Gündem

Siyaset Vatandaşa Dokunma Sanatıdır

Siyaset Vatandaşa Dokunma Sanatıdır

Siyaset Vatandaşa Dokunma Sanatıdır
24-10-2015 11:17


Yılmaz, ‘İlk defa siyasette seçim beyannameleri önemli hale geldi. Seçmenimize gittiğimizde de o bunu veriyor, sen ne veriyorsun. Onu bunu diyor, sen ne diyorsun diyor… Siyaset, hizmeti yarıştırma sanatıdır. Siyaset vatandaşa dokunma sanatıdır. Siyaset vatandaşın karakterini, devlete, Ankara’ya, aktarma sanatıdır’ dedi.

SERCAN ÇETİNEL / OĞUZHAN SARZEP

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, AK Parti Sivas İl Teşkilatı ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) kahvaltıda bir araya geldi.

Kahvaltı sonrası konuşma yapan TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, ‘Siyaset memleket meselesidir ve geçmişten ders alınması gerekir’ dedi. ‘Geçmişte ucuz kumaşlardan siyah önlük ve üzerindeki yamaları, saman kağıtları ve ders çalışmak için sokak lambalarından faydalanılan günleri unutulmamalı’ diyen Başkan Yılmaz, ‘Siyaset memleket meselesidir. Bir söz vardır, hiç siyasetle ilgilenmezseniz, siyaset bir gün sizinle ilgilenir’ ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanı Yılmaz şunları kaydetti:

‘Bir kardeşimiz yazmış ve görüşlerini aktarmak istiyorum. Bu görüşleri ben duyduğumda bire bir yaşadığımı hissettim. İçinizde de mutlaka bu siyasetin memleket meselesi olduğu hususunda mutabıkızdır diye düşünüyorum. Biz yokluk ve yoksullukla büyümüş bir kuşağız. Şekerli çay suyuna ekmek batırarak yaptık kahvaltılarımızı. İlkokullarda Amerikan unu ve süt tozu vardı. Bizim gençlerimiz bilmez. Çünkü Amerika’ya yardıma ihtiyacımız kalmadı. Eskiden Amerikan süt tozu kullanırdık. Şimdi hamdolsun ki devlet diyor ki, kendi evladıma sütü ben veririm, kendi evladıma üzümü ben veririm, kendi evladıma tablet bilgisayarı ben veririm, kendi evladımı diş fırçasını ve macununu ben veririm diyor. En ucuz kumaştan dikilmiş siyah önlüklerimizle Anadolulun garip serçeleriydik. Yamayı biliriz, sadece pantolona, cekete değil, çoraba da yapılan yamayı biliriz. Otobüs, dolmuş zengin işiydi. Taksi mi hiç sormayın. Yeni nesil bilmez bunu. Onun için diyoruz ki, dün denen dersi okullarda mutlaka zorunlu olarak tutmak lazım. Geçmişten ders alalım ki, geleceğimize daha doğru bakalım. Sarı saman kâğıdından defterleri ve kurşun kalemleri sonuna kadar kullanırdık. Siyasetin bizim kuşak için, geçmişinde bir yara gibi duran yoksulluğa karşı tüm toplum adına bir meydan okumaktır. Bugünden yüzümüzü döndük siyasete… Avrupa hayranlığımızın coğrafyasıydı. Ne için Avrupa ve Avrupalı gibi olamamıştık soruları beynimize işler, kulaklarımız hep ‘gibi’ olmakla çınlar dururdu. Geriydik işte. Hepimizin yakınları vardı Almanya’da, Hollanda’da… İnsanlık oradaydı, gelişmişlik oradaydı, insana saygı oradaydı… Bizim özgüvenimizi almışlardı.’

‘SİYASET HİZMET YARIŞTIRMA SANATIDIR’

Geçmiş yıllarda hiçbir partinin seçim beyannamesinin dikkate alınmadığını belirten TBMM Başkanı Yılmaz, ilk defa bu seçimlerde partilerin beyannameleri önemli hale geldiğini vurguladı. ‘Siyaset vatandaşa dokunma sanatıdır’, ‘siyaset hizmet yarıştırma sanatıdır’ ifadelerini kullanan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

‘Biz kendine güveni olan bir millet olalım gerçekliğinin inşası için siyasete döndük yüzümüzü. Yıllarca halk, yani bizler, yani Anadolu’nun söğüt ve serçesinden ibaret gerçekliği, elit bir çevre tarafından hep dışlandı. Hesaba katılmadı, değersiz görüldü. Hep alt sınıf muamelesi yaşandı. Bu ana kadar hiçbir partinin seçim beyannamesi takip edilmezdi. Çünkü millete başka taraflara yönlendirmeye çalışırlardı. İlk defa siyasette seçim beyannameleri önemli hale geldi. Seçmenimize gittiğimizde de o bunu veriyor, sen ne veriyorsun. Onu bunu diyor, sen ne diyorsun diyor… İşte siyaset hizmeti yarıştırma sanatıdır. Siyaset vatandaşa dokunma sanatıdır. Siyaset vatandaşın karakterini, devlete, Ankara’ya, aktarma sanatıdır. Bu dönemde siyaset normalleşti. Bizler kaderlerine ve hayatlarına razı, ülke idaresine, geleceğine ilişkin tek söz edecek değerden yoksun olarak sadece onların kararlarına evet diyecek, her türlü hakkı onlara tanıyacaktı. Memleketi onlar yönetecekti. Bu memleketi adeta onları tapulu mülki idi. Okullarda namaz kılıyorlar mescit açtılar diye haber yaptılar. Telgraf çektiler diye haber yaptılar. Bunlar halkın değerlerinden uzak olduğunu gösteren en güzel ölçüleri. Bu ülkenin sahipliğini, yine bu ülkenin vatandaşına vereceğimiz için biz siyaset dedik. O yüzden bu millet siyasete içinden dalga dalga yükselen bir heyecanla bağlandı…’

‘SEÇİMLER MİLAT GİBİDİR’

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, Türkiye’de seçimler milat gibidir, Türkiye’de seçimlerde çok şeyin değiştiğini vurgulayarak, 2002’den bugüne kadar birçok şeyin değiştiğini belirtti. Geçtiğimiz dönemlerde yapılan koalisyon değerlendirmesini yapan Özhaseki şu ifadeleri kullandı:

‘1 Kasım seçimleri biraz daha önem arz ediyor.  Aslında Türkiye’de yapılan neredeyse bütün seçimler, kendine has bir önem arz etmesine rağmen bu seçimde biraz daha farklı boyutlarda var. Avrupa’da seçimler yapıldığı zaman insanların birçoğunun seçimlerden haberi bile olmaz. Orada Hıristiyan demokratlarla, sosyal demokratlar arasından bir çekişme vardır. Birisinin gelmesi, diğerinin gitmesiyle çok bir şey değişmez. Ama Türkiye’de seçimlerde çok şey değişiyor. Bunun en güzel örneği 2002 yılının öncesi ve sonrası. Adeta bizde seçimler milat gibidir. 2002’de ortaya konan sandık oylamasında millet hesap sordu. 2002 öncesine baktığımız zaman çok güçlü bir koalisyon var. Solun temsilcisi Ecevit, MHP lideri Devlet Bahçeli ve yanlarında da liberallerin temsilcisi Mesut Yılmaz var. Çok geniş tabanlı bir hükümet. İlk bu hükümet kurulduğunda Kayseri’de bir açılıştaydım. Mikrofona çıktığımda başarılar diledim. Başarılı olmaları için gerçekten dua ettik. Aslında sola oy vermiş biri değilim. Ama ülkemin işleri iyi giderse mutlu olacağım. İşler kötü giderse, bende etkileneceğim, ülkemde etkilenecek. 3 buçuk yıl boyunca iktidarda kaldılar ve neticesinde geldiğimiz durum perişandı. Ekonomi iflas etmiş, bitmiş durumdaydı. 6 milyon dolar için Ecevit gidip iki büklüm ayakta durduğu o resmi ben hiç unutmuyorum, içime işledi…’

Ülke genelinde gelmiş geçmiş en başarılı hükümetin kendileri olduğunu belirten Özhaseki, ‘Ekonomide işler rayına girdi. IMF’ye borcun bitirilmesi, paradan altı sıfırın atılması, insanların gelirinde artışın refahın olması ve milli gelirdeki yükseliş gibi hepsi birer örnek teşkil ediyor’ dedi.

Özhaseki, ‘Şimdi mecliste 50-60 tane hanımefendi bayan kardeşlerimiz var. Yarısı başı örtülü yarısının başı açık. Kol kola giriyorlar, çokta güzel anlaşıp çalışıyorlar. Laiklik gitti mi elden yani. Anlayış ve mantık bazen insanlara hayatı zehir edecek hale getiriyor. O dönemleri yaşadık bizler. Sonrasında hamdolsun çok yeni kurulmuş bir parti Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde işbaşına geldik. O günden bu yana işler çok iyiye gitti. Her şey bitti mükemmel oldu, daha ne istersiniz diye asla böyle bir şey söyleyemeyiz. Böyle bir iddianın peşinde değiliz. Hükümetlik açısından, Türkiye tarihinden gelmiş geçmiş hükümetlerle karşılaştırdığımız zaman en başarılı hükümet biziz. Ekonomide işler rayına girdi. IMF’ye borcun bitirilmesi, paradan altı sıfırın atılması, insanların gelirinde artışın refahın olması, milli gelirdeki yükseliş gibi hepsi birer örnek. Hepsini sıralayacak değilim. Sadece ekonomide değil sağlıkta devrim niteliğinde işler yapıldı. Eğitimde güzel işler yol. Hava yolunda karayolunda bunları en iyi hissedenler Sivaslılar olması gerek. Hızlı tren projesinde Habib Soluk’un gibi birçok kişinin emekleri var. Tüm bunları hızlı bir şekilde gelişti. Bu yüzden mütevazi davranamayacağım, en başarılı hükümet biziz…’ ifadelerini kullandı.

Ülke kültürünün koalisyona uygun olmadığını sözlerine ekleyen Özhaseki, ülkenin en gelişmiş dönemleri tek partili güçlü olunan hükümetlerle geliştiğini söyledi. Ayrıca TBMM Başkanı İsmet Yılmaz’a, Sivaslı vatandaşların sahip çıkması ve ona verecekleri destek ile Yılmaz’ın elini Ankara’da güçlendirecek şekilde hareket edilmesi gerektiği ifade eden Özhaseki sözlerini şöyle noktaladı:

‘Değerli kardeşlerim, eğer istikrar olursa, güçlü hükümetler olursa hem ekonomide, hem de terör dediğimiz bu belada başarı sağlanır. Ama olmazsa Allah korusun, bizim kültürümüz koalisyona uygun değil, geriye doğru baktığımız da büyüdüğümüz dönemler tek partili ve güçlü olunan hükümetlerin olduğu dönemler. Ama küçüldüğümüz, daraldığımız, kavgaların olduğu dönemlerde hep koalisyon dönemleri. Sadece bizim kültürümüzün buna uygun olmadığı değil, İtalya’da bile koalisyonu yasakladılar. Cenabı Allah 1 Kasım seçimlerimizi hayırlı eylesin. İnşallah güçlü bir iktidar çıkar ve ülkemizdeki bütün bu sorunlara bir çözüm bulur ve sıkıntıları giderir diye dua ediyoruz. Bu konuda da Sivaslı hemşerilerimiz bizi sonuna kadar destek verdiler. Her dönemlerde yüksek oranda oy verdiler. Hele hele şimdi değerli Meclis Başkanımızın da listenin başında olduğu ve sizleri temsil edecek olduğu ortamda bu desteğin iyice artacağını düşünüyorum. Değerli başkanımı eskiden beri tanıyorum. Benim Sivaslı vatandaşlardan isteğim var. Başkanınızın elini güçlendirin. Ankara’ya gittiği zaman orada güçlü bir şekilde gezmesini sağlayın. Meclis Başkanı hususunda aday gösterildiğinde hepimiz bayram ettik. Niye derseniz, içimizden Anadolu’dan yiğit bir delikanlı geliyor dedik. Siz Sivaslı hemşerilerimize biraz iş düşüyor. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı aday olduğunda çok iyi bir şekilde destekledik. Niye derseniz, bir şehirden Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakanı arada bir çıkar. Böyle bir ortamda şehrin bunun kıymetini bilmesi lazım. En azından bir hemşerilik ve vefa duygusuyla… İnşallah önümüzdeki günlerde bu güzellikleri yaşarız. Seçimlerimiz hayırlı olsun…’


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER