Gündem

"FETÖ eşi benzeri görülmemiş terör örgütü"

"FETÖ eşi benzeri görülmemiş terör örgütü"

18-09-2017 05:00


ANKARA

Erbaş, Diyanet Aylık Dergi´nin Eylül 2016 tarihli sayısında yazdığı "Mesih/Mehdi Beklentisi ve İstismarı" başlıklı yazısında Fetullahçı Terör Örgütü ile ilgili değerlendirmeler yaptı.
BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ TERÖR ÖRGÜTÜ
Erbaş, sözkonusu makalesinde "İslam tarihinde birbirine benzer bazı gruplar olsa da hem mehdi/mesihi hareketlerden ve hem de Hasan Sabbah hareketinden içinde unsurlar barındırmakla birlikte nev-i şahsına münhasır ve yaptıkları ortaya saçıldıkça bizleri şaşkına çeviren en karanlık hareket FETÖ´dür. 17-25 Aralık 2013´ten sonra yapmış olduğu entrikalar sebebiyle Devlet tarafından kendisine verilen FETÖ ismi 15 Temmuz 2016 tarihinde millet olarak yaşadığımız darbe-işgal girişimini organize etmiş olması sebebiyle dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir terör örgütü olduğunu göstermiştir" dedi.
HER YOLU MÜBAH GÖRDÜLER
Prof.Dr. Ali Erbaş yazısında Fethullahçı Terör Örgütü ile ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu örgütün tarihi süreç içerisinde ortaya çıkan mehdi/mesih hareketlerinden farkı "dine hizmet" iddiasıyla ortaya çıkmış olmasına rağmen zaman içerisinde dinin en temel ilkelerine taban tabana zıt anlayışlar içerisine girerek hedefe ulaşmak için her yolu mubah görmesi hususudur. Şia´da takiyye denilen anlayışı en acımasız şekilde kullanmak ve giderek dinin en büyük haramlardan birisi olarak tanımladığı yalancılığı normal bir davranış haline getirmek, bunun fetvasını da mehdi/mesih olduğunu iddia eden kimselerde bulunan özellikleri üzerinde taşıdığına inanılan, hatta daha da ileri giderek verdiği her emri Hz. Peygamber´e danışarak verdiği kabul edilen örgüt liderinden aldıklarını ifade etmek, yaptıkları "sır kapısı" isimli dizilerle İslam´ın inanç esaslarına uymayan pek çok hususu zihinlere yerleştirmeye çalışmak bu hareketin ilk anda akla gelen tutum ve davranışlarındandır. "Hizmet hareketi" ile bir altın nesil yetiştireceği sanılan örgüt bünyesinde gizlilik içerisinde ajanlık, röntgencilik, casusluk, kimliğini ve kişiliğini gizleme, tecessüs, iki farklı karakter taşıyarak bukalemun gibi yaşamak, dinin direği olan namazı bile hiç kılmıyormuş gibi davranabilmek, bile bile tesettüre riayet etmemek, hep bir gizlilik, hep bir korku, sürekli bir tedirginlik ile kendileri olamayan bir kişilik tipi oluşmasına zemin hazırlama vs. hususlar hiçbir şekilde dinin ilkelerine uyan şeyler değildir. Sadece peygamberlere has olan masumiyet karinesinin, bağlılarınca örgüt liderine de has kılınmış olması onun emir ve söylemlerinin hiç bir şekilde sorgulanmasına izin vermemekte, bu yüzden de akla hayale gelmedik yanlış yollara tevessül etmektedirler. "
Yeni Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Erbaş yazısında "15 Temmuz gecesi çıldırmış ve cinnet geçirmiş örgüt mensuplarının, elinde bayraktan başka bir şey olmayan masum insanların üzerine, ülkenin meclisine ve devletin en önemli müesseselerine gözlerini kırpmadan ölüm yağdırarak, yabancı ülkeler ve o ülkelerin istihbaratlarıyla işbirliği yaparak kendi kardeşlerine, kendi vatanına, kendi değerlerine ihanet etmek milletimizin binlerce yıllık şanlı tarihinde görülmüş bir şey değildir. Burada "kendi vatanına", "kendi değerlerine" gibi ifadeleri kullandık ama bu örgütün mensuplarında aile bağı, millet bağı, ümmet bağı ve bir vatan anlayışının olmadığı, kendilerinin dünya vatandaşı olduklarını ifade ettikleri ve hatta Türkiye´yi, organize oldukları diğer 160 ülkeden birisi olarak gördükleri gibi iddialar da vardır. Bu açıdan bakıldığında bu örgütün mehdi/mesih inancının yanında Hıristiyanlık içinde ortaya çıkmış Yahova Şahitlerinden etkilendikleri de söylenebilir. Zira 1830´lu yıllarda ortaya çıkan ve bugün dünya üzerinde milyonlarca bağlısı bulunan Yahova Şahitlerinde vatan, bayrak, askerlik vb. değerler bulunmamaktadır." görüşlerini ifade etti.
YENİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI
PROF.DR ERBAŞ KİMDİR?
1961 yılında Ordu´nun Kabadüz İlçesi Yeşilyurt Köyünde doğdu. İlkokulu Yeşilyurt Köyü İlkokulunda birleştirilmiş sınıflarda okudu.1980´de Sakarya İmam-Hatip Lisesi´nden, 1984´de ise Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi´nden mezun oldu.
Aynı fakültede 1987´de Tefsir Anabilim Dalında "Kur´an´daki Tekrarlar" isimli teziyle Yüksek Lisansını, 1993´te ise Dinler Tarihi Anabilim Dalında "İlâhî Dinlerde Melek İnancı" isimli teziyle doktorasını tamamladı.
1988-1990 yılları arasında İstanbul Haseki Eğitim Merkezinde Master ve Doktora öğrencileri için açılan ihtisas kursuna devam etti.
1993 yılında Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı´na Yardımcı Doçent olarak atandı. 1994 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında Paris´te Centre George Pompidou ve Sorbonne Üniversitesi kütüphanelerinde Dinler Tarihi ve Din Bilimleri alanında araştırmalar yaptı. Daha sonra 1996-1997 öğretim yılının başından itibaren bir yıl boyunca Strasbourg Beşerî Bilimler Üniversitesinde misafir öğretim üyesi olarak alanıyla ilgili araştırmalar yaptı. 1997-1998 öğretim yılı başında yurda döndü ve Kasım 1998´de Doçent, Ocak 2004´de Profesör oldu.
1993-2006 yılları arasında Dinler Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı ve yine aynı tarihler arasında Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanlığı yaptı.
1997-2002 yılları arasında 5 yıl Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan yardımcılığı, 2006-2011 yılları arasında iki dönem aynı fakültenin Dekanlığını yürüttü. 2003-2011 yılları arasında Sakarya Üniversitesi´nde Senato Üyesi, 2006-2011 yılları arasında ise aynı üniversitede Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.
2011 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğüne atandı. 6 yıl bu görevi yürüten Prof.Dr. Ali Erbaş 08 Haziran 2017 tarihi itibariyle Yalova Üniversitesi Rektörlüğüne atandı.
12 kitabı, çok sayıda makalesi ve yurt içinde ve yurt dışında sunduğu pek çok sempozyum bildirisi ve konferansı bulunan Prof.Dr. Ali Erbaş evli ve 4 çocuk babasıdır. (İHA)


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER