TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, 'Gelecek, bilgi tabanlı ekonomi inşa eden ülkelerin olacaktır. Ülkemiz de bu ülkelerden birisi olmak için çalışmaktadır, bunda da en büyük pay üniversitelere düşmektedir' dedi.
Cumhuriyet Üniversitesinin (CÜ) akademik yılı açılışı nedeniyle Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende konuşan Yılmaz, yeni akademik yılın CÜ ailesi ve Sivas için hayırlı olmasını diledi.
CÜ'nün 50 bini aşan ailesiyle Türkiye'deki 193 üniversite arasında müstesna yerini aldığını belirten Yılmaz, 'İnsani kalkınma hedefimizin temelini eğitim oluşturmaktadır. Eğitim uzun vadeli bir bakış açısıyla geleceğe yatırımdır. Hayat boyu da süren bir süreçtir. İnsanımızın yaşam kalitesini yükseltir, insanımızın insan kaynağını dünyayla rekabet edecek şekilde donatır' diye konuştu.
Gerek bireylerin, gerek ülkelerin gelişim ve ilerlemesindeki en önemli kilometre taşının eğitim olduğunu vurgulayan Yılmaz, yüksek öğretimde geçen yıl öğrenci sayısının 2,6 milyona ulaştığına dikkati çekti.
Yılmaz, açıköğretime devam eden öğrenciler dahil edildiğinde okullaşma oranının yüzde 97'ye ulaştığını, üniversitelerdeki öğretim elemanı sayısının ise 140 bini geçtiğini bildirdi.
Her ilde üniversite olduğunu, bazı illerde ise birden fazla üniversite bulunduğunu aktaran Yılmaz, 'Sivas, geçmişte medreseler şehriydi, medreseleri bugünün üniversiteleri şeklinde görmek lazım. Eğitim, ilim kentiydi, medeniyet başkentiydi. İnşallah Sivas tarihte hak ettiği, tarihte sahip olduğu ancak bugün de hak ettiği yine bir eğitim ve üniversite şehri olma unvanına kavuşur diye düşünüyorum' ifadelerini kullandı.
Türkiye'de bugün her 100 kişiden 38'inin üniversiteye gittiğini ve yurt kapasitesinin 417 bini aştığını belirten Yılmaz, talep eden her öğrenciye bu yıl 330 lira kredi verildiğini ve üniversite harçlarının da kaldırıldığını anlattı.
Bugünün dünyasında ekonomik gelişmenin ana dinamiğini bilgi üretimi ve bilginin katma değere dönüşümünün oluşturduğunu dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
'Gelecek, bilgi tabanlı ekonomi inşa eden ülkelerin olacaktır. Ülkemiz de bu ülkelerden birisi olmak için çalışmaktadır, bunda da en büyük pay üniversitelere düşmektedir. Bilim ve iletişim alanında son derece hızlı gelişmeler yaşanmakta. Üniversiteler değişen şartlara ve bilimsel gelişmelere uygun olarak yapılanır ve bu doğrultuda çevresini aydınlatırsa kendi varlıklarını da devam ettirebilir. Üniversitelerin talep edilebilir olması, sürekli bir değişim ve gelişim içinde olmasına bağlıdır. Üniversiteler bulundukları coğrafyanın siyasal, toplumsal ve kültürel hayatında da söz sahibi olur. Üniversiteler çevresini bilgilendirir, bilgiyle aydınlatır, ülkenin gelişmesi ve ülkenin sorunlarının çözümü konusunda görüşleriyle de topluma yol gösterici olur. Üniversiteler içinde bulunduğu toplumun birer aynasıdır. Bir üniversitede nezaket, saygı ve vakar varsa toplumda da var demektir. Katılmasak da farklı fikirlere tahammül varsa toplumda da farklı fikirlere tahammül ve hoşgörü var demektir. Üniversiteler istişare ve ortak akıl merkezleridir, bütün dünyanın fikirleri buradadır, en aykırı gibi görünen fikirler de buradadır. Aykırı fikirlere söz hakkı tanındığı oranda onların eleştirilmesine de imkan tanındığı yer yine üniversitelerdir.'
'AYNI KÜLTÜR HAVZASINDA BESLENDİK'
Fikir farklılıklarının olduğu yerde istişarenin söz konusu olduğunu ve dolayısıyla farklı fikirlerin bulunmadığı bir yerde fikir paylaşımından söz edilemeyeceğini belirten Yılmaz, hakikatin ışığının ise fikirlerin çatışmasından doğacağını ifade etti.
Farklı fikirlerin olmasının çatışmayı gerektirmediğine işaret eden Yılmaz, 'Bir arada, huzur içinde yaşamak, birbirimizi daha çok anlamak, daha çok birlikte çalışmak, ortak değerleri oluşturmak ve onları da birlikte korumak ve savunmayı gerektirir. Bizler aynı kültür havzasından beslendik, aynı coğrafyada aynı ülkede bin yıldır beraber yaşıyoruz. Biz birbirimize benzeriz, farklılıklarımızla birbirimize benzeriz' dedi.
'DEMOKRATİK DEVLET FARKLILIKLARI TEHDİT OLARAK GÖRMEZ'
Yılmaz, birbirine benzemenin aynı düşünmeyi gerektirdiği anlamına gelmediğini, aynı şeyleri düşünmenin insan olmanın fıtratına aykırı olduğunu söyledi.
En değerli şeyin insanların birbirini anlaması ve bunun için göstereceği gayret olduğunu kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti:
'Bir arada yaşamanın ilk şartı, herkes bir şey söyleyebilir ama belkide herkesin yanılabileceğini kabul etmesidir, zaten ilim de bilim de budur. Bunu yaparsak birbirimizi anlamak daha da kolaylaşacaktır. Birbirimizi anlarsak, birbirimizi bir ailenin bireylerinin farklı fertleri olarak görürsek, gelecek nesillere barış ve huzur içerisinde güçlü bir ülke bırakırız. Bu bizim öncelikli görevimiz. Değişen dünya, ülke ve toplum şartlarına uygun yeni çözüm yöntemlerini de birlikte bulabiliriz. Bu millet milli mücadelesiyle mazlum milletlere örnek oldu. Şimdi sahip olduğu sorunları çözme konusunda da yine mazlum milletlere örnek olacaktır.
Demokratik devlet, farklılıkları tehdit olarak görmez, her bireyi var olan değeriyle korur. Farklılıklardan korkan bir devlet çağdaş da olamaz. Türkiye'de bugün tartışılan sorunların büyük bir bölümü demokrasinin eksikliklerinden kaynaklanmış sorunlardır. Çözüm, demokrasimizin standartlarını yükseltmekten geçer. Etnik kimlik ya da inanç farklılıkları adına kamplaşarak, çokluk içinde birlik fikrinden uzaklaşan toplumların yaşadığı büyük acıları bu coğrafyada yaşayıp da görmemek mümkün olur mu? Suriye'ye, Irak'a, Yemen'e, Somali'ye, Libya'ya baksın. Türkiye çağdaş bir ülke olarak farklılıklara saygı temelinde, kendi sorunlarını kendisi çözebilecek, sağlam bir siyasi kültüre ve engin bir devlet tecrübesine sahiptir'
'BİLGİ VE TEKNOLOJİNİN ÜRETİM MERKEZLERİ ÜNİVERSİTELERDİR'
Toplumla paylaşılmayan bilginin kendi kabuğu içerisinde kaldığını ve bilgi olmanın ötesine geçmediğini dile getiren Yılmaz, üniversitelerin bilgilerini topluma sunması, üniversite-sanayi ve üniversite-esnaf işbirliği ve ortak çalışması yapılması gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, bilim ve teknoloji alanında gerçekleştirilen ilerlemelerin ekonomik kalkınmanın hızlanmasına ve beşeri sermayenin güçlenmesine yardımcı olacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Güçlü devlet, bilgi üreten, kullanan ve teknolojiye sahip olan devlettir. Bilgi ve teknolojinin üretim merkezleri de üniversitelerdir. İyi bir eğitim demokrasiyi kökleştirir. İyi bir eğitim ekonomiyi geliştirir. İyi bir eğitim Türkiye'nin görünülürlüğünü uluslararası toplumlar içinde çok daha iyi bir noktaya getirir. Bilgi ve teknoloji odaklı bu ekonomi içerisinde inşallah yeni yetişen öğrencilerimizle çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkacağız. Okumayı ve araştırmayı seven, ilmi ve teknolojiyi kullanan, problemlere bilimsel yaklaşımlar, çözümler üretebilen, araştıran ve sorgulayan öğrenciler üniversitesine değer katar. Demokrasiye inanmış, insan haklarına saygılı, milli ve manevi değerlerine bağlı, sağduyulu, üretken ve kendine güvenen gençler bu ülkeyi geleceğe taşıyacaktır. Ülkemizi de çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine taşıyacaktır.'
TBMM Başkanı Yılmaz, CÜ'nün kurulduğu tarihten bu yana Sivas'a çok büyük katkıda bulunduğunu ve her geçen gün kendisini yenilediğini sözlerine ekledi.
Üniversiteye kaydını ilk yaptıran 20 öğrenciye dizüstü bilgisayar ve katılım belgesi veren Yılmaz, daha sonra yapımı tamamlanan edebiyat fakültesi ek binası ve yemekhanenin açılışını gerçekleştirdi.
Programa, Sivas Valisi Alim Barut, Belediye Başkanı Sami Aydın, AK Parti Sivas Milletvekili Selim Dursun, CHP Sivas Milletvekili Ali Akyıldız, CÜ Rektörü Prof. Dr. Faruk Kocacık, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. (AA)
Editor : Haberpanelim