İRFAN ÖZŞEKER
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Şenliler, Sivas’ta ülkenin son günlerdeki gündemini değerlendirdi. Musul Başkonsolosu ve elçilik çalışanlarının kurtarılmasından, PKK ve IŞID sorununa, ülkenin ekonomik yapısından yargı üzerindeki spekülasyonlara kadar bir çok konuya değinen Genel Başkan Yardımcısı Şenliler, yeni seçilen Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan da ülkeyi birleştirici bir politika ile yönetmesini istedi.
Başkonsolos ve elçilik çalışanlarının kurtarılmasının kendilerinde büyük bir sevinç yaşattığını ifade eden Şenliler ‘Ülkemizin gündemi süratle her gün değişmektedir ve adeta siyasetçiler olarak toplum olarak ülke gündemini takip etmekten ve gündeme yetişmekten uzak kalmaktayız. 101 gündür bir terör örgütünün elinde rehin olan Musul Başkonsolosumuz ve personelinin bir müdehale ile bir pazarlık ile veya bir takasla veya bir operasyonla adına ne dersek diyelim ailelerine vatanlarına kavuşmaları hepimizde milletçe derin bir memnuniyet ve sevinç yaratmıştır. Ancak bu memnuniyetten, bu sevinçten daha önce bir takım ihmallerin ve kusurların sonucunda rehin alınan vatandaşlarımızın ve elçilik çalışanlarımızın kurtarılmasını bir kahramanlık ve büyük bir muzafferiyet olgusu olarak kamuoyuna sunmak ve bundan da siyasi bir rant elde edilmesini de doğru bulmadığımızı ayrıca ifade etmek istiyorum’
ŞİDDETLE KINIYORUM
Önceki gün Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak’ın görev yapan subayla girdiği diyalogu ve bir milletvekilinin asker ve polise taş atmasını şiddetle kınadıklarını ifade eden Şenliler ‘Ülkemizin en önemli meselesi en başta gelen meselesi bölücü terör örgütünün sinsi planları ve ülkemizin içinde bulunduğu bir göç dalgasıyla bir mülteci dalgasıyla karşı karşıya kaldığı ve bunun yaratmış olduğu toplumsal travmalar birinci plana çıkmaktadır. 2 milyona yakın ülkemizde mülteci bulunmakta bunlar bütün ülkemizin bütün şehirlerine kontrolsüz bir şekilde dağılmış ve bulundukları bir çok şehirde birtakım sosyal huzursuzluklara neden olmuş gibi bir durumla karşı karşıyayız. Özellikle son iki gündür Suriye sınırında Urfa ilimizin hemen karşısında bulunan Suriye topraklarında PKK uzantısı terör örgütlerinden kurtarılmış bölge ilan edildiği bir yerde yine başka bir terör örgütü olan IŞİD denen terör örgütünün yapmış olduğu saldırılar sonucunda meydana gelen çatışma ve insanlık dramı yaşanmaktadır. Bu yaşanan insanlık dramı sonucunda sınırlarımıza yığılan 100 binleri geçmiş olan komşu ülkenin vatandaşları şuanda sınırımızdadır. Türkiye bunlara kucak açmış durumdadır, Türkiye bunları bağrına basmış durumdadır ve bunlara en üst seviyede insani yardımları yerine getirmek gibi bir durumla karşı karşıyadır ve bunu da isteyerek yapmaktadır. Ancak görmekteyiz ve ibretle takip etmekteyiz ki ülkemizin baş belası olan bölücü terör örgütünün militanları ve onun bir takım siyasi uzantıları bu mülteci akınını fırsat bilerek ülkemize, devletimize, milletimizin birlik ve bütünlüğüne karşın kinlerini kusmaktan bir adım dahi geri kalmamaktadırlar. Milletvekili sıfatını taşıyan bir hanımın, hanım demeye de dilim varmıyor eline taş alarak askerimize ve polisimize karşı taş atmasını şiddetle kınıyorum. Seçilmiş bir belediye başkanı sıfatını taşıdığı halde bizim Türk ordumuzun şerefli subayına karşı senin devletin diye hitap ederek bu toprakları bu ülkeyi bu devleti kendi devleti olarak görmediğini aleni ifade eden Diyarbakır Belediye Başkanını şiddetle telin ettiğimi ifade etmek istiyorum’
BORÇSUZ KİMSE KALMADI
Ülkenin ekonomik durumunu da değerlendiren Genel Başkan Yardımcısı Şenliler ‘Ülkenin en büyük meselesi bunlar olmakla beraber ikincisi de ekonomik durumdur. Ülkede şuanda kredi kartından dolayı borçlu olmayan memur yoktur, işçi yoktur. Kredi kartından dolayı evine icra gelmeyen asgari ücretli yoktur. 10 milyonun üzerinde vatandaşımız asgari ücrete mahkum edilmiş, açlık sınırının 2 bin 500 lira olduğu ülkede 950 liralık asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca aile perişan vaziyettedir. Hükümetin almış olduğu ekonomik tedbirler elle tutulur, gözle görülür ve geniş toplum kesimlerini rahatlatıcı, kucaklayıcı onların ekonomik refahını artırıcı, istihdamı artırıcı yönde bir gelişmesi yoktur. En küçük devlet dairelerine kurumlara dahi sözleşmeli personel alınırken iktidar partisinin il başkanlığından , milletvekilinden icazet alındığını çok yakından takip etmekte ve bilmekteyiz. Beyaz yakalı dediğimiz üniversite mezunlarının, iki üniversite bitirmiş kardeşlerimizin asgari ücretle temizlik hizmetlerine, güvenlik hizmetlerine talip olduğunu bunun için iktidar partisinin il ve ilçe teşkilatlarından referans aldıklarını bilmekteyiz. Buda ülkemizin hangi ekonomik şartlar içerisinde yaşadığını göstermektedir. Milli gelirin 10 bin doları geçtiği söylenirken tabandaki 10 milyonun üzerindeki asgari ücretlinin eline aylık 800 – 900 lira geçmiş olmasının hangi gelir seviyesinin artmış olduğunu izah etmekle de bunu söyleyenlere bırakmak istiyorum’
DAVUTOĞLU ÜLKEYİ BİRLEŞTİRMELİ
Yeni kurulan hükümette Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nün ülkeyi birleştirmesi gerektiğine vurgu yapan Şenliler ‘BBP duruşu, ülke meselelerine bakışı her zaman yapıcı ve yol gösterici olmuştur. Yapıcı muhalefet anlayışı ile biz muhalefet yapa gelen bir siyasi parti olduk. Doğru olan yapılan her şeyin yanında oluruz, doğrudur deriz. Sadece muhalefet yapmak için de iktidarın her yaptığını kötü diye lanse eden bir bağnazlık içinde bugüne kadar asla olmadık bundan sonrada olmayız. Ancak siyasi iktidar ya bendensin ya benim düşmanımsın anlayışı ile bir siyaset yapmaktadır ki buda ülkeyi bölmekte, germekte ülkeyi derin bir ayrışmaya götürmektedir. İnşallah bu yeni hükümetin politikaları, yeni hükümetin anlayışı, yeni hükümetin topluma yaklaşması yeni Başbakanımız sayın Ahmet Davutoğlu’nun topluma yaklaşımı ülkeyi kucaklayıcı, bütünleştirici, birleştirici bir mimar üzerinde olur, bu toplumun yıllardır süren gerginliği, ayrışması da bu şekilde yavaş yavaş da olsa ortadan kalkar düşüncesindeyim’
YARGIDA BASKI OLMAZ
Son zamanlarda yargı üzerinde, adalet teşkilatı üzerindeki yapılan spekülasyonları BBP olarak doğru bulmadıklarını ifade eden Şenliler ‘Yargının her türlü tartışmanın üzerinde bağımsız, bağlantısız bir yapı içerisinde olmasını ve bu yapısını mutlak suretle koruması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Yargıya müdahale ettiğimiz zaman kime başvuracağız. O zaman meseleleri kim çözecek. Milli irade diye mecliste çoğunluğu elinde bulunduran bir iradenin yapacağı hataları kim yargılayacak. Eğer siz milli iradeyi her şeyin üzerine koyar, yargının da üzerine koyarsanız o zaman siz bir parti devleti haline gelirsiniz. Totaliter bir devlet anlayışı ortaya çıkmış olur. Bu sebeple biz BBP olarak yargının her türlü baskının, dayatmanın müdahalenin üzerinde bağımsız, evrensel hukuk kurallarına milli ve yerli hukuk anlayışımıza ilelebet müdahalesiz olarak kalması taraftarı olduğumuzu ifade etmek istiyorum’
ÇÖZÜM SÜRECİ BELASI
Yıllardır ülkenin baş belası olan terör belasının hükümet tarafından çözüm süreci olarak sunulmasının doğru olmadığını ifade eden BBP Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Şenliler ‘Ülkemizin en önemli meselelerinden biri olarak ifade ettiğim terör belasının hükümet tarafından çözüm süreci olarak sunulmasını da doğru bulmadığımızı, çözüm süreci denilen meselenin ülkenin ayrışmasına, çözülmesine giden bir süreç olduğunu söylemek istiyorum. Teröristlerle hiçbir zaman müzakere yapılmaz. Teröristlerle müzakere yaparsanız onları meşrulaştırırsınız, siyasallaştırırsınız ve silah gücü ile onların dayatmalarını kabul etmek noktasına gelirsiniz. Ne yazık ki ülkemizde hükümetimizin uygulamış olduğu politikalar son yıllarda bu çözüm süreci politikaları ülkenin ayrışmasına, çözülmesine çanak tutan, teröristleri cesaretlendiren onları kendi bulundukları mıntıkalarda kendi öz savunma birlikleri kurmak, yolları kesip kimlik kontrolü yapmak gibi, okulları yakmak gibi arkasından da ana dilde eğitim diyerek ülkenin üniter yapısını milli birlik ve beraberliğini bölücü parçalayıcı bir yola giden cesaret adımlarını da bu çözüm süreci ile bu teröristlere vermiş olursunuz. Şuanda yapılan budur. Bingöl’le, Diyarbakır arasında günlerce o yollar kapatılmış, karayolları buldozerlerle kesilmiş, kimlik kontrolleri yapılmış, dağlarda eşkıyalar güvenlik güçleri birimleri kurarak kimlik kontrolü yapmış devletin yapmadığı, polisin yapması gereken adliyenin, yargının yapması gereken işleri terör örgütlerinin yaptığını görmekteyiz ki bu da yavaş yavaş ülkemizin bir bölümünde ayrışmanın, çözülmenin, bir özerkliğin bir yerel yönetimin oluştuğunu göstermektedir ki dün Diyarbakır Belediye Başkanının konuşması sizin devletiniz diyerek Türkiye Cumhuriyeti Devletini kendi devleti olarak kabul etmediğini ifade etmesi, bir diğer milletvekili sıfatını taşıyan birinin askere polise taş atmasını kendimi savunuyorum demesi de bugün geldiğimiz noktanın vahametini göstermektedir’ şeklinde konuştu.
Editor : Haberpanelim