Fatih TABUR
Türkiye’nin en aktif fayı olan Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Sivas sınırlarından geçtiğini ifade eden İl Afet ve Acil Durum Müdürü (AFAD) Nazif Ekinci, depreme hazırlık konusunda önemli uyarılarda bulundu.
Günümüzde bilimin artık fayların yerlerini tespit edebildiğini kaydeden İl Müdürü Ekinci, “Bilim; faylarda biriken enerjiyi de çeşitli yöntemlerle takip ediyor. Mesela Sivas coğrafyamızda 27 adet deprem gözlem istasyonu var. Bunlar en ufak bir sismik hareketi hemen algılıyor ve online olarak merkezi laboratuvara gönderiyor. Yine fay hatları üzerinde radon gazı ölçerler veya araştırma çukurları denilen birtakım bilimsel yöntemlerle sürekli izleniyor” dedi.
“Türkiye’nin en aktif olan fay hattı olan Kuzey Anadolu Fay Hattı bizim il sınırlarımızdan da geçiyor” diyen İl Müdürü Ekinci, “Erzincan’dan sonra Gölova, Akıncılar, Suşehri, Koyulhisar üzeri Doğanşar ve İmranlı ilçelerimiz de oraya yakın. Bu ilçelerimiz özellikle fayın odak noktasına daha yakın. Burada da bir kavram önemli olarak ortaya çıkıyor. Zaman zaman depremlerde biz bazen büyüklük bazen de şiddet kavramlarını kullanıyoruz. İkisi aynı şey değil. Depremin büyüklüğü odak noktasında açığa çıkan enerji. Artık kaç kilometre derinde faylanma oluyorsa. Şiddet ise o açığa çıkan enerjinin yer yüzeyindeki yapılar üzerindeki etkisini ifade ediyor. Dolayısıyla meydana gelen bir depremin büyüklüğü hiçbir şekilde değişmez ama şiddeti mesafeye göre değişebilir. Elazığ’da yaşanan bir depremin büyüklüğü Sivas’ta aynıdır ama depremin şiddetinin Elazığ’a veya Sivas’a etkisi aynı değildir. Bunu özellikle söylemek istiyorum. Bu bilimsel gerçekleri kabul ederek vatandaşlar açısından afet öncesinde neler yapmamız gerekir noktasına geldiğimiz zaman bir kere öncelikle temel afet farkındalık eğitimi alabiliriz. Yani bizim hayatımızı bekleyen tehlikeler neler bunları bilmeden bunlara tedbir almak mümkün değil. Dolayısıyla ilk yapacağımız şey bu” diye konuştu.
HAYATIMIZI BU GERÇEĞE GÖRE DİZAYN ETMEMİZ LAZIM
Ülkemizi afetlere hazırlamak için toplumu 4 ana kategoriye ayırdıklarını belirten AFAD Müdürü Ekinci, “2011 yılında başlattığımız ama 2012 yılından itibaren yoğunluklu olarak devam ettiğimiz bir çalışmamız var. Afete Hazır Türkiye adı altında Afete Hazır Aile, Afete Hazır Okul, Afete Hazır İş Yeri, Afete Hazır Gönüllü Gençler şeklinde 4 ana kategori belirledik. Bir kere toplumun en küçük yapı taşı olan ailede işi baştan halletmemiz lazım. Bugün anne, baba, çocuklar aile kaç kişiden oluşuyorsa bir masanın etrafında oturup depreme hazırlık toplantısı yapacak. Öncesinde binanın sağlam olması, zemininin uygun olması önemli. Eğer biz bu yaşadığımız evde depreme yakalanırsak öncelikle evimizde güvenli alan neresi bunu belirlemeliyiz. Binayı ayakta tutan şeyler nedir? Kolon, kiriş, ayak bastığınız tabliyeler ve perde beton. Tuğla duvarın bir taşıyıcı özelliği yok. O halde binayı ayakta tutan unsurlar bunlarsa ana taşıyıcılar birbirine ne kadar yakınsa, hacim ne kadar darsa o alan o kadar korunaklıdır. Depremler konusunda bu adamlar bu işi ne kadar güzel halletmiş dediğimiz Japon toplumu bugün 60-70 metrekarelik evlerde yaşıyor. Sebebi budur. Biz Avrupa’nın en çok deprem riski taşıyan ülkesiysek bu gerçeği kabullenerek hayatımızı bu gerçeğe göre dizayn etmemiz lazım. Ev satın alırken binanın zemin etüdü olup olmadığına bakmalıyız. Vatandaş satın alırken sorgulayıcı olabilse, birazcık daha bu konularda bilinçlense yapanlar da kendine çekidüzen vermek zorunda kalır. Topyekun seferberlikle bu sorunu çözebiliriz. Satın alan kişi, yapan kişi, denetimi yapan, yerel yönetimi temsil eden, bizzat imalatın içindeki kişiler bunların tamamı ahlaken bu işe çok ciddi bakması lazım” açıklamasında bulundu.
DEPREM TEHLİKE AVI YAPMALIYIZ
Duvarlara sabitlenmeyen tüm eşyaların deprem sırasında büyük tehlike oluşturduğunu kaydeden Ekinci, “Koca koca vitrinler, avizeler, tablolar sabit olmayan her şey tehlike. Bir kere evimizde deprem tehlike avı yapacağız. Nedir deprem tehlike avı? Deprem sırasında evimizde bizi tehdit edecek neler var? Hepsini bilmeliyiz. Deprem sırasında aile fertlerinin kesinlikle kaçmamayı öğrenmesi lazım. Bu çok önemli. Yapacağımız şey şu: Bulunduğumuz mekanda bizi koruyabilecek bir eşyanın yanına veya altına ‘çök, kapan, tutun’ yaptığımız takdirde bütün o tehlikeleri bertaraf ediyoruz. Çöküyoruz hedef küçültüyoruz. Çünkü komple ayakta yakalandığınız zaman depremde daha fazla hacim kaplıyorsunuz. Her şeye hedef olabilirsiniz. Çöktüğünüz anda en az yüzde 50 tehlikeyi azaltıyorsunuz. Kapanıyorsunuz vücutta en önemli bölge olan kafa bölgesini ve boynunuzu koruyorsunuz. Ve tutunuyorsunuz. Temel mantık bu. Nereye kadar? Sarsıntının bittiğini hissedene kadar. Sarsıntı bitti, artık vakit kaybetmeden binayı boşaltmanız lazım. Bu sefer ikinci bir şey çıkıyor ortaya. Binada toplam kaç kişi var. Binanın kaç çıkışı var. Olası afetten önce bina için acil durum tahliye planı yapılmış mı? Bu insanlara duyurulmuş mu? En azından 1-2 defa tatbikatı yapılmış mı? Sadece deprem şart değil. Yangın olur, başka bir şey olabilir. Ve bunu da yön levhalarıyla destekliyoruz. Mesela gündüz ışığı absorbe eden, gece ışık veren yön levhaları var. Niçin? Karanlığa kaldık, elektrik kesildi yönümüzü nasıl bulacağız levhalar olmazsa? İşte aile fertlerimize bunları öğreteceğiz. Kötü bir senaryo söyleyeyim: Diyelim ki evden çıkamıyoruz. Vitrin çıkış yolumuzu engelledi. O halde doğal gaz sızıntısı başlayabilir, elektrik sıkıntısı olabilir. O halde ailenin bütün fertlerinin elektrik, su ve doğal gaz ana vanalarının nerede olduğunu bilmesi lazım. Diyelim ki ilk şoku atlattık. Dışarıya çıktık ne yapmalıyız? Mutlaka ağaçlardan, yüksek gerilim hatlarından, binalardan uzak durmalıyız. Açık bir alana çıkmalıyız. İşte biz buna toplanma alanı diyoruz” dedi.
AFAD İl Müdürü Ekinci, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Bu toplanma alanlarını il ve ilçe merkezleri olarak Türkiye genelinde çalıştık. E-devlet üzerinden de vatandaşların kullanımına açtık. Adres bilgilerini girdiklerinde kendilerine en yakın toplanma alanı krokisi geliyor. Biz Sivas şehir merkezi için 135 tane, ilçelerimiz için de 117 tane olmak üzere toplam 252 adet toplanma alanı belirlemiştik. Şu an sistemde olan bu. Sivas’ımızın şöyle büyük bir avantajı var. Kent meydanı bölgesinde Kongre Müzesi’nin hemen yanı, Kale Camisi’nin etrafı, valilik önü, 27 Haziran Parkı, yıkılan Numune Hastanesi alanı. Sadece bu saydığım yerler şehir nüfusunun yüzde 35’ini alacak alan. Bu çoğu şehirde yok. Geçici barınma alanları eskiden 1 bölgede 3 tane vardı. Şimdi bunu 8’de çıkardık. Belediyemizle birlikte buna çalışıyoruz. Mantığı ise şu: Vatandaşın evi zarar gördü diyelim. Çadır dağıttığımız zaman herkes gider bir yere çadır kurarsa daha sonra hizmet götürmek zor oluyor. Geçici barınma alanlarını şimdiden belirler de ihtiyacı olanlara çadır verme yerine geçici barınma alanını toplu oluşturursanız her türlü hizmeti götürebilirsiniz. İaşeyi de sağlığı da eğitim de.”
AFAD İl Müdürü Ekinci, afet çantası hazırlanması noktasında da vatandaşlara uyarılarda bulundu.
Editor : Haberpanelim