Gündem

100 YILLIK SORUN

100 YILLIK SORUN

100 YILLIK SORUN
30-04-2013 09:57


ERSAN ARSLAN
Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Güdük Minare'nin onarımı için çalışma başlattı. Tarihi yapıda oluşan olumsuzlukları 'Güdük Minare Yıkılıyor' manşeti ile gündeme getiren gazetemizin haberinin ardından harekete geçen Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 639 yıllık tarihi yapıyı en kısa süre içinde onarmayı hedefliyor.
Eretna Devleti'nin kurucusu Alaaddin Eretna tarafından oğlu Şeyh Hasan Bey için 1347 yılında yaptırılan tarihi künbedin 100 yıl önce Albert Gabriel'in çektiği fotoğrafta da benzer noktalarında tahribat meydana geldiği tespit edildi. Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından hazırlanan teknik raporda, 2006 yılında yapılan restorasyon çalışmaları kapsamında türbenin çevresinin açıldığı, üst örtüsünün yenilendiği, taş ve tuğla yüzeylerde tamamlamaya gidildiği belirtildi. Raporda eserde meydana gelen tahribatlarla ilgili de bilgi verildi.
100 YIL ÖNCEDE AYNI SORUN VARMIŞ…
Haberin ardından teknik personelin Güdük Minareye giderek incelemede bulunduğunu belirten Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Ali Veral, 'yapılabilecek kısmi düzenlemeleri yaptık, ama restorasyon boyutundaki çalışma için kurul kararı gerekiyor. İnşallah en kısa süre içinde kuruldan geçirip gereken müdahaleyi yapacağız' dedi.
Tarihi yapının 2006 yılında restore edildiğini ancak, bugün gelinen noktada yine yıpranmalar meydana geldiğini belirten Veral, şu ifadeleri kullandı:
'Güdük Minare ile ilgili olumsuzluklar noktasında gazetenizde yer alan haberin ardından teknik ekibimiz giderek yerinde incelemede bulundu. Oradaki deformasyonlar tespit edildi. Bu deformasyonlar yeni değil, kendini tekrarlayan deformasyonlar. Bu 100 yıl önceki, Gabriel'in fotoğrafında da görünüyor. 2006 yılında restorasyonu yapılmasına rağmen, iklim şartları bu hale getirmiş. Şimdi yeniden restorasyonunun yapılabilmesi için teknik heyetin rapor hazırlaması gerekiyor. Gazetedeki haberin üzerine ben hemen talimat verdim. Yerinde inceleme yapıldı.
 Acilen yapılması gerekenler yapıldı ama yukarıdaki (yapının üst kısmı) onarımın mutlaka kuruldan geçmesi gerekiyor. İnşallah kısa süre içinde de kuruldan geçirip müdahaleyi yapacağız.'
'İNSAN NEFESİ OLMAZ İSE TARİHİ ESERLER BOZULUYOR'
Tarihi eserlerde meydana gelen tahribatlarla ilgili önemli tespitlerde bulunan Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Ali Veral, tarihi yapıların insanla iç içe olmaması halinde yıprandığını belirtti.
Veral, 'Restorasyonunu ne kadar yaparsak yapalım, fonksiyon verip de içerisinde insanları yaşatamıyorsak o eser kısa bir müddet sonra kaderine, kendine küsüyor ve aynı bir canlı gibi ölüyor' dedi.
Veral; 'tarihi eserlerin yaşayan mekânlar olması şarttır. Yaşayan bir tarihi eser olması için de onlara fonksiyon verilmesi, kullanılabilir ve işlevli olması gerekir. Bir eserin çok uzun süre, ayakta kalmasının tek şartı, bu eserlerin kaderine terk edilmiş, metruk bir halde olması değil, içerisinde insan nefesinin olması, insanların girip çıkması, cemiyet planında bir fonksiyon ifade etmesi gerekir. Ruh çıktıktan sonra nasıl ki, beden çürüyorsa, İçerisinde insan yaşamayan tarihi eserler de zamanla aynı o beden gibi ceset haline geliyor, çabucak bozuluyor. Eğer içerisinde insanlar yaşarsa bu eser toplum içerisinde yer almış oluyor. Dolayısıyla bir canlı organizma gibi düşünmemiz gerekiyor tarihi eserleri.  Tarihi eserlerin ruhu içerisinde yaşayan insanlardır. O insanlar olmadığı müddetçe, zamanla bunların çürüdüklerini, yok olduklarını görüyoruz. Restorasyonunu ne kadar yaparsak yapalım, fonksiyon verip de içerisinde inanları yaşatamıyorsak o eser kısa bir müddet sonra kaderine, kendine küsüyor ve aynı bir canlı gibi ölüyor.
Her ne olursa olsun tarihi eserleri daha uzun yıllara taşımak istiyorsak, Buruciye de, Şifahiye de olduğu gibi gelecekte inşallah Gökmedrese'de olacağı gibi, bütün tarihi mekânlara fonksiyon vererek içerisinde insanların dolaştığı, nefes alıp verilen mekânlar oluşturup, onları canlı halde tutmak, gelecek yıllara taşımanın garantisi. Eğer biz bunları toplumun içerisine katamıyor, bir işlev veremiyorsak, ne kadar restore edersek edelim, bir süre sonra bina kendine küsüyor ve yaşamıyor.
Bunu yapan insanlar toplumdan dışlansın diye yapmamış. Bu eserler toplum için yapılmış. Oysaki biz, toplumdan arındırmaya çalışıyoruz.'
Öte yandan gazetemizin gündeme getirdiği tarihi yapı ve çevresindeki olumsuzluklarla ilgili kısmi düzenlemeler de yapıldı. Türbenin etrafını çevreleyen bahçe kapısı onarıldı.
 


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER