok misafirperver olduğumuz için evimize gelen misafirlerin her şeyden tatmalarını istiyoruz. Ama bu konuda ısrar çok fazla iyi değil. Çünkü insanlar birçok ev ziyaretine gittikleri için her yerde yediklerini düşünürsek bu sakıncalı olabiliyor. Her yerde yenildiğinde, tatlı, et, şeker tüketimi çok artıyor, hareketlilik de az olduğunda sağlık problemi yaşayabiliyorlar. O yüzden mümkün olduğu kadar ısrar etmeyin diyoruz’ dedi.

‘ÇOCUKLARA DİKKAT EDELİM’

Bayramlarda çocukların da beslenmesine çok dikkat edilmesi gerektiğini belirten Karabağ, çocukların şeker ve tatlı tüketiminin sınırlı olması gerektiğini belirtti.

Ülke genelinde olduğu gibi Sivas’ta da çocuklarda obezitenin arttığına dikkat çeken Karabağ, şu ifadeleri kullandı:

‘Tabi ki çocuklar, şekeri, tatlıyı, çikolataları çok severler ama bayramda bu miktar çok fazla artıyor. Çocukların özellikle diş sağlığı için çok fazla şeker ve şekerli besinleri tüketmemelerini öneriyoruz. Bunun dışında artık çocuklar arasında da obezite çok ciddi anlamda yayılıyor ve Sivas’ta da bu oran çok yüksek. ‘Çocuktur, yesin, kilo verir’ şeklindeki yaklaşımlar çok doğru değil. Çünkü genelde bu çocukların hormonal bir bozuklukları olabiliyor ve şeker tüketimi bu hormonal bozuklukları tetikleyebiliyor. Çocuklar tabi ki yiyecekler ama az miktarlarda ve tatlı yedikleri zaman yanında süt yoksa ayran tarzı bir protein kaynağı verilirse şeker açısından çok daha iyi olacaktır.’


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER