Gündem

743 Yıllık Medrese Böylesini Görmedi

743 Yıllık Medrese Böylesini Görmedi

743 Yıllık Medrese Böylesini Görmedi
30-11-2014 16:59


Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Ali Veral ve Belediye Başkan Yardımcısı Naci Süha, göz göre göre yapılan izinsiz çalışma ile ilgili tutanak tutularak gerekli işlemlerin yapıldığını söyledi.

RUHİ DEMİR

Sivas Cumhuriyet Meydanı’nda, Selçuklu mirası tarihi Çifte Minareli Medrese’nin ön kısmına göz göre yapılan ve izinsiz olduğu belirtilen kapalı alan çalışması durduruldu.

1271 yılında yapılan tarih abidesi Çifte Minareli Medrese’nin eyvan bölümündeki ruhsatsız çay bahçesinin izinsiz kapalı mekân çalışması ‘Bu kadarına pes dedirtirken’ medresede daha ne gibi sıkıntıların yaşanacağı merak konusu oldu.

Alanda yaşanan ve kimsenin haberdar olmadığı çalışma ile ilgili yaşanan süreci gazetemize değerlendiren Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Ali Veral, işletme sahibinin ikinci kez hatalı bir iş yaptığını üçüncü bir hata söz konusu olursa kiracılığının sonlandırılacağını belirtti. Belediye Başkan Yardımcısı Naci Süha ise çay bahçesinin ruhsatsız olduğunu ve bu şekilde faaliyet göstermesinin suç teşkil ettiğini söyledi.

‘ÇALIŞMAYI DURDURDUK’

İşletme sahibinin orada gerçekleştirdiği çalışmaya ilişkin kendilerine herhangi bir bilgi vermediğini, burada yapılan çalışmadan haberdar olduklarında hemen inceleme başlattıklarını belirten Veral, çalışmanın durdurulduğunu belirtti.

Veral; ‘Oradaki çalışmayı durdurduk. Bize herhangi bir bilgi verilmedi. Projeden de böyle bir şey yapacağından da haberimiz yok. Ayın 17’sinde Pazartesi günü hemen Sanat Eserleri Şube Müdürümüz Süleyman Çoban’ı gönderdim ve müdahale edilmesini söyledim. O gitti müstecir ile konuştu ve bu çalışmayı durdurmasını söyledi. Sonra, ayın 18’inde de ben çağırdım. Kemal Bey, bunu yapman mümkün değil, dedim ve uyardım. Fakat bu orada o çalışmalara devam etti. En sonunda Çarşamba günü teknik ekibi yeniden gönderdik. Belediye, Vakıflar ve Müze Müdürlüğü ekipleri tutanak tuttu ve durdurma kararı alındı. Onlar da proje hazırlatmışlar, bize proje ile müracaat ettiler ama biz orayı durdurduk tabi. Proje olmadan herhangi bir çalışmaya müsaade etmemiz söz konusu değil’ dedi.

‘BU HOŞ BİR ŞEY DEĞİL’

Burada kapalı bir alan oluşturulabileceğini ancak bunu kimsenin kendi kafasına göre yapamayacağını belirten Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Ali Veral, bu çalışmanın ancak prosedüre uygun ve kurul kararı ile gerçekleştirilebileceğinin altını çizdi.

Kapalı alan konusuna sıcak baktığına da dikkat çeken Veral, şu ifadeleri kullandı:

‘Türkiye’nin birçok yerinde, dünyanın birçok yerinde bu tür yerlerde verilmiş müsaadeler var. 660 sayılı ilke kararının köklü değişikliklerle ilkesinin 2. Maddesinin (a) bendinde ‘fiziksel dokuya zarar vermeden yapılacak işlere kurul karar verir’ diyor. Yani kurulun böyle bir yetkisi var. Türkiye’de de dünyada da birçok yerlerde bu tip alanlarda çay işletmeciliği gibi örnekler var. İnsanlar gelip, geziyor, ziyaret ediyor, orada da oturup çay içiyor. Bu İtalya’da daha çok var. Kemal Bey’de güzel bir proje yaptırmış getirdi, gördük. İyi bir proje ama kabul edilip edilmeyeceği kurulun bileceği iş. Kurul karar vermeden herhangi bir şey yapması söz konusu değil. Kurul, kaldırılması yönünde bir karar verdiği zaman kaldırılacak.

İşletme sahibinin yapmış olduğu şey hiç hoş değil. Vakıfların imajını da kamuoyu nezdinde zedeleyen bir tavır ve davranış… Sanki biz kontrol edemiyormuşuz ya da el altından izin vermişiz de yapıyormuş, bizim bilgimiz dâhilinde hareket ediyormuş gibi kötü bir imaj. Bizim yapmış olduğumuz çalışmaları da zedeleyen bir imaj.

Bana göre burada bir kapalı mekân oluşturulması, uygun ve elzem. Bunu ben savunuyorum. Ama bu oradaki çalışanın kendi kafasına göre değil. 660 sayılı ilke kararında belirtilen kurallara göre yapılması taraftarıyım. Prosedüre uygun olmak şartıyla orada bir kapalı mekân oluşturmasından yanayım. Zaten orası medrese. Restorasyon sürecinde dondurma kararı verilmiş. Bu karar olmasaydı orada kapalı bir mekân zaten çıkacaktı. Oranın aslında orijinalinde kapalı mekânı var. Fakat daha önce restorasyon yapılırken temel hizasında restitüsyona uyulmayarak dondurma kararı verildi, temel hizasından dolduruldu ve üstü açık bırakıldı.

Kurul projesinde orada tenteler var. Küçük şemsiyeler konulup altında çay içilebileceği gibi yazın güneşten korunmak için kapalı mekân oluşturulması konusunu kurul zaten kabul etti. Kışın gelen insanların da onu görebilecekleri, oturup onu seyrederek çayını içebilecekleri bir mekân... Böyle bir eserin oluşturulması bir zarar vermez esere. Yani esere zarar vermez, değerini düşürmez, basitleştirmez aksine işlev kazandırır. Bizim için önemli olan eserlere işlevsellik kazandırmak.’

‘GEÇMİŞTE KİLİSE OLAN BİR YER

ŞİMDİ SPOR SALONU OLARAK KULLANILIYOR’

Bu tür eserlerin yaşaması için içerisinde insan unsuru olması gerektiğini belirten Veral, geçmişte medrese olan bir yerin şimdi çay bahçesine dönüştürülmesine yönelik eleştirileri de doğru bulmadığını söyledi. Çifte Minareli Medrese’nin önündeki alanda çay bahçesi oluşturulmadan önce yaşanan sıkıntılara değinen Veral, bunun ne kadar gerekli olduğunu gördüklerini belirtti.

Bu konuda çeşitli örnekler de veren Veral, ‘Geçmişte burası medreseydi şimdi çay ocağı, şeklinde bir yaklaşım var. Tamam da geçmişte kilise olan bir yeri şimdi insanlar başka amaçla kullanıyorlar mesela Türkiye’de. Mesela Kayseri’de bir kilise var restorasyonu yapıldı ve spor salonu olarak kullanılıyor. Şimdi Şifahiye Medresesi’ni amacına uygun kullanalım diye hastane yapmaya kalksak, olmaz. Hastane olarak çalışmaz orası. Sivas’ta bu konuda ya bilgi azlığından, ya da bilgiyi güncelleyemediklerinden bu şekilde yanlış düşünebiliyorlar. Avrupa ülkelerinden özellikle İtalya’da, Almanya’da tarihi eserlerin bu şekilde kullanıldığına çok şahidiz.

Türkiye’de de bu gelenek yaygınlaştırılmalı. Sivas’ta ısrarla ‘burada çay olacağı olmasın, şu olmasın, bu olmasın’ deniliyor. Bu eserlere fonksiyon vermediğimiz zaman çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalıyoruz. Biri diyor ki ben buraya ‘8-10 tane arkeolojik taş koyayım, burada sergileyelim’ iyi de o zaman kuş uçmaz kervan geçmez bir hal alıyor. Bu sefer güvenlik sorunu ortaya çıkıyor. Art niyetli insanlar orada çeşitli kötü şeyler yapıyorlar. Mesela orada çay ocağı olmadan önce oradaki ahşap kapıları yaktılar, 4 kere kırdılar. Taşları söktüler, onun dışında akşamları cinsel sapıkların mekânı haline geldi. Allah’tan ki orası başka şekilde duyulmadan biz kiraya verdik. Karşıdaki dershanelerin ‘hocaları camdan bakamıyoruz’ diyorlardı. Şimdi böyle bir mekân mı olsun, istenilen bu mu? Veyahut da şuanda güzel bir çay bahçesi, güzel bir ortam var. İnsanlar, gelip gidiyor ve o esere sahip çıkıyorlar. Şunun altını ısrarla çiziyorum. Eserlerin ruhu içerisinde gezen insanlardır. Bir eserin içinde gezen insan olmazsa o eserin ruhu yok demektir. O eser çürür, ölür gider. Dolayısıyla bu eserlere sahip çıkmanın yollarından bir tanesi de o eserlere fonksiyon vererek insanların bu mekânları kullanmasını sağlamak. Orada medrese açamayacağımıza göre, boş kalması da olmayacağına göre bir işlev vermemiz gerekiyor.

Aynı şekilde Buruciye Medresesi’nin önünde hamam kalıntısı var. Adam MOBESE kamerasının altında 10-15 kilogramlık taşla vura vura damperli camı kırdı. Şimdi yine kırık… Biz yaptırmaktan usandık adamlar kırmaktan usanmadı. Yazıyoruz ilgili yerlere cevap alamıyoruz. Oysaki oraya bir fonksiyon verilse orada adam dondurma satsa, çekirdek satsa oranın bekçisi olur. Bu eserleri bizim sahiplenmemiz lazım. Sadece bizim değil, kurumların, kamuoyun sahiplenmesi lazım. Yoksa adam eline bir tane demir alıyor geliyor, oradaki taşın uygun bir yerine sokuyor taşı çıkartıyor. İşte bir deli bir taşı oynatıyor ama onu tekrar yaptırmak için bir yığın emek gerekiyor.’ İfadelerini kullandı.

‘KİRACILIĞINI SONLANDIRIRIZ’

Çay bahçesi işletmecisinin daha önce de iki hata yaptığını belirten Veral, bir kez daha benzer bir hata olması durumunda işletmecinin kiracılığının sonlandırılacağını söyledi.

Veral; ‘İşletmeciye bunu daha önce de söyledim. ‘Geçen kış da yine kötü bir şey yapmıştın. Yine kuruldan izinsizdi ve söktürüldü. Bir sürü paradan çıktın. O sistemi oraya kurdun. Yazın kazandığını kışın, bu işlerle kaybediyorsun. Geçen kış yaptığını şimdi kullanabiliyor musun? Hayır… Kaldırdın attın. Ama bir dünya para verdin. Şimdi de yanlış bir iş yapıyorsun, bu işin nasıl yapılacağını da bilmen gerekir. Ama yine de bir aymazlık içerisindesin.’ Şeklinde uyarımızı yaptık. Bir kere daha yapmıştı. Bir kere daha böyle bir şey yapacak olur ise biz kiracılığını sonlandırırız. Başka da yapabileceğimiz bir şey yok.

Biz bu konuyla ilgili tutanağımızı tuttuk, uyarılarımızı yaptık. Kurul sürecini de başlattık. Tekrar böyle laf dinlemez ve söz dinlemez noktaya gelirse akde aykırılıktan kiracılığını sonlandırma yoluna gideceğiz. Usule uygun, oranın fiziki yapısına uygun olan bir proje hazırlanır ve kurul onayı alırsa da burada kapalı bir alan oluşturulmasına müsaade edeceğiz. Sivas’a gelen yerli ve yabancı turistlerin o mekâna geldiklerinde ağırlanabilecekleri, kültürel fonksiyon ifade eden bir mekân oluşturulması noktasında ben uygun görüyorum.’ Dedi.

‘YASAL SÜRECİ BAŞLATTIK’

Belediye Başkan Yardımcısı Naci Süha ise çay bahçesinin ruhsatsız bir şekilde faaliyetini sürdürdüğünü, bununla birlikte izinsiz bir inşa faaliyeti gösterildiğini belirterek, gerekli işlemlerin yapıldığını ve yasal sürecin başlatıldığını söyledi.

İşletme ruhsatı konusunda daha önceden beri yaşanan bir hukuki süreç bulunduğunu, bu sürecin sonlandığını ancak şimdi yeni bir sürecin başladığını belirten Süha, bu konuda yaşanan süreç ve son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

Süha, şu ifadeleri kullandı:

‘Burada izin verme konusu şu şekilde; işletmeci projesini Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne sunacak, Vakıflar Bölge Müdürlüğü de Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na gönderecek, oradan izin çıktıktan sonra bize gelecek ve biz o izne göre inşa etme ruhsatı vereceğiz oraya. İşletmeci ‘belediyenin orada herhangi bir yetkisi yok’ diyor. İzni verecek olan Koruma Kurulu… Kurul, ‘ben bu projenin yapılmasına izin veriyorum’ der ise biz o izne göre ruhsat vereceğiz. Şimdi bu kişi hiçbir izin almadan tutmuş kafasına göre iş yapmış. Biz otomatikman orada yetkilenmiş oluyoruz zaten. Niye çünkü orada bir inşaat faaliyeti gösteriyor. Bir fiziki müdahale var oraya ve izinsiz. Hiçbir kurumdan izin almadan yapmış. Buradaki iş izinsiz başladığı için hemen müdahale ettik. Zaptımızı tuttuk, hukuki süreci başlattık.

Bizden önceki dönemlerde bu vatandaş ruhsat almadığı için biz onu ruhsat alıncaya kadar ticaretten men etmişiz. Ama o tutmuş bu men konusunu yargıya taşımış tabi konu mahkemede olduğu için bir şey yapılamamış. En son mahkeme bizi haksız görmüş, ‘bu ruhsatı vereceksiniz’ diye. Tabi biz ona tekrar itiraz ettik. Burada hukuki bir boyut olduğu için arkadaşlarımız ruhsat vermemiş. Şuanda da ruhsat müracaatı yok vatandaşımızın. Vatandaşımızın yapacağı şu; önce kuruldan bu proje için izni alacak, ondan sonra gelip bizden inşa için ruhsat alacak, bunu bitirdikten sonra da işletme ruhsatını alacak.

Daha önceki hukuki süreç sonlandı ama şimdi durum değişti. Önceki, tamamen açık olan, üzeri örtülü olmayan herhangi bir inşa faaliyeti olmayan bir durumdu. Şimdi oraya bir fiziki müdahalede bulunuldu ve eski durum tamamen ortadan kalkmış oldu. Bu vatandaş, burada bu kapatma işlemini yapmasa da gelse bizden işletme ruhsatı istese biz mahkeme kararına göre verebilirdik. Ancak şuanda o mahkeme kararını da bozabilecek fiziki bir müdahale çıktı. Şuanda orada ticari faaliyet sürüyor ise işletmeci suç işliyor. Onun da her gün fotoğraflarını çektirip tespit ettiriyoruz. Savcılığa da belge olarak sunacağız onları. Ama bu arada işlemi iptal eder ve kaldırırsa, ben vazgeçtim önce projelerimi çizdireceğim önce projelerimi çizdireceğim ondan sonra izinlerimi ruhsatımı alacağım derse konu otomatik olarak düşer. Eğer, direnirse illa yaptıracağım derse veya yapmış olduğu işlem öyle durursa konu savcılığa kadar gider.

Ben burada basın mensubu arkadaşlarıma ve halkımıza tarihi eserlere karşı gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür ediyorum.’


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER