Hayrullah AĞKAŞ
?Başkanlar Konuşuyor? köşemizde siyasi partiler ve sendikaların ardından ilimizde faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşlarını konuk etmeye devam ediyoruz. Bugün de köşemizde İlim Yayma Cemiyeti Sivas Şube Başkanı Osman Alacahan´ı konuk ettik.
İlim Yayma Cemiyetinin eğitim anlamında Türkiye´de ilk kurulan sivil toplum kuruluşlarının başında geldiğini ifade eden Alacahan, ülkemizin kalkınmasına; milli, ahlaki, dini, manevi ve kültürel değerleri benimseyen, koruyan, geliştiren, vatanını ve milletini seven bir toplumun yetişmesine katkı sağlayacak nesiller yetiştirmek için hizmet ettiklerini ifade etti.
?Amacımız bir anlamda gençliği geleceğe hazırlamaktır? diyen Alacahan, ?Biz, gençlerimizin eğitimde kendini yetiştirmesini arzu ederken, iyi bir mühendis yetiştirmek için değil, ahlaklı iyi bir mühendisimiz olsun istiyoruz. Biz o yüzden diyoruz ki gençlerimiz hem ahlaklı olsunlar, hem de bilgili olsunlar. Çünkü tek kanatla uçamayız. İkisi bir arada olduğu zaman bu ülkeye daha çok hizmet eder. Hiçbir şey olmasa bile, ülkeye zararı olmaz. O da bir yerde kardır. Dolayısıyla gençlerimizi çeşitli yönleriyle desteklemeye çalışıyoruz? dedi.
İşte, İlim Yayma Cemiyeti Sivas Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Osman Alacahan ile yaptığımız röportaj:
Osman Alacahan kimdir? Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
İsmim Osman Alacahan, Sivas doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Sivas´ta tamamladım. Sonrasında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümünü okudum. 1986 yılında mezun olduktan sonra kamuda göreve başladım. Kamudaki görevimin büyük çoğunluğun psikolog olarak yaptım. Şuanda da Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi bölümünde Yard. Doç. olarak görevimi sürdürüyorum. 1995 yılında da Sivas´ta İlim Yayma cemiyetinin şubesini kurduk. Bende kurucu üyeleri arasında yer aldım. Şuanda da Cemiyetimizde Şube Başkanı olarak görevimi sürdürüyorum.
İlim Yayma Cemiyeti Genel Merkezi ne zaman kuruldu?
Cemiyetimizin Genel Merkezi 1951 yılında kuruldu. 68 hayırsever, vefakâr olan insanları bugün rahmetle anıyoruz. Dönemin şartlarını göz önünde bulundurarak, özellikle de imam hatip okulları açılması noktasında ve o günün şartlarında var olan öğrencilerimize de eğitim alanında destek vermek amacıyla 1951 yılında kuruldu. Şuanda da 170´e yakın Türkiye çapında şubemiz var. Dolayısıyla bu cemiyetin kuruluş tarihi göz önüne alındığı zaman belki de eğitim alanında sivil toplum kuruluşu olarak kurulan en eski kuruluş diyebiliriz.
İlim Yayma Cemiyeti, kamu yararına çalışan dernek statüsündeki, Türkiye´nin en köklü ve güvenilir sivil toplum kuruluşudur. 68 mümtaz hayırsever ve vatanperver insan tarafından, millî ve manevî değerlerimizi ihya ederek geleceğe taşımak, ilim ve irfan çalışmalarını destekleyerek yaygınlaştırmak için 11 Ekim 1951 tarihinde kurulmuştur. Kuruluşunun hemen ardından, Milli Eğitim Bakanlığı´nın talebi üzerine İstanbul´da ilk İmam-Hatip Okulunu açmıştır. Yarım asrı aşan bir süredir nice hayırlı, bereketli ve güzel hizmetlere vesile olan Cemiyetimiz günümüzde Edirne´den Van´a kadar, Türkiye genelindeki şubeleri, öğrenci yurtları ve verdiği burslarıyla eğitim alanındaki çalışmalarını sürdürmeye devam etmektedir.
Cemiyetin kuruluş amacı nedir?
Cemiyetimizin kuruluş amacı ülkemizin kalkınmasına; milli, ahlaki, dini, manevi ve kültürel değerleri benimseyen, koruyan, geliştiren, vatanını ve milletini seven bir toplumun yetişmesine katkı sağlayacak eğitim ve kültür faaliyetlerinde bulunmaktır. İlim Yayma Cemiyeti´ni, eğitim ve kültür alanında uluslararası standartlarda kaliteli ve modern hizmet veren; uluslararası sivil toplum kuruluşları arasında etkili ve prestij sahibi olan bir kurum haline getirmektir. Kuruluş dönemindeki şartlarda sadece imam hatip öğrencilerine yönelik kurulmuş bir cemiyetti. Ancak günümüzde yine imam hatip okullarımız başta olmak üzere eğitim çeşitli kademelerinde olan gençlerimize hizmet veriyoruz. Bir anlamda Gençliği, geleceğe hazırlıyoruz.
İlim Yayma Cemiyeti olarak yaptığınız gençliğe yönelik yaptığınız faaliyetler hakkında bilgi verir misiniz?
Amacımız tek yönlü bir gençlik yetiştirmek değil. Günün şarlarında teknolojiyi de öğrenen, önündeki zorluklarla mücadele etmeyi de öğrenen, aynı zamanda kendisini ahlaki anlamda da geliştirmiş bir gençlik yetiştirmek için çaba gösteriyoruz. Amacımız gençlerimizde tek yönlü bir gelişme sağlamak değil. Amacımız, çağın gerekliliklerine uygun bilgi ve donanıma sahip ve aynı zamanda da ahlaklı nesiller yetiştirebilmektir. Bir insan çok zeki olabilir. Fakat değerler sisteminde bir sıkıntı varsa o zekâ hem kendinin aleyhine hem de toplumun aleyhine olabiliyor.
Biz, gençlerimizin eğitimde kendini yetiştirmesini arzu ederken, iyi bir mühendis yetiştirmek için değil, ahlaklı iyi bir mühendisimiz olsun istiyoruz. Çok iyi bir doktor olsun ama ahlaki değerleri çok önemli değil, yeter ki iyi tedavi uygulasın. Belki bugün iyi tedavi edebilir fakat ahlaki değerlerden, ülkenin ve insanların faydasına olan değerlerden bihaber ise ve bunlar o kişi için bir anlam ifade etmiyorsa, günün birinde bu iyi doktorumuz, iyi mühendisimiz insana ve ülkesine hizmet etmek yerine. Faydalı olmak yerine kendi şahsi arzularına öncelik verme noktasına da gelebilir. Bunun tam tersi de olabilir. İyi ve ahlaklı gençlerimiz olsun derken, günün gerekliliklerinden, eğitimden bilimden habersiz nesillerde olabilir. Yani ahlaklı çocuklar ama hiç bir şeyden haberleri yok. Bu da yetersiz kalır. Bu durum da sizin ülke olarak kalkınmanıza hiçbir katkı sağlamaz. Milli sanayinizi geliştiremiyorsunuz, dışa bağımlı bir ülke haline geliyorsunuz. Böyle olunca da başkalarının istikametinde ilerlemek zorunda kalırsınız. Biz o yüzden diyoruz ki gençlerimiz hem ahlaklı olsunlar, hem de bilgili olsunlar. Çünkü tek kanatla uçamayız. İkisi bir arada olduğu zaman bu ülkeye daha çok hizmet eder. Hiçbir şey olmasa bile, ülkeye zararı olmaz. O da bir yerde kardır. Dolayısıyla gençlerimizi çeşitli yönleriyle desteklemeye çalışıyoruz. Ticari olarak hiçbir faaliyetimiz yok. Faaliyetlerimiz yurt boyutunda olabiliyor. Geçmiş yıllarda cemiyetimiz tarafından okul yaptırıp, Milli Eğitim´e devredilmiştir. Bizim halkımız çok gönlü zengin bir toplum. Geçmişte de günümüzde de çok çok hayranlık uyandıracak örneklerini görebiliyoruz. Yemiyor, bir fakire yardım ediyor. Yemeyip içmeyip ülkenin hayrına olan bir konuya destek oluyor. Hatta bizim toplumumuz yeri geldiğinde canını dahi ortaya koyabiliyor. Böyle bir milletin mensubu olmak ve milletin hizmetinde olmak gerçekten insanı gururlandırıyor. Cemiyet olarak faaliyetlerimizi de bu kadirşinas insanların, hayırsever insanların yardım ve destekleriyle sürdürmeye çalışıyoruz. Alınan bu desteklerle de öğrencilerimizin burs boyutunda ihtiyaçlarını karşılıyoruz. İmkânlarımız ölçüsünde öğrencilerimize hizmet etmeye çalışıyoruz. Şubemiz özelinde yaptığımız faaliyetler gibi öğrencilerimizin istekleri üzeri bir takım kurslar da düzenliyoruz. Öğrencimiz dışarıda bir yabancı dil kursu almak istese çok ciddi rakamlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Ama bunu cemiyet olarak biz organize ettiğimizde bu kurslardan birçok öğrencimiz ücretsiz olarak faydalanabiliyorlar. Biz bu anlamda düzenlediğimiz faaliyetlere öğrencilerimizin donanımlarını artırmaya çalışıyoruz. Şubelerimiz kendi bulundukları şehrin imkânlarıyla bu tür faaliyetlerini sürdürüyorlar. Ayrıca zaman zaman şubeler arasında da yardımlaşmalar olabiliyor. Biz de bu doğrultu da ilimizde 1995 yılında bir yurt açtık. Şuanda bu yurdumuzda 96 öğrencimizin barınma ihtiyacını karşılıyoruz. Bir dönemde erkek öğrenci yurdu açma planımız da oldu ancak imkânlar buna pek fazla el vermedi. Ayrıca şu konuya da değinmek istiyorum. Günümüzde devletimiz ve hükümetimiz eğitime çok önem veriyor. Önemli kaynaklar ayrılıyor. Yapısal anlamda da imkânları çok çok artırdı. Yüksek öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak yurt faaliyetlerinde önemli artışlar yaşandı. Bugün Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından çok ciddi ve kaliteli hizmetler veriliyor. Bu anlamda günümüz şartlarında yurt bakımından bu kadar iyileştirme yaşanırken, sivil toplum kuruluşları tarafından ekstra bir yurt açma düşüncesinden vazgeçildi. Dışarıdan bakıldığında bir yurt yapıp hizmet vermek çok basit gelebilir ama gerçekten çok zor. Öğrencilerin hem barınmasıyla ilgileneceksiniz, hem eğitimleriyle ilgileneceksiniz vs. gibi bütün bu ihtiyaçları karşılayabilmeniz lazım.
Öğrencilere yönelik sosyal ve kültürel anlamda düzenlediğiniz etkinlikler hakkında bilgi verir misiniz?
Öğrencilerimize yönelik sosyal ve kültürel anlamda da faaliyetlerimiz oluyor. İngilizce, Arapça, Osmanlıca kursları düzenledik. Ancak burada biz kurs açtık gelin demiyoruz. Öğrencilerimize soruyoruz. Onlardan gelen talepler üzerine, biz de bu yönde bir çalışma yaparak, öğrencilerimize bu eğitimleri veriyoruz. Bu kurslarımızı da yine öğrencilerimizin talepleriyle istedikleri sürede veriyoruz. Bunlarla ilgili öğrencilerimizden hiçbir ücret almıyoruz. Yine öğrencilerimizin sosyal aktivitelerde bulunması yönünde çalışmalarımız oluyor. Zaman zaman şehirlerarası ziyaretlerimiz oluyor. Öğrencilerimizi buradan bir diğer ildeki şubemize yönlendiriyoruz. Orada o şehri gezme ve kültürünü görme imkânları oluyor. Yine ilimizdeki çeşitli seminer ve konferans gibi programlara öğrencilerimizi götürüyoruz. Sadece okula gidip gelmekle olmuyor. Öğrencilerimizin sosyal anlamda da kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Sonuç itibariyle bir toplum içerisinde yaşıyorsunuz. Bu toplumda insanlar ne yiyip, ne içiyorlar, nerede yaşıyorlar bunların bilinmesi lazım. Siz halkınızdan kopuk olarak yetişirseniz, o halka hizmet edemizsiniz. Ancak halkın içinden gelirseniz, o halkın dilini daha iyi anlarsınız. O nedenle biz gençlerimizi zaman zaman halkımızla buluşturmaya çalışıyoruz. Daha doğrusu yaşamın farkına varsınlar istiyoruz.
Editor : Haberpanelim