AFAD Deprem Danışma Kurulu Üyesi ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Yapısal Jeoloji-Tektonik Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fikret Koçbulut, Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük depremin ardından konuştu. Sivas’ta da hissedilen depremden sonra önemli uyarılarda bulunan Koçbulut, “Bu afetten ziyade artık felakete dönüştü” dedi.
Fatih TABUR
AFAD Deprem Danışma Kurulu Üyesi ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Yapısal Jeoloji-Tektonik Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fikret Koçbulut, Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki iki depremin ardından açıklamalarda bulundu.
Birçok ilde yıkıma neden olarak binlerce kişinin hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına sebep olan depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyen Koçbulut, yaralılara ise acil şifalar temenni etti.
Koçbulut, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve birçok ilde yıkıma sebep olan depremlerin büyüklüğünü “Deprem değil felaket” sözleriyle açıkladı.
Depremin hissedildiği iller arasında Sivas’ın da yer aldığını anımsatan Koçbulut, “İnsanlarımıza şunu söylüyorum: Evlerinizi kontrol edin. Sıva çatlağınız, duvar çatlağınız önemli değildir. Kolon kirişlerinizde bir çatlama, bir bozukluk yoksa rahat rahat artık evinize geçip oturabilirsiniz tavsiyesinde bulunuyorum” dedi.
SİVAS’TA HANGİ İLÇELERDE DEPREM TEHLİKESİ VAR?
Sivas’ta ilçeleri deprem açısından değerlendiren Koçbulut, “Sivas’ın kuzeyinde Kuzey Anadolu Fay Zonu var. Erzincan’dan gelip Gölova, Akıncılar, Suşehri, Koyulhisar ilçelerimiz tamamen Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerindeler. Deprem anlamında baktığımızda bu ilçelerimizde daha fazla dikkatli olmamız gerekiyor. Güney tarafa geldiğimizde depremler özellikle Gürün, Gemerek, Şarkışla, Kangal ve Divriği bölgesinde oluyor. Bu depremlerimiz de 6 büyüklüğünü bulmaz. Geçtiğimiz yıllarda Sivas’ın güneyinde bulunan ilçelerde olan depremler en fazla 6’yı bulmuştur ama Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerindeki depremler genel olduğu için örneğin Erzincan’da olur Tokat’ı da etkiler; Erzincan’da olur Sivas’ı da etkiler. Sivas’ı yakından etkileyecek olan faylar güneydekilerdir. Bunların da büyüklüğü 6’yı bulur ya da bulmaz” açıklamasında bulundu.
SANAL ALEMDE HER YAZILANA İNANMAYIN
Sivaslılara “Sanal alemde her yazılana inanmayın” uyarısında bulunan Koçbulut, “Bunun en son örneğini Pazartesi günü yaşadık. Pazartesi günü; ‘Saat 5 ile 7 arasında büyük deprem olacak’ gibi safsatalar ortaya atıldı. Bunlara inanmayın” diye konuştu.
ŞU ANDA TEK YÜREĞİZ
Vatandaşları depremi kullanarak hırsızlık yapmaya çalışan kişilere karşı da uyaran Koçbulut, “Sivas’ta ‘Biz AFAD’dan geliyoruz, evinizi boşaltın’ deyip daha sonra evlere hırsızlığa giriliyormuş. Kimse yetkililerden bilgi almadığı sürece ve gelen kişilerin kimliğini sormadan evini açmasın. Afet bölgesinde; AFAD elbisesini giyip ‘Yardım ediyorum’ diye hırsızlık yapanlar var maalesef. Bunlar hoş olmayan şeyler. Onun dışında yardım gönderecek vatandaşlarımız gerekli resmi mercilerle desteklerini ulaştırsınlar. Çünkü AFAD’ın şöyle bir sistemi var: Sonuçta sizin gönderdiğiniz yardımlar bir yerde toplanıyor, ondan sonra ihtiyacı olanlara dağıtılıyor ama şimdi sosyal medyadan örneğin ‘Battaniyeye ihtiyacımız var’ deniyor, 1 tane ihtiyacı var, bir anda 10 kişi göndermeye çalışıyor. Bizim insanlarımız gerçekten çok duyarlı, çok yardımseverler. Bu Sivas’ta da böyle, Türkiye’nin dört bir yanında da böyle. Şu anda tek yüreğiz, elimizden geleni yapıyoruz ama baktığımız zaman bu yardımların yerine ulaşması için orada da bir koordinasyon olması lazım ki bunu da ülkemizde AFAD yapıyor. Buradan gönderdiğiniz yardımlar ya da özel araçlarla gönderdiğiniz malzemeler sonuçta o şehrin girişlerinde güvenlik güçleri tarafından durdurulacak ve AFAD merkezine yönlendirilecek. Son 30 yıl içerisinde gerçekleşen büyük depremlerin hemen hemen hepsinde bulundum. Gittiğiniz zaman kafanıza göre bir şey dağıtamazsınız. Belli bir sistemi var bunun. Şu anda bizim AFAD İl Müdürümüz Malatya havaalanında gelen uçakları koordine ediyor. Ona o görev verilmiş. Bir başkası mesela gitmiş belli bir yerde gelen malzemelerin tasnifini yapıyor. AFAD gönüllüleri malzemeleri ayırıyor. Yani buradaki kamyon gider gitmez orada direkt dağıtıma çıkmıyor. Yiyecekler, temizlik maddeleri, giyecekler ayrı ayrı tasnifi yapıldıktan sonra gerekli olan depremzedelere dağıtılıyor. Yani yardımlarımız bir koordinasyon içerisinde olmalı. Şu anda dünyanın her yerinden arama kurtarma ekipleri geliyor. Onların gidecekleri yer İstanbul’a indiklerinde AFAD tarafından belirlendi ve afet bölgesine ona göre yönlendirildiler” şeklinde konuştu.
AFAD Deprem Danışma Kurulu Üyesi ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Yapısal Jeoloji-Tektonik Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koçbulut, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
ZEMİN ETÜDÜNE, ZEMİN İYİLEŞTİRMEYE ÇOK PARA HARCAYACAKSINIZ
“Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza da büyük geçmiş olsun diyorum. Bu bir afetten ziyade artık felakete dönüştü ülkemiz açısından. Bunun büyüklüğünü bilmemiz lazım. Çok çok büyük depremler. Deprem doğanın kanunudur. O depremler zaten olacak. O faylar olduğu sürece, bu levhalar hareket ettiği sürece deprem olacak ama biz depremi afete dönüştürmemek için çalışacağız teknik elemanlar olarak. İnşaatlarda, imarlarda, mühendislik yapılarında düzgün çalışarak bu afeti engelleyeceğiz fakat bu depremlerin ikisini bir düşündüğümüz zaman afeti geçti artık felaket boyutuna geldi. Her şeyi yerli yerinde yapmalıyız, teknik hesaplardan kaçmamalıyız. Genelde inşaat başlayana kadar harcanılan para bizim halkımızda ‘boşa giden para’ olarak gözüküyor. ‘Daha çimento atmadık, demir bağlamadık; 100 bin lira para harcadık’ sözünü çok duyarsınız. Harcayacaksınız. İnsanların hayatı buna bağlı. Zemin etüdüne, zemin iyileştirmeye çok para harcayacaksınız. Tabanı sağlam yaparsanız üstü rahat eder. İnsanların yaşam kalitesini düşürmemek lazım.”
DEPREM ANINDA NELER YAPILMALI?
Vatandaşlara deprem anında yapılması gerekenlere ilişkin önerilerde de bulunan Koçbulut, “Deprem anında vatandaşlarımızın öncelikle sakinliğini koruması lazım. 1-2 katlı bahçeli evlerde yaşayanlar dışarı çıkabiliyorlarsa çıkabilirler ama yüksek katlı binalarda olanlara tavsiyem kendilerine yaşam üçgeni sağlayabilecek olan evlerinin en sağlam yerini daha önceden belirlesinler. Bu yerler kolonların daha sık olduğu yerlerdir. Duvara sabitlenmiş büyük eşyaların yani yıkıldığında kendilerine yer ayarlayabilecek eşyaların yanları, masaların, koltukların yanları gibi yerlerde sabit tutunup çöksünler. Kafalarını korusunlar ve bir yerden tutunsunlar. Çünkü büyük depremlerde ayakta durmak çok zordur. Deprem dalgası geldiğinde yerkabuğunun yüzeyi halı silkelersiniz ya onun gibi dalgalanıyor” diyerek konuşmasını tamamladı.
Editor : Haberpanelim