Gündem

EN BÜYÜK BEDELİ ÜLKÜCÜLER ÖDEDİ

EN BÜYÜK BEDELİ ÜLKÜCÜLER ÖDEDİ

EN BÜYÜK BEDELİ ÜLKÜCÜLER ÖDEDİ
20-09-2017 05:00


RÖPORTAJ:  
HAYRULLAH AĞKAŞ






Geçtiğimiz hafta 12 Eylül askeri darbesinin 37. yıldönümünü geride bıraktık. İlimizdeki siyasi parti il başkanlarından 37 yıl önce yaşananlarla ilgili düşüncelerini sorduk. 12 Eylül darbesiyle ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Sivas İl Başkanı Özkan Turan Navruz, "12 Eylül Darbesinde MHP ve bağlı kuruluşlarının dava dosyasında sadece isim tespiti 240 sayfadır ve bunların hepsi idamla yargılandılar" dedi.
12 Eylül 1980 darbesi öncesinde 1974´te Kıbrıs Barış Harekâtını yapıldığını ve ülkemizin bir ambargoyla karşı karşıya kaldığını ifade eden Navruz, "Bu ambargo Türkiye´yi ekonomik olarak sıkıştırdı ve ülkenin üzerindeki fay hatlarının derinleşmesine neden oldu.  Ambargoyu koyanlar ´bizim çocuklar başardı´ cümlesini kuranlar bir darbe gerçekleştirdi" diye konuştu.
Hem sağdan hem de soldan çok büyük yargılamalar olduğunu ifade eden Navruz, "Sadece MHP ve bağlı kuruluşların dava dosyasının sadece isim tespiti 240 sayfa. Ve bunların hepsi de idamla yargılandı. Ve 9 ağabeyimizi astılar. Binlercesine işkence yaptılar, on binlercesini hücreye attılar. Çok büyük bir zulüm yaşattılar. Aslına bakarsanız bugünün kilometre taşları 1980´de döşenmeye başlandı. Orada darbeciler güzel bir ters algı yapıp Turgut Özal´ın devrin başbakan yardımcısı, darbe iktidarının müsteşarı kurdurdukları partiyle iktidara getirdiler. Ve şimdiki Büyük Ortadoğu Projesi´nin temelini o zaman Turgut Özal´la attılar. Kimse Turgut Özal´ın darbecilerden bağımsız olduğunu söyleyemez" ifadelerini kullandı.
BAŞÖRTÜSÜ CUMHURİYET MESELESİ YAPILDI
12 Eylül sonrasında bu ülkenin 28 Şubat sürecini geride bıraktığını belirten Navruz, bu süreçte sosyal demokrasiye inanan bir kadının başındaki örtüyü Cumhuriyet meselesi yapmasının çok saçma olduğunu ifade etti.
Navruz, "Çünkü buna gerçek bir sosyal demokrat, gerçek bir liberal insan hak ve özgürlüğü olarak bakmalıydı. Ona öyle yapmadılar 1980´i hazırlayan süreçlerdeki gibi insanı farklılaştırıp kutuplaştırma cihetine gittiler.  Ve 28 Şubat sürecinden sonra yine bir iktidar değişikliği oldu.  Bu iktidar da ilk başta özgürlükçü, ilerici, demokrat bir şekilde devleti yöneteceğini söyleyerek geldi" dedi.
2003 yılında Avrupa Birliğiyle yapılan anlaşmalar, çıkarılan AB uyum yasalarının bugün karşımıza geldiğini belirten Navruz, şunları kaydetti:
"2004´ten sonra yaptıkları işler devlet kadrolarını cemaat denen yapıya teslim etmeleri 15 Temmuz´un kilometre taşını döşemeye başlamıştı. Biz o zaman yapmayın, etmeyin dediğimizde, şimdiki Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ  ´alnı secdeye değen adamdan zarar gelmez´ dedi.  Eski Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç Devlet Bey´i esefle kınadı.  Tarafımızdan hiçbir hakaret edilmemesine rağmen MHP camiası dinsizlikle bile suçlandı. Bu konuda iktidar sütten çıkmış ak kaşık değil. Sayın Cumhurbaşkanı da ben halkımdan özür diliyorum dedi. Ülkemizin bir daha darbe yaşamaması için, demokrasiden sapmamak için ve ortak akılla yönetilmesi için ilk ve en önemli olarak eğitime önem verilmelidir. Yani çocuklarımı batıcı bir eğitimle değil, muasır medeniyetler seviyesinde eğitim verilmesi gerek. Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk´ün anlatmak istediği muasır medeniyet batı´nın eğitimini almak değildir. Daha sonra adalete ve hukuka önem vermeliyiz. Kim olursak olalım hukukun üstünlüğünü kabul etmek zorundayız.  Hukuk normlarını işletmek mecburiyetindeyiz. 15 Temmuz´u en az hasarla atlatmamızın tek yolu kısa vadede hukukun üstünlüğüne inanıp herkesin adalet karşısında eşit olmasıdır. Şu anda bizi daha büyük bir tehlike bekliyor. Büyük güçlerin güneydoğumuzda yaptığı savaşlar. Bu savaştan başarıyla çıkabilmemizin tek yolu, toplumumuzu ortak bir amaçta birleştirebilmektir. Bunun için de toplumun bütün kesimlerine adaletli davranmaktır. Ama maalesef iktidar bunu pek fazla başaramıyor."
"ÖNCE DEVLETİM VE MİLLETİM"
15 Temmuz darbe girişiminde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli´nin tutumunun her kesim tarafından takdir toplaması ile ilgili konuşan Navruz, "Liderimiz Devlet Bahçeli´nin 97 yılından bu güne söylediği cümle "önce devletim ve milletim, sonra partim ve ben" kendisi hep bu mantıkla hareket eden bir lider. Bu hareket tarzı kısa vadede kendisine ve partimize oy kaybettirmiştir. 2002´de baraj altı kaldık. Sonra 2007´de tekrar meclise girdik. 7 Haziran´da yüksek bir oy alarak 80 milletvekili çıkardık. Sonra 1 Kasım seçimlerinde devleti ve milleti önceleyen bir tavır takınmıştır. Devlet Bey´in söylemlerini iyi değerlendirmek lazım. Biz bunu halka anlatmakta zorlandık. Erken seçim konuşmalarında da bu söylemi kendisi çıkarmamıştır. Çözüm sürecine atıfta bulunarak HDP´si, CHP´si AK Parti´si çözüm sürecini destekliyorlar. Ben karşıyım eğer koalisyon kurulacaksa bunlara dikkat edilmesi gerekiyor dedi. Tabi ki o zaman 1. Parti olan AK Parti bir koalisyon kurmaya yanaşmadı" diye konuştu.
15 Temmuz´da bir kesim tarafından Devlet Bahçeli´nin AK Parti´ye destek verdiği söylemlerinin ortaya çıktığını belirten Navruz, "Devlet Bey milletin yanında durmuştur.  En kötü demokrasi yönetimi en iyi darbe yönetiminden daha iyidir. Darbe yönetiminde insanların söz hakkı olmaz, hukuki hakları olmaz, adalet arayamazlar" dedi.
İNSANLARIN HAYATINDAN ÇALDILAR
12 Eylül sürecinde ilimizde yaşanan olaylar hakkında konuşan Navruz şöyle devam etti:
"Sivas´ta idam olmadı. Fakat ocak başkanları, yönetim üyeleri buradan Erzincan´a götürüldü. Uzun yıllar hapis yatanlar oldu. Hepsi beraat etti. Arkadaşlarımız 7-8 sene yattı ve daha sonra sen suçsuzsun denildi. İnsanların hayatından çaldılar. Onları işlerinden, güçlerinden, ailelerinden ettiler.  Yani 1980 darbesi toplumun her kesimine çok büyük acılar yaşattı. Ama bu konuda en büyük bedeli ülkücüler ödedi. Çünkü 80 darbesinde 4500´e yakın şehit verdik. Bunların bir tanesi bakandı. 2 tanesi milletvekiliydi. 12´ye yakın il ve ilçe başkanımız şehit edildi. Üniversite gençliğimiz kıyıma uğratıldı. Okuyan gençliğimiz hedef alındı."
DURSUN ÖNKUZU´YU UNUTMAK İHANETTİR
Dursun Önkuzu´nin işkenceyle şehit edildiğini belirten MHP İl Başkanı Navruz, "O´nu unutmak ihanettir. Çünkü 12 saat işkence ettiler. Bir tek kelime istediler ondan. ´Allah yok´ demesini istediler ve o kadar işkenceden sonra üçüncü kattan attılar. O gençlerin tek istediği şey okumaktı. Bunu istedikleri için işkencelere uğradılar, öldürüldüler.  12 Eylül ile ilgili haberlerde hep 7 öğrencinin öldürülmesi gündeme gelirdi. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, Haluk Kırcı gibi isimler hep konuşulurdu. Ama basıldıkları kahvede şehit olan 13 ülkücü hiç konuşulmadı. Sol camiadan Deniz Gezmiş gibi isimler kahraman ilan edilirken yaşı büyütülüp idam edilen Veli Can Oduncu hiç konuşulmadı. Onun hiçbir suçu yoktu. Bizim bunları unutma imkânımız yok ama bize bunları yaptılar diye devletimize düşmanlık edemeyiz.  Şimdi bazı PKK hayranları sözde aydınlarımız diyorlar ki Diyarbakır cezaevinde yapılan işkencelerden dolayı PKK terör örgütü doğdu. O zaman bizim ülkücü camiamıza yapılan işkencelerden dolayı hangi terör örgütünün doğması gerekiyordu? O zaman bizim ülkeyi yakıp yıkmamız gerekiyordu. Ama biz milli düşündüğümüz için bunları sorun teşkil edip devletin karşısında durmadık. Devlettir anadır, babadır döver de sever de diyerek yanında durduk.  O zamanlar çok büyük mağduriyetlerimiz oldu. Aile yıkımları oldu. Rahmetli Tokat Milletvekilimiz Lütfi Ceylan 1977 yılında nişanlandığı hanımıyla 1988 yılında evlenebildi.  Gariptir Ergenekon davaları başladığı zaman Devlet Bey buna karşı çıktı. Hemen Terörist ilan edildi. Bizden terörist olmaz. Din düşmanı olmaz, dini sömüren de olmaz.  Bize din düşmanı ve ya Müslüman değil diyenlerin sebebi bizim dini sömürü ve ya siyasi rant aracı olarak görmememizdir. Bunları bize söylüyorlar ki kendilerine alan açılsın" ifadelerini kullandı.
15 Temmuz´un kilometre taşlarının 12 Eylül´de konulmaya başlandığını belirten Navruz, "Darbenin müsteşarı olan, 25 Ocak kararlarını alan Turgut Özal, ANAP´ın başına getirildi ve asker iktidar etti Turgut Özal´ı. Bunu kimse inkar edemez. Çünkü her evden bir insana işkence eden Kenan Evren televizyona çıkıp da Milliyetçi Demokrasi Partisi´ne oy verin dediği zaman kendi çocuğuna işkence ettiği kişi Kenan Evren´in dediğinin tersini yapar. Sağcı arkadaşlar buna çok kızacak ama Kenan Evren neyse Turgut Özal´da aynısıdır. Bize yutturulan bir şeydi. 25 Ocak kararlarını aldı. İnsanları hazırlıksız bir şekilde kapitalizmin kucağına attı. Herkes bankanın önünden geçmeye korkarken insanları önce taksite sonra bankalara alıştırdı. Daha sonra Tansu Çiller geldi. 5 Nisan kararlarını aldı. Ekonomiyi liberalleştirdiler. Daha sonra AK Parti geldi ve 15 yıllık iktidarlarında ülkede ne varsa yabancılara sattılar. 65 milyar dolar özelleştirme yapılmış. 10 milyar dolar yol yapılmış geri kalan 55 milyar doların nerede olduğunu bilen yok. Hep yol yaptık diyorlar ya. Miras yedi gibi yiyip içtiler" dedi.
SINIRLARIMIZDAN ÖDÜN VERMEMELİYİZ
Kuzey Irak´ta yapılması gündemde olan referandum sürecini değerlendiren Navruz, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Irak Federal anayasa mahkemesi referandumun askıya alınması yönünde karar almış. Burada Barzani ailesine iyi bakmak gerekiyor. Molla Mustafa Barzani´den bu tarafa bu ailenin kime hizmet ettiğine iyi bakmak gerekiyor. Bu referandumun kimin faydasına kimin zararına olduğunu iyi bakmak gerekiyor. Bu referandumu Mesut Barzani istemiyor. Devlet Bey´in de dediği gibi bu bir beka sorunu. Bu beka sorununa karşı gerekli tedbirlerin alınması için de kamuoyunu bilgilendirdi.  Bazı arkadaşlar sürekli dış güçlerden, Amerika´dan dem vurup duruyorlar. Ama şunu iyi bilmek gerekiyor. Biz sınırlarımızdan bir kere ödün verirsek artık bizi bu Anadolu toprağında barındırmazlar. Bunun ilk önemli göstergesi 1974´te yapılan Kıbrıs Barış Harekâtı´dır. Daha sonra bu olaydan sonra 12 Eylül 1980 darbesi yaşandı çünkü bizi savaşla cezalandıramayan büyük güçler darbeyle cezalandırmaya kalkmıştır. 74´te biz Kıbrıs´ı almasaydık 80´de ülke topraklarımızın yarısını kaybetmiştik. O zaman bunu gören devlet aklı olaya müdahale etmiş ve çeşitli imkânsızlıklar içinde Kıbrıs´ı almışlardır. Bugün de ekonomimiz batar, Amerika çok büyük güç diyenler kâğıttan aslanlar. Bu güne kadar Amerika´nın kazandığı bir tek kara savaşı yoktur. Vatan için can verme zamanı gelmişse o canı vermek gerekiyor. Zengin ve manda altında yaşamaktansa fakir ve hür olarak yaşamayı tercih ederiz."
/resimler/2017-9/19/1623171731028.jpg


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER