Gündem

AĞZI OLAN KONUŞACAK!

AĞZI OLAN KONUŞACAK!

AĞZI OLAN KONUŞACAK!
28-03-2017 06:00


YUNUS BUDAKTAŞ
YANLIŞLARI SÖYLEMEK
EN DOĞAL HAKKIMIZ
Karaca´nın açıklamalarının ardından gazetemizi ziyaret ederek gündemi değerlendiren İl Genel Meclisi Üyesi Aytekin Kulmaç, Karaca´nın açıklamalarına da değindi. Kulmaç, İl Genel Meclisi üyesi olarak kamuoyunun taleplerini dillendirmek en tabi hakkımdır dedi. Bir siyasi kimliğe sahip olduğunu kaydeden Kulmaç, "Ben İl Genel Meclisi üyesiyim. Memlekette siyasetle uğraşıyoruz. Ömrümün yaklaşık 23 yılı siyasetin içinde fiili olarak geçti. Bu şehirde doğduk, bu şehirde büyüdük ve bu şehirde yaşlanıyoruz. Şehir elbette bizim olmazsa olmazımızdır. Ülke en başta olmazsa olmazımızdır. Siyasi hayatımız boyunca da bu ülkeyle ilgili bu şehirle ilgili ortaya koyduğumuz kaygıyı ve düşüncelerimizi herkes biliyor. Meclis üyesi olmak bu şehrin alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla, sporuyla ilgilenmek demektir. Burada doğru olan şeyleri söylemek, yanlış olan şeyleri söylemek, doğru olanları takdir etmek, yanlış olanlara eleştiride bulunmak en doğal hakkımızdır. Çünkü siyasi bir kimliğimiz var."dedi.
MESELE ÜZÜM YEMEK
Kulmaç, meclis üyesi olarak vatandaşlara hesap verme sorumluluğu olduğunu söyledi. Kulmaç, "Yanlış olan bir şey yapıldığında vatandaş hemen iki yakamızı toplayıp sorguluyor ise doğru olan bir şey yapıldığında da gelip teşekkür etme erdemini gösteriyorsa bizim de bu şehirde söz söyleme hakkımız var. Ancak ne hikmettir ne garip bir şeydir ki biz bu şehirde dünden bugüne doğru yanlış mantığıyla tartıştık. Olması ve yapılması gereken şeylerde vatandaş olarak, siyasi bir kişi olarak kanaatlerimizi ortaya koyduk. Bugün bir söz söylediğiniz zaman söylemiş olduğunuz sözü birileri kendi üzerine eleştiri gibi algılıyorlar. Fincancı katırları ürküyor ne hikmetse. Mesele bu memlekette bağcıyı dövmek değildir. Mesele üzüm yemektir. Herkesin aynı hassasiyet ve samimiyetle olaya bakması gerektiğini düşünüyorum."ifadelerini kullandı.
HAMAL DA FİKRİNİ SÖYLER MÜDÜR DE
Şehir için doğru olan şeylerin tartışarak ve üzerine konuşularak bulunacağını ifade eden Kulmaç, geçmişte pek çok yanlış yapıldığını belirterek, "Sivas´ın problemleriyle ilgili biz dün de pek çok eleştiride bulunduk. Doğru yapıldığı zamanda takdir ederek meclis kürsüsünden göğsümüzü gere gere söyledik. Bundan gocunmadık da rahatsız da olmadık. Bu şehre yapıldığı için tebrik ettik. Ama yanlış bir şey yaptılarsa bu yanlıştır dedik. Gerekçelerini de ortaya koyduk. Bu şehirde biz 1 yıla yakın bir süre boyunca kütüphane yerini tartıştık. Birileri bugün ki yerine yapılmasını istedi, dönemin belediye başkanıyla birlikte bizde burasını yanlış olduğunu söyledik. Ama sonuç ben yaptı oldu mantığına geldi. Yerine yeni bir bina yapıldı. Bugün 230 bin nüfusun yaşadığı Sivas´ta kime sorarsanız sorun orasının doğru olduğuna şahitlik etmez. Demek ki haklıymışız. Haklılığımız ortaya çıktı. Bugün de buna benzer durumda yanlışlıklar olmasında diye bu şehirde ben de varım diyen herkes kanaatini rahatlıkla söyleyebilir. Bu memlekette herkes konuşabilir. Hamal da konuşur, tüccar da konuşur, esnaf da konuşur, öğretmen de konuşur,  mimar da konuşur, mühendis de konuşur, profesör de konuşur, vali de konuşur, bakan da konuşur. Herkes bireysel kanaatini söyler. Ancak bu kanaatlerden dolayı söylenen söz bir yere muhatap olarak gidiyorsa muhatabı da biraz hazimkâr olmalıdır. Ürkmemelidir, rahatsız olmamalıdır. Bir konu tartışıldıkça güzellikler ortaya çıkar."diye konuştu.
STK´LAR BU ŞEHİRDE NE İŞ YAPIYOR?
Kulmaç, yeni işhanıyla ilgili konuyu meclis gündemine taşıdığını, çıkan haberler üzerine Cemal Karaca ile görüştüğünü kaydetti. Yaptığı açıklamaları hatırlatan Kulmaç, "Geçtiğimiz ay ki meclis toplantısında bir açıklama yaptım. Yaptığım açıklamada Taşhan´ın yanındaki eski çürük binanın yıkıldığını söyledim. Zaten ne hikmetse yeni yaptığımız binalar 10 yılda 20 yılda yıkılıyor. Ecdadın yaptığı bin yıllık bina yerinde duruyor bizim yaptığımız 20 yıllık bina çürüyor. Bir gündem oluşturdum. Burada bir tarihi bina var, madem bu bina da buradan yıkılıyor o zaman bu tarihi binanın siluetini bozmayacak, Selçuklu ve Osmanlı mimarisine uygun bir bina yapılsın dedim. Taşhan´a bir tane yapılması düşünülen projeyle ilgili bir resim asmışlar. 3 tarafı aynayla çevrili. Aynalı çarşı mantığında bir yapıyla karşılaşmayalım dedim. Benim söylediklerim böyle bir uyarıydı. Beni bu haberden sonra ilk arayan da Vakıflar Bölge Müdürü oldu.  Sonra gittim kendisiyle de görüştüm. Projesi bitti mi, belediyeden bunun ruhsatını aldınız mı diye sorular sordum. Beni başkaları da arayarak ´derdimize tercüman oldun´ dediler. Sivil toplum kuruluşları da aynı şeyi söylediler. Ben yeri gelirse onları da eleştiririm. Kimse görevini yapmıyor. Ama bu şehirde sorumluluk hisseden birileri de konuştuğu zaman millet rahatsız oluyor. Bu şehirde bir kent konseyi var. Siz ne iş yaparsınız? Şehir Kültürünü Yayma ve Yaşatma Derneği var. Siz ne iş yaparsınız? Bu şehrin istikbali ve geleceğiyle ilgili kanaatlerini ortaya koyan Ticaret ve Sanayi Odası var. Acaba kanaat koydunuz mu? Çürük binanın yıkılmasına karar veren belediye ´acaba bunu yıktıktan sonra yerine ne yapacaksınız, projeniz var mı´ diye sordu mu? Bunlar konuşmuyor ama ben muhalefetteyim ya sesim çıktı diye birileri rahatsız oluyor. Bir şeylerden korkmayacaksınız. Gerçekten sivilseniz bu şehirde doğru bildiklerinizi konuşacaksınız. Siz toplumu temsil ediyorsunuz. Kimliğinizle bu şehrin sesi olmaya çalışacaksınız. Ama maalesef kapalı kapılar ardında ´ağabey derdimize tercüman oldunuz´ diyorsunuz."dedi.
KONUŞMA EHLİYETİNİ KİMDEN ALACAĞIZ?
Cemal Karaca´nın açıklamalarını şaşkınlıkla karşıladığını dile getiren Kulmaç, kendisine konuşmak için yetkiyi milletin verdiğini söyledi. Kulmaç, "Sayın Vakıflar Bölge Müdürü bir açıklama yapmış ve "ağzı olan konuşuyor" demiş. Müdür bey gerekçelerini de bir bir ortaya koymuş. Gerekçelerini ortaya koyabilirsin. Bu şehirle ilgili duygu ve düşüncelerini de ortaya koyabilirsin. Fakat sen ne kadar görüşlerini ortaya koyabiliyorsan köylü Ahmet Ağa´nın da düşüncelerini ortaya koyması onun da hakkı. Vatandaş daha rahat konuşabilir. Ancak siz bir kurum müdürüsünüz. 657 sayılı kanuna tabi devlet memurusunuz. Bu sorumluluğunuz dahilinde konuşmanız gerekir. Ehliyeti millet veriyor. Üniversite bitirmekle ehliyet alınmıyor, fakülte bitirmekle ehliyet alınmıyor, mimar olmakla ehliyet alınmıyor, mühendis olmakla ehliyet alınmıyor. Konuşma ehliyeti verecek olan bir yer varsa oraya da gideriz. Bana konuşma ehliyetini bu millet verdi. Bu millet bana 50 bin oy vererek beni meclise gönderdi. O gün bana 50 bin kişi oy verdi ama ben bugün 600 bin Sivaslının hak ve hukukunu savunmak zorundayım. Kanaat ve düşüncelerimi söylemek zorundayım. Ben öğretmenim. Mimar olsaydım buraya kaç katlı bina yapsam, nasıl bir proje hazırlasam diye başka türlü bakardım. Mühendis olsam ne güzel inşaat yaparım diye bakardım. Müteahhit olsam buradan kaç daire çıkarır kaç lira kazanırım diye bakardım. Ancak ben öğretmenim. Ben, benden sonra gelecek olan nesli yetiştirmekle mükellefim. Benden sonra gelecek nesle güzel bir Sivas bırakmak mecburiyetindeyim. Ben bina yetiştirmiyorum, insan yetiştiriyorum. Yaptığınız binayı beğenmediğiniz zaman hemen yıkıyorsunuz. Ancak öğretmenin yetiştirdiği insan yanlış yaparsa yüz yıl heba olur."şeklinde konuştu.
MAKSADINI AŞMIŞ BİR İFADE
Karaca´nın ifadelerinin maksadını aştığını vurgulayan Kulmaç, "Bu ifade biraz maksadını aşmış bir ifade. Ağzı olan herkes konuşacak elbette. Ancak adam gibi konuşacak. Bizim başımıza ne geldiyse konuşmadığımızdan geldi. Tartışmadığımızdan geldi. Aykırı fikir ve düşüncelere açık olmadığımızdan geldi. Ben yaptım oldu mantığıyla hiçbir yere varılmaz. Şehir olarak biz yaptık olması gerekir. Herkes burada kendi üzerine düşeni yapacak. O yüzden ağzı olan konuşacak. Kimsenin ağzı torba değil ki büzesin. Bu haberde Vakıflar Bölge Müdürünün rahatsız olduğunu gördüm. Sen 40 düşünüp 1 konuşacaksın, 40 düşünüp 1 yapacaksın. Dönüp de o binanı yüzüne o resmi asarsan millet gördüğüyle yorumlar seni. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Proje yapıyormuşsun, animasyon yapıyormuşsun, falan yapıyormuşsun kimse bunları görmez. Millet gördüğüne bakar. Astığın o resimden dolayı da bugüne kadar ´aferin çok güzel olmuş´ diyen kimseyi görmedim ben. Kullandığı bu ifadeyi kendisine yakıştıramadım. Kendisiyle ben bu konuyu görüştüm. O konuşmanın üzerine bunu söylüyorsa kusura bakmasın maksadını aştı demektir."diye konuştu.
TİCARETİ MANTIKLA HAREKET EDİLMEZ
Vakıfların amacının tarihi eserleri korumak ve muhafaza etmek olduğunu dile getiren Kulmaç, şehirde tarihi eserleri açığa çıkarmak için yoğun bir çalışma olduğunu söyledi. Vakıfların ticareti mantıkla hareket etmemesi gerektiğinin altını çizdi. Kulmaç, "Meydandaki tarihi yapıların çevresi açıldı. Kongre Müzesinin arkasından ki ordu evini kaldırmak istiyoruz. Hükümet Konağının arkasını açıyoruz. Niye yapıyoruz bunları? Tarihi yapıları açığa çıkarmak ve o silueti insanlara göstermek için.  Selçuklu ve Osmanlı şehri Sivas´ta bulunan bu değerleri insanlara göstermek için açıyoruz. Bugün Ulu Caminin etrafını açmak istiyorsun. Derdimiz ne? O ruhani ve mistik Ulu Camiyi ortaya çıkarmak istiyoruz.  Ama sen ne yapıyorsun? Tarihi Taşhan´ın yanında yıktığın 8 katlı binanın yerine yine 8 katlı bir bina yapıyorsun. Niye yıktık ki o zaman. Tamam, bina çürük olabilir, o gün çürük yapılabilir ama bugün bu hatadan dönelim. Vakıflar Bölge Müdürlüğü orada esnafa 3-5 tane dükkan vererek ticaret mi yapmak istiyor? Sen ticaret kurumu değilsin. Ecdadın yapmış olduğu eserleri muhafaza etmekle mükellefsin. Ticareti ticaret erbabı yapsın. Sen ecdadın bıraktığı eserleri korumakla yükümlüsün. Tüccar mantığıyla olaya bakmayacaksın.  Bu şehir bizim. Biz bu şehre sahip çıkmak zorundayız. Bundan sonra da konuşacağız. Ancak konuşurken de karşımızdakinin yüzüne bakacak şekilde konuşacağız."ifadelerini kullandı.


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER