Gündem

?Farklılıkları Zenginlik Olarak Bilmemiz Lazım?

?Farklılıkları Zenginlik Olarak Bilmemiz Lazım?

?Farklılıkları Zenginlik Olarak Bilmemiz Lazım?
01-05-2015 16:02


Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, ‘Bu milleti normalleştirmemiz lazım, farklılıkları zenginlik olarak bilmemiz lazım.  Bir bahçede papatya varsa farklı güzel, papatyanın yanında gül, karanfil, menekşe varsa, bin bir çiçek varsa o bahçe daha güzel. Bırakın da zenginliğimiz olsun. Eğer zaten teke indirseydik bunu Cenabı Allah yapmaya muktedirdir. Cenabı Allah bütün kavimleri tek kavim yaratmaz mıydı? O her şeye kadirdir. İsterse herkesi Arapça, Türkçe konuşturamaz mıydı? İstese herkesi Türk, Arap yapamaz mıydı? Yapardı. Cenabı Allah bunu yapmadı ki, farklı yaptı. O halde diller ve renkler Allah’ın ayetleridir ve bizim bu farklılıkları korumamız lazım.’ Dedi

ERSAN ARSLAN

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, ‘Kavga çıkarmak çok kolay, farklılıkları öne çıkarmak da kolay olabilir. İsterseniz iki evladınız arasında da fark bulursunuz. Ama evlatlarınızdan birisini diğerinden ayırt edebilmeniz mümkün mü? Dolayısıyla devlettin de, kendi vatandaşını, 77 milyonu hiç ayırt etmeden kucaklaması lazım. Oldukları gibi kucaklaması lazım…’ Dedi.

Bakan Yılmaz Sivas’ta basın yayın kuruluşlarının temsilciler ile sabah kahvaltısında bir araya geldi.

AK Parti İl Başkanlığı’nca Paşa Bahçe Mesire alanındaki Kütük Ev’de düzenlenen programa Bakan Yılmaz’ın yanı sıra AK Parti Sivas Milletvekili ve Milletvekili adayı Av. Hilmi Bilgin, Belediye Başkan Vekili Erdal Karaca, AK Parti İl Başkanı Av. Ziya Şahin, milletvekili adayları Selim Dursun ve Yalçın Özdemir ile milletvekili aday adayı Rümeysa Yeni Elbay ve parti yöneticileri de katıldı.

Kahvaltı sonrasında AK Parti İl Başkanı Av. Ziya Şahin ve Belediye Başkan Vekili Erdal Karaca, AK Parti Sivas Milletvekili Av. Hilmi Bilgin ve Milletvekili Adayı Selim Dursun kısa birer selamlama konuşması yaparak basın çalışanlarının ve tüm emekçilerin 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutladı.

 ‘NORMALLEŞTİK’

Türkiye’de geçmişte birçok konunun çatışma ortamı oluşturduğunu belirten Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ise, bunlardan birinin de 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı olduğunu söyledi. Artık herkesin bu bayramı kutlayabildiğini belirten Bakan Yılmaz, ‘Normalleştik’ dedi.

Bakan Yılmaz, şu şekilde konuştu:

‘1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, eskiden bir gruba ait olduğu düşünülürken şimdi herkesin sahiplendiği bir hale geldi. Yani normalleştik. Aynı şey 21 Mart’ta da öyle. Nevroz biliyorsunuz, Azerbaycan’da, Türkmenistan’da 14 gün bayram. 1 Hafta bayram olan yer var. Türk dünyasının en önemli günüydü. Ama bir ara Türkiye’de Nevroz nasıl bir bayramdı? Sadece bir gruba ait bayramdı, çatışmanın olacağı günler diye beklenirdi. 1 Mayıs çatışma günü, 21 Mart çatışma günü… 1 Mayıs birilerin bayramı diğerlerinin kâbusu, 21 Mart birilerinin diğerlerinin kâbusu durumundaydı. Cenabı Allah’a hamdolsun normalleştik. ‘Su akar yatağını bulur’ gibi. İsteyen kutlasın. Şimdi, Türk’ü, Kürt’ü, sağcısı, solcusu, emeği olduğunu düşünen herkes, isterse bu bayram kendisinin bayramı olur. Dolayısıyla bu bayramı tebrik ediyorum, Türkiye’nin her günü bayram tadında geçsin diliyorum.’

‘DEVLET, SENFONİ

ORKESTRASI GİBİDİR’

Devleti senfoni orkestrasına benzeten ve her vatandaşını ayırt etmeden kucaklaması gerektiğini söyleyen Bakan Yılmaz, AK Parti’nin bu bilinçle hareket ettiğini ve tüm farklı sesleri Türkiye coğrafyasında birleştirerek ortaya bir eser çıkarmak istediğini söyledi.

Bakan Yılmaz; ‘Kavga çıkarmak çok kolay, farklılıkları öne çıkarmak da kolay olabilir. İsterseniz iki evladınız arasında da fark bulursunuz. Ama evlatlarınızdan birisini diğerinden ayırt edebilmeniz mümkün mü? Dolayısıyla devlettin de, kendi vatandaşını, 77 milyonu hiç ayırt etmeden kucaklaması lazım. Oldukları gibi kucaklaması lazım…

Devlet bir senfoni orkestrası gibidir. Senfoni orkestrasında ne vardır? İşte diyelim ki, keman birdir. Flüt bir yerdedir, gitar bir yerdedir. Her birisi kendi halinde çaldığı zaman, gürültü oluyor. Ama o senfoninin başındaki eline çubuğu aldığı zaman her birisine bir görev vererek ortaya bir eser çıkarıyor. İşte millet de, devlette budur. Yani yöneticilerimiz, farklılıkları görerekten her birisinin ne kadar, ne zaman ses çıkaracağını ayarlayacak, bilecek ve ortaya bir eser çıkaracak. İşte bizim de AK Parti olarak yapmak istediğimiz bu. Farklılıklarımızı zenginlik bilerekten, bir senfoni orkestrası gibi her birisinin farklı sesini, bir Türkiye’nin bu coğrafyasında birleştirerekten ortaya bir eser çıkarmak istiyoruz. Bu yolumuzda bize yardım etmenizi istiyoruz. Bu yolumuzda bizi desteklemenizi istiyoruz.

Geçmişte hangi partiyi desteklemiş olurlarsa olsun kardeşlerimiz, bu dönemde Sivas’ı, Türkiye’yi desteklemek istiyorsa, eseri kim ortaya çıkaracaksa, hizmeti kim ortaya getirecekse onu desteklemesi lazım. Geçmişte muhalefet partilerinden milletvekillerimiz vardı. Muhalefet milletvekilleri köprü yapar mı, yol yapar mı, okul yapar mı, üniversite, hastane yapar mı? ‘Yok… Onun görevi o değil ki’ dersiniz doğru mu? Peki ama Sivas’ın beklediği eğer hizmet değilse o zaman istediğinize oy vermekte serbestsiniz. Ama Sivas hizmet bekliyorsa o zaman hizmet nereden geliyorsa ona oy vermemiz gerekiyor. Allah için bizim de istediğimiz o yani. Oy verirseniz pişman olur musunuz? Olmazsınız…’

‘ÇATIŞMA ORTAMINI

ORTADAN KALDIRDIK’

AK Parti’nin Türkiye’deki çatışma ortamını ortadan kaldırdığını, 1 Mayıs’ı kavga olmaktan çıkardığını, başörtüsü sorununu çözdüğünü belirten Bakan Yılmaz, başörtülülerin geçmişe Avrupa ülkelerinde okuduklarını ancak kendi ülkelerinde okuyamadıklarını söyledi.

Bakan Yılmaz, şu şekilde konuştu:

‘1 Mayıs’ı kavga olmaktan biz çıkardık. Biz, geçmişteki ülkenin çatışma ortamını ortadan kaldırdık. Eskiden başörtüsü çatışma noktasıydı. Başörtüsünü devlete meydan okunacak bir kusur olarak gördük. Şimdi, başörtülüler üniversiteye girebiliyor mu? Eskiden Türkiye’de okuyamayanlar, Avusturya, Kanada, Amerika’da, Almanya’da her yerde okudu da, kendi vatanında okuyamadı. Niye? Devletin sahibi olduğunu sananlar, diğerlerini maraba olarak görüyorlar ve onların hak ve hukukunu kendilerinin çizeceğini düşünüyorlar. Onun için diyorlar ki, ‘benim gibi giyinemezsin, benim istediğimin dışında giyinemezsin’ ve ‘benim gibi düşüneceksin, benim gibi konuşacaksın’ diyor. Bu hatta mecliste de var. ‘Niye buna bunu demedin, niye bunu bunu söylemedin’ diyor. Senin söylediğini ben söylemek durumunda mıyım? Burası milletin hür iradesi ile oluşmuş bir meclis değil mi? Herkes fikrini söylesin, millet sonuçta pazara çıkar istediğini alır. Yani farklı fikirlerden, farklı anlayışlardan rahatsız olmamak lazım… İşte, okula almadılar, devlet dairesine almadılar, meclise almadılar.  Çatışma noktasıydı. Şimdi ortadan kalktı. Mecliste kaç tane başörtülü milletvekili var ben bilmiyorum. Bu çatışma ortamını biz ortadan kaldırdık. Kötü mü yaptık?

Eskiden bir Alevi-Sünni kavgamız da vardı. Aleviler köylerdeydi, şehirde yoktu. Daha sonra şehre geldi, şehre geldikten sonra da Cem Evi ihtiyaçları oldu. Birisinin inancına müdahale etmek sizin göreviniz değil ki. İstediğine inanır, istediği yerde ibadet eder. Yeryüzü zaten insana mescit kılınmıştır. Her yerde dua edilebilir, her yerde niyaz edilebilir. Onların o talepleri eskiden karşılanamazdı. Geçtiğimiz yıl Hafik’te bir gün içerisinde bir cami açılışını yaptık. Kaymakam bey, ‘bugün 4 tane de cem evi açıldı’ dedi. Elhamdülillah. Şimdi birçok Alevi kardeşimle oturur oturmaz ‘ben Aleviyim’ diyor. Niye diyor? Sormadık bile. Geçmişin tepkisini şimdi ortaya koyuyor, ‘beni bilerek konuş, ben buyum’ diyor. Biz bu konuda daha normalleşmedik, daha yapmamız gerekenler var. Dolayısıyla bu milleti normalleştirmemiz lazım, farklılıkları zenginlik olarak bilmemiz lazım.  Bir bahçede papatya varsa farklı güzel, papatyanın yanında gül, karanfil, menekşe varsa, bin bir çiçek varsa o bahçe daha güzel. Bırakın da zenginliğimiz olsun. Eğer zaten teke indirseydik bunu Cenabı Allah yapmaya muktedirdir. Cenabı Allah bütün kavimleri tek kavim yaratmaz mıydı? O her şeye kadirdir. İsterse herkesi Arapça, Türkçe konuşturamaz mıydı? İstese herkesi Türk, Arap yapamaz mıydı? Yapardı. Cenabı Allah bunu yapmadı ki, farklı yaptı. O halde diller ve renkler Allah’ın ayetleridir ve bizim bu farklılıkları korumamız lazım. Doğal olanı bizim kabul etmemiz lazım. İşte AK Parti, Türkiye’deki doğallaşmayı sağlayan partidir. Allah’a şükürler olsun şuana kadar nereye gittiysem, ‘AK Partiye oy verdim elim kırılsın’ diyenini görmedim. Ne diyor? ‘Şunu şunu yaptınız da burada eksik kaldınız’ diyor. Doğru, biz her şeyi yaptık bitirdik demiyoruz ki. Dolayısıyla sizden vekâlet istiyoruz. Allah nasip ederse yaptıklarımız var, yapacaklarımız var, vaatlerimiz var, 2023 hedeflerimiz var. Dolayısıyla da biz Türkiye için de Sivas için de en iyisini istiyoruz. Yapar mıyız? Biz yaparız. Bizim dışımızda hiçbir partinin tek başına iktidar umudu yok, beklentisi de yok. Evlatlarımızın geleceğini çalmamak için, Türkiye’de yeniden koalisyonlara fırsat vermemek için, hizmet getirecek, iktidar olacak AK Parti için ben Sivaslı hemşerilerimden oy isteyeceğim. Bize oy verirseniz pişman olmazsınız. Bu ülkeyi güçlü yapmak milliyetçiliktir.’

Bakan Yılmaz, konuşmasının ardından basın mensupları ile bir süre sohbet etti.


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER