RÖPORTAJ:
FATMA KARAKUZU / MERYEM ALAKIR
Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Bize kendinizden bahseder misiniz?
İsmim Fadime Türkoğlu, 1980 Sivas merkez doğumluyum. Altı çocuklu bir ailenin iki numaralı çocuğuyum. Evliyim bir kız iki erkek olmak üzere üç evladım var. Saadet partisi Danimarka kadın kolları bölge başkanıyım. Siyasi çalışmalarımızın yanı sıra halkla buluşmalarımız ve il ziyaretlerimiz oluyor. Çalışmalarımız çok yoğun geçiyor şuan yaz münasebetiyle tatildeyiz. Fırsat buldukça sılayı rahim yaparak memleketimizi ziyaret etmeyi seviyoruz.
Siyasete ilginiz nereden geliyor?
Milli görüşçü bir ailenin çocuğu olarak yetiştim. Ailem her daim siyasi çalışmaların içerisinde yer aldı. Hatta annem Türkiye genelinde partimizin ilk kadın üyesi. Küçüklüğümüzden beri biz hep bu çalışmaların içinde olduk statlarda, sohbet ortamlarında büyüdük diyebiliriz. Siyaset bizim adeta yaşam stilimiz, olmazsa olmazımız. Zaten dünya siyasetle dönüyor. Bilinçli insanların siyasete girmelerini mecburi görüyorum. Biliyorsunuz siyasi mücadelesine "önce ahlak ve maneviyat" diyerek başlayan tek hareket milli görüş... Öte yandan toplumu yetiştirip bu hale getiren kadındır. O bakımdan biz kadınların siyasete kayıtsız kalmamız düşünülemez.
"Danimarka´da kadın kolları teşkilatını
kurmaya 4 kişi ile başladık"
Danimarka´da saadet partisinin henüz erkek teşkilatı yokken biz dört arkadaşla birlikte kadın kolları teşkilatını kurduk. Bu durum tabii ki kolay olmadı. Dört kişi ile başladığımız bu yolda siyasi çalışmalar açışından ciddi bir mücadele örneği sergiledik. Saadet partisini bir nevi hayat okulu olarak görebiliriz. Bize göre iki çeşit hak anlayışı var. Birisi peygamberlerin gitmiş olduğu hak çizgide olan anlayış. Diğeri ise batılın(paranın ve gücün) peşinden giden hak zannedilen anlayış. Bizler bu dünyaya yeme içme zevki sefa uğruna gelmedik. Asıl yaratılış gayemiz Allah´a gereği gibi kulluk etmek ve bu yolda insanlığın saadeti ve selameti için çaba sarfetmek ki biz buna cihat diyoruz. Hepimiz biliyoruz ki, ilk kabre girildiğinde sorulacak sorulardan bir tanesi de Allah için ne yaptın sorusu. Allah için kapıları, yolları aşındırdım ama hakkın yolundan asla sapmadım diyebilmek için uğraşıyoruz.
Kadın siyasetçi olmanın herhangi
bir zorluğu ile karşılaştınız mı?
Eğer kapıları açmayı biliyorsanız, siyasi bilgileriniz tamsa, gündemi takip edebiliyor ve muhatabınıza lisanı münasiple konuşabiliyorsanız insanın herhangi bir şekilde kapıların yüzünüze kapanacağını düşünmüyorum.
"Kendini eğitmiş bilinçli bir kadından
daha güçlüsü olamaz"
Bence kadınlar bilinçli olmak zorunda. Eğer kadınlar bilinçli olursa yetiştirdiği evlat da bilinçli ve şuurlu oluyor. Bir kadın her konuda kendini eğitip donatmışsa o kadından güçlüsü olamaz. Bizim azimli insanlara, yeni yüzlere, yeni beyinlere, yeni fikirlere ihtiyacımız var.
Danimarka´da siyasi çalışmaları
yapmak zor mu?
Siyasi çalışmalarımız için izin almak zorundayız. Eğer bir vakıf üzerinden kuruyorsanız mecburen vakıf üzerinden çalışmaları yürütmek gerekiyor. Müslümanlar hemen hemen her yerde terörist damgası yemiş vaziyette ama şunu kendileri de çok iyi biliyorlar ki asla Müslümanlardan zarar gelmez. Danimarkalılar da Müslümanlardan zarar gelmeyeceğinin farkında. Zaten Müslüman dediğin kişi her alanda örnek olmak durumunda?
Yoğun siyasi çalışmalarınız sebebiyle kendinize ve ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?
Ailecek bu çalışmaların içindeyiz. Benim 18 yaşında bir kızım var ve yeri geldiğinde gönül rahatlığı ile evi ona emanet edebiliyorum. Bunun yanı sıra eşimin desteğini asla görmezden gelemem. Eşimden sonra en büyük destekçim çocuklarım ve arkadaşlarım. Elhamdülillah onların desteğiyle yüklendiğim görevin üstesinde geliyorum.
"Erbakan hoca
yine haklı çıktı"
Rahmetli Erbakan hocamız bizi Fetö´ye karşı 40-45 yıl öncesinden uyardı. Bu yapıya hiçbir zaman sıcak bakmadı ve siyasi hayatı boyunca bunlara hiç yüz vermedi. Ama şuan bütün bu planlanmış oyunlara karşı da milletimiz tek yürek tek bilek oldu. 15 Temmuzda yılmaz ve yıkılmaz bir halk olduğumuzu el birliği ile göstermiş olduk. Şimdilerde herkes Erbakan haklıymış diyor. Evet, rahmetli Erbakan her zaman haklıydı ancak haklılığını bazıları çok sonradan anlayabiliyorlar.
İşgal altındaki Filistin ve diğer Müslüman
ülkeler ile ilgili ne söylemek istersiniz?
Filistin daima bizim kanayan yaramız. Ne acıdır ki Müslüman ülkeler zulüm ve işkence altında, İnsanlar perişan? Filistin 15-20 yıl öncesinde daha farklı bir durumdaydı. Refah partisi meclisteyken İsrail tek kurşun bile aymaya cesaret edemiyordu. Mısırdaki idamlara gelince, o zaman da vardı. Şuan Mursi´nin içerde olması çok büyük bir ayıp. Halkın seçtiği Cumhurbaşkanını büyük oyunlarla içeri attılar. İslam coğrafyasının derdiyle derlenen ve islam birliğini savunan milli görüşçü bir partinin yani saadet partisinin mutlaka meclise girmesi gerekir.
Sizce saadet partisi neden
meclise giremiyor?
İnsanların yaşam tarzı çok farklılaştı. Nasıl olsa barajı aşamayacak oyum boşa gitmesin zihniyetinde olanlar var ama son referandum seçimlerinde görüyoruz ki hükümete mesaj niteliğinde bir sonuç çıktı. Referandum sonucu bunu açık bir şekilde gösterdi. Hükümetin bu mesajı aldığını düşünüyorum. Politikalarını değiştirmeden yollarına devam ederlerse ilk seçimde ciddi sıkıntılar yaşayacaklarını gördüler. O bakımdan sayın cumhurbaşkanı tekrar teşkilatlara çeki düzen vermek için bir gayretin içine girdi. Bunu ´metal yorgunluğu´ diye ifade ediyor ama bizce bu iş metalden ziyade mantalite meselesi. Ülkemizin ve dünyanın selameti için yeniden milli görüş ilkelerine sarılmaktan başka çare yoktur. Milli Görüş partilerinin kısa aralıklarla da olsa gelmiş olduğu iktidarlar döneminde yaptığı efsanevi hizmetleri saymaya kalksak günlerce konuşabiliriz. Şimdi bakın memur maaşlarına yapılacak zamlar konuşuluyor ve teklif edilen oran ortada? Erbakan Hoca´nın başbakan olduğu 54. Hükümet döneminde memura, emekliye verdiği maaş artışına bırakın yaklaşmayı telaffuz bile edemiyorlar. Sendikalar hocanın vermiş olduğu maaş zammının yarısının yarısını bile şimdiki hükümetten talep etmeye korkuyorlar. Bu olaylara milli görüş penceresinden bakmakla alakalı bir şey? O bakımdan İstiklal marşı şairimizin de ifade ettiği gibi Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol´ Ümit ve temennimiz o ki İnşallah saadet partisi ilk seçimde tekrar meclise girecek ve "önce ahlak ve maneviyat" şuuruyla yeniden kaldığı yerden hizmetlerine başlayacak?
Editor : Haberpanelim