İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Ankara'daki bir düğün salonunda partisinin Etimesgut ilçe teşkilatıyla bir araya geldi. Dervişoğlu, bundan 7-8 ay önce yaptıkları toplantılarda gözlerde bir umutsuzluk gördüğünü belirterek, "Arkadaşlarımız moralsizdi. 'Ne olacak halimiz' diyenlerimiz vardı. Türk siyasetinde İYİ Parti'nin üstlenmesi icap eden misyonun şuurundalardı ama 'Üzerimize oynanan oyunların neticesi ne olacak' diye düşünüyorlardı. 'İYİ Parti ne olacak'tan daha çok, 'Türkiye ne olacak' diye umutsuzluğa kapılmış olanlarımız vardı. Ben bu gerçekleri anlatmak mecburiyetindeyim; umutsuz gözlerle bakan dava arkadaşlarıma hitap ettiğim dönemler de oldu. Ama şimdi toplantılara gittiğimde tıpkı Etimesgut'ta gördüğüm gibi dava arkadaşlarımın gözlerinde umutsuzluk değil, iktidar pırıltılarını görüyorum" dedi.
'HUZURUNUZU BOZMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Ardından DEM Parti'li Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'in teröristbaşı Abdullah Öcalan ile görüşmesine değinen Dervişoğlu, "Bir milliyetçi partinin genel başkanının önermesiyle DEM yöneticileri Abdullah Öcalan'ın İmralı'daki; artık orası hapishane mi, hücre mi, yoksa malikane mi onu da bilmiyorum; onu ziyarete gittiler. DEM yöneticileri Abdullah Öcalan'ı ziyarete gittiler ama Ankara'da 2 yerde demleniliyordu. Birisi Balgat'taki şato diğeri de Beştepe'deki saray. Allah'a ant olsun sizin huzurunuzu bozmaya devam edeceğiz. Dost düşman da bunu böyle bilsin. Şimdi gelecekler yeni bir düşmanla oluşturdukları stratejiyi 'Türkiye'nin kurtuluş reçetesi' diye bu aziz millete yutturmaya çalışacaklar" diye konuştu.
'ABDULLAH ÖCALAN'DAN NE İSTENDİĞİNİ BİLMİYORUZ'
Program sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dervişoğlu, DEM Parti'nin teröristbaşı Öcalan'la görüşmesi ve ardından parti tarafından yapılan açıklamaya ilişkin, "Dün görüşme yapıldı. Açıklama bugün yapıldı. Demek ki dün devletin bazı yetkilileriyle o ziyareti yapanlar bir görüşme yaptılar ve ortak bir metin hazırladılar. O metni dikkatlice okuyacağım. Ayrıca içinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk milletinin beklentilerinin hilafına olan ne varsa da onu değerlendirip kamuoyuyla paylaşacağım. Paradigmanın ise ne olduğunu bilmiyoruz. Herkes sır katipliğinde konuşuyor. Abdullah Öcalan'dan ne istendiğini bilmiyoruz. Siz de soruyu yöneltirken diyorsunuz ki; 'Teröristbaşı Öcalan'. Şimdi teröristbaşı Öcalan'dan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne bekler? Doğrusunu istersen ben bunu anlayabilmiş değilim ama bu hükümetin dünden bugüne terör örgütlerini dost, dostları terör örgütü ilan etme alışkanlıkları var. Ben bu görüşmelerin tutanaklarına da mümkün olursa bakacağım ve gerekli değerlendirmeyi yapacağım. İmralı'daki canibaşından Türkiye'nin geleceği için, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin medet beklemesi benim açımdan utanılacak bir şey. Türkiye Büyük Millet Meclisi elbette ki inisiyatif almalıdır. Ama Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçeyi görüşürken bile bütçenin bir rakamını ya da metindeki bir virgülü değiştirmeye muvaffak olamıyor. Bugün yürürlükte olan sistem tek adamın iki dudağının arasından çıkacak sözlere, milletin geleceğini maalesef esir ve mahkum bırakıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sokakta akıl arayan bir devlet görünümünden kurtarılmalıdır. Bunun müsebbibi de iş başında bulunan iktidar ve onun devlet aklı zannettiği akılsızlıktır" ifadelerini kullandı.
Editor : Demirören Haber Ajansı