Gelişmekte olan Sekiz Ülke (D-8) Ekonomik İşbirliği Örgütü, Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya arasındaki iş birliğini geliştirmek, ekonomik ve sosyal ilişkileri zenginleştirmek amacıyla 15 Haziran 1997 tarihinde kuruldu.
Türkiye´nin ev sahipliğinde bir araya gelen D-8 ülkeleri, İslam dünyasının bölgelerinde öncü ülkeleri olarak dikkat çekiyor. Türkiye ve Endonezya, dünyanın en büyük ekonomilerinin yer aldığı G20´de de bulunuyor.
Örgütün kuruluş deklarasyonunda iş birliği alanları olarak ticaret, sanayi, iletişim, enformasyon, finans, bankacılık, özelleştirme, kırsal kalkınma, bilim, teknoloji, yoksullukla mücadele, insan kaynaklarının geliştirilmesi, tarım, enerji, çevre, sağlık, turizm, kültür ve spor sıralanıyor.
D-8 Örgütünün yayınladığı verilere göre teşkilat ülkeleri, 2015 yılı itibarıyla toplam 1 milyarı aşkın nüfusa ve 3,7 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaştı. D-8 ülkelerinin ihracat hacmi aynı dönemde 693 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu ticaret hacmi, 16,4 trilyon dolarlık küresel ticaretin yaklaşık yüzde 4´ünü oluşturdu.
Örgütün kurulduğu tarihte ortalama 2 bin 207 dolar olan üye ülkelerdeki kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla, 2016´da 4 bin 645 dolara yükseldi.
Kuruluş amaçları doğrultusunda bugüne kadar 8 zirve, 37 komisyon toplantısı ve 16 konsey toplantısı gerçekleştiren D-8 Örgütü, en üst düzey karar alma organı olan Başkanlar Zirvesi´nin 9´uncusunu Türkiye´de yapacak.
FİNANSAL MEKANİZMA TALEBİ
D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü Genel Sekreteri Seyid Ali Muhammed Musavi, yaptığı açıklamada, öncelikli çalışma alanlarının ekonomik aktiviteler olduğunu söyledi.
Musavi, örgütün kurulduğu tarihte üye ülkeler arasındaki ticaret hacminin 20 milyar dolarda kaldığını belirterek, ?Bugün üye ülkeler arasındaki ticaret hacmi 120 milyar dolar. Bir dönem 150 milyar dolara kadar çıktık ancak bölgedeki sorunlar nedeniyle ticaretimiz 120 milyar dolar seviyesinde? dedi.
Yola çıkarken, üye ülkeler arasında gelecek yılsonuna kadar 500 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşma hedefi konulduğunu anımsatan Musavi, İran´a uygulanan yaptırımlarla bölgede yaşanan sorunların örgütün faaliyetlerini olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Musavi, Örgütün ilk 10 yılının politika koordinasyonuyla geçtiğini, sekreteryasının 2009´da kurulduğunu ve o tarihten sonra iyi bir gelişme gösterdiğini bildirdi.
Üye ülkeler arasında iş birliğinin artırılması için özellikle sekreteryaya ev sahipliği yapan Türkiye´nin daha çok desteğine ihtiyaç duyduklarının altını çizen Musavi, şunları kaydetti:
"D-8 Örgütü olarak daha çok desteğe ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´dan özel ricam, D-8 zirvesinin 9´uncusu için bir tarih ve yer belirlenmesi. Zirvenin 2014´te yapılması gerekiyordu ama tarihi sarktı. Türkiye´de gerçekleştirilecek zirvemiz için yer ve tarih bekliyoruz. Türk hükümeti ve halkına destekleri için çok teşekkür ediyoruz."
Örgütün kurulma hedefleri doğrultusunda ülke liderlerinin iradesinin hala mevcut olduğunu dile getiren Musavi, potansiyele bakıldığında D-8´in geleceği konusunda iyimser olduğunun altını çizdi.
Musavi, Türkiye´de yapılacak zirvede örgütün daha çok gelişme göstereceğinden umutlu olduğunu belirterek, "İş birliğimizi artırmamız için gereken şey projelerimizi destekleyecek bir finansal kaynak mekanizması oluşturmak. Umuyorum ki gelecek zirvemizde liderlerimiz bu mekanizmanın kurulmasına karar verir ve biz de daha hızlı bir gelişme kaydedebiliriz." diye konuştu. (AA)
D-8 hareketi, Erbakan?ın dünyanın yönetimine isyanıdır
Bana Ne Amerika dan!
Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Giriş
Rahmetli Erbakan ın öncülüğünü yaptığı D-8 hareketinin önemi, o gün Türkiye tarafından anlaşılabilmiş değildir. O zamanki muhalefet partileri tarafından dalga geçilmiş ve alaya alınmıştır. ABD-İsrail-İngiltere şer ekseninde hareket eden sivil ve askeri bürokrasi tarafından da engellenmek istenmiştir. Ama daha da vahim olanı, daha sonra Milli görüş hareketinin yenilikçileri olarak adlandırılan gençleri tarafından Erbakan ın hayali olarak görülüp nitelendirilmesidir.
Burada, Erbakan ın D-8 Hareketi ana hatları ile ele alınacaktır.
D-8 İslam Birliğinin Kurulabilmesi İçin Etkin Olabilecek Stratejik Bir Çekirdek Yapı.
Rahmetli Erbakan ın kafasında, daha önce kurulmuş olan İslam Konferansı Teşkilatı gibi yapılar, fonksiyonsuz olup hiçbir işe yaramamaktadır. Müslümanları savunmadıkları gibi Müslümanların hiçbir yarasına da merhem olamamaktadırlar. Bu hantallaşmış yapıları harekete geçirmek çok zordur. Onun yerine Müslüman ülkelerin tümünü değil, Batının en çok baskı uyguladığı, stratejik öneme sahip ve belli alt yapıları olan ülkeleri bir araya getirmek, hem daha kolay hem de daha faydalıdır. Devamlı olarak horlanmaktan, aşağılanmaktan ve sömürülmekten şikâyetçi olmuş olan bu ülkeler, baskıyı azaltabilecek, kırabilecek bir güç arayışı içinde idiler. D-8 lerin kuruluş çalışmaları sürecinde liderlerin (Türkiye Başbakanı Erbakan, Malezya Başbakanı Muhatir Muhammed, Pakistan başbakanı Nevaz Şerif, Endonezya Devlet Başkanı Prof. Dr. Habibi) yaptıkları konuşmalarda bunu görmek mümkündür(1). Müstekbirlerin karşısına mustazafların bir güç olarak çıkması gerekliliğine ilişkin bir psikoloji oluşmuştu. Rahmetli Erbakan, bu psikolojiyi tam zamanında görerek D-8 lerin kuruluşunu gündeme getirmiştir.
D-8 in kuruluş sürecinde Müslüman dünyada kurulmuş ve varlığı ile yokluğu belli olmayan teşkilatların yapısından bıkmış olan liderler, etkisiz, faydasız toplantılarla vakit harcanmamasında ısrarcıydılar. Bu nedenle Rahmetli Erbakan, D-8 lerin etkinlik prensibi üzerine kurulması noktasında ısrarcıydı (1). Erbakan a göre etkinlik ilkesinin iki hedefi vardır: 1- Gelişmekte olan ülkelere yürek vermek; 2- Sanayileşmiş ülkeler tarafından ciddiye alınmak. Her ikisi için de güce ihtiyaç vardı. Açıkça ifade edilmemiş olmasına rağmen konuşulanlara, çizilen stratejiye bakıldığında bu gücün; 1- D-8 ler tarafından geliştirilmiş teknolojiler; 2- D-8 lerin sahip olduğu stratejik önem; 3- D-8 ülkelerinin 800 milyonluk bir pazar oluşturması; 4- Sahip oldukları enerji kaynakları ve enerji nakil yolları; 5- Kıymetli zengin Maden yatakları; 6- Genç nüfus; 7- Temiz su havzaları; 8- Mustazafların müstekbirlere duyduğu öfke üzerinden oluşturulması öngörülmüştür.
Bu gücü hızlıca oluşturabilmenin yolu olarak da etkin çalışabilecek, hareketli, oyalama yapmayacak ülkeler seçilmiş ve onlarla yola çıkılmıştır. Dolayısıyla D-8 ler, müstekbirlere karşı mücadelede hedeflenen asıl büyük gücün çelik çekirdeğini oluşturmaktaydı. Birinci hedef Müslümanlar; İkinci hedef tüm mustazaflar, üçüncü hedef de müstekbirler dâhil tüm insanlıktı. En azından Erbakan böyle düşünmekteydi:
Burada 8 tane Müslüman ülke bir araya gelmiş, çekirdek oluşturulmuş,1 milyarlık bir nüfus meydana getirilmiştir. Bu bir çekirdektir; yola çıkmış, çekirdeği teşkil etmiştir.
İşbirliğine başlamış, projeleri taksim edilmiş ve kolları sıvamıştır. Bunun arkasından 2. hedefimiz vardı. Bunlar, bütün Müslüman ülkeleri ve ezilen ülkeleri yani Rusya sı, Çin i, Hindistan ı dâhil 5 milyar ezilen sömürülen insanın hepsini biz adil bir dünya düzeni etrafında toplayacağız, prensibinden hareket edilmişti.
Bizim gayemiz sadece 5 milyara değil. 6 milyar insanın hepsine hizmettir.
O takdirde kendini gelişmiş sayan ülkeleri de bu sefer bir yuvarlak masa etrafında toplayacağız. Onlara, Oturun bakalım buraya, yeni dünya sizin kuvvet ve prensiplerinize göre değil, adil düzen prensiplerine göre kurulacaktır diyeceğiz. Herkes saadet bulacak diyeceğiz ve buna uymak için de gereken müeyyideyi elimizde tutacağız. Çünkü bunlar laftan anlamazlar. Müeyyidesiz bunlara bir iş yaptırmak mümkün değildir. İşte yeni dünyanın adil esaslara göre kurulması prensibi gözetilerek D-8`ler kurulmuştur.
Bundan sonra 3 ana istikamet var. 3 istikameti bir kez daha özetliyorum.
Bunlardan birincisi, sömürgeleşmeyeceğiz. Lider ülke olacağız.
İkinci husus, ana istikamet ise biz mutlaka emperyalist güçlere köle olmak mecburiyetinde değiliz. Ekonomide milli çözüm vardır. Kendi gücümüzle kalkınmak mecburiyetindeyiz.
Üçüncü husus, gidilecek yol, Avrupa Birliği`ne kul, köle olmak değil, önce İslam birliğini kurmak, D-8 ler vasıtasıyla yeni bir dünyayı kurmak yoludur.
Bu istikametlerde çalışma yapılırken çok önemli bir istikamet ise Yeni Bir Dünya düzeni nasıl kurulacak Yeni dünya düzeni 6 milyar insana saadet getirmek üzere adil bir düzene dayanmak üzere yapılmak mecburiyetindedir. (2)
D-8, Enerji Bölgelerinin Ve Enerji Nakil Hatları ile Ulaşım Yollarının Kontrol Edilmesi Projesidir
D-8 ler, Büyük Ortadoğu coğrafyasında, uçları, Nijerya, Endonezya-Malezya ve Türkiye olan geniş bir üçgen üzerine konumlandırılmıştır. D-8 lerdeki ülkelerin seçimindeki stratejik akıl, çok geniş bir coğrafyanın stratejik olarak kontrol edilmesini ön görmüştür. Nijerya Afrika da ağırlığı olan bir ülkedir. Türkiye-Mısır-Pakistan-Bangledeş-Endonezya-Malezya hattı, hem enerji üretim alanlarının hem de nakil hatlarının ve ulaşım yollarının geçtiği boğazların ve körfezlerin kontrol edilebildiği bir hattır. İstanbul boğazı, Çanakkale Boğazı, Süveyş Kanalı, Babul Mendap Boğazı, Aden Körfezi, Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi, Arap Denizi, Bengal Körfezi, Malaka boğazı, Sonda Boğazı ve Lombok Boğazı, tamamen D-8 lerin kontrolü altında olan boğazlar ve körfezlerdir. Bu, büyük bir jeostratejik güç demektir.
Sonuç: D-8 Hareketi, Erbakan ın Dünyanın Yönetimine Olan İtirazı ve İsyanıdır
Rahmetli Erbakan, siyasi mücadeleye başladığı andan itibaren hep seslendirdiği ve gündeme taşıdığı bir hedefi vardı: Dünya İslam Birliği. Bu, Erbakan ın ufkunun (vizyonunun) özü idi. Siyasete atıldıktan ölümüne kadarki süreçte, hatta hasta yatağında bile bunun için çalıştı. Dünya İslam Birliği için cihada çıkmış bir mücahit olarak 4. Uluslararası Müslüman Topluluklar Kongresinde, 1897 Siyonist Basel Kongresi tarafından kararlaştırılıp hayata geçirilen mevcut dünya sistemine isyan ediyordu:
Bugün biz Amerika izin vermediği için İsviçre ye imam gönderemiyoruz, Mekke ye para göndermek ancak Amerikan bankaları üzerinden mümkün olmaktadır ve bir İslam beldesine telefon etmek bile batı santralleri üzerinden olabilmektedir.
Erbakan, kurulu bu sisteme isyan ederken alternatifinin Dünya İslam Birliği olduğunu söylüyordu: Batıdan korkmuyoruz çünkü Müslüman ız. Kuvvet ve Kudret sahibi yalnız Cenab-ı Allah tır ve O cihad edenlere yardım eder. Altı milyar insanının saadetinin tek yolu Dünya İslam Birliğinin Kurulmasıdır İslam birliği kurmak için beş tane adım gereklidir. Müslüman Ülkelerin Birleşmiş Milletler teşkilatı, İslam NATOSU, İslam Ortak Pazarı, İslam Dinarı, İslami UNESCO. İşte atacağımız beş önemli adım böyledir. (3)
Erbakan, yeryüzünde Hakkı hâkim kılmak için D-8 lerin kurulmasına çalışırken dünyanın bugünkü durumunu sağlayan iki ana noktaya itiraz etmekteydi. Birincisi, Birinci cihan savaşı sonunda Yalta Konferansında dünyanın, galip devletler arasında paylaşılması; İkincisi de Birleşmiş Milletlerde 5 ülkenin Veto hakkı ayrıcalığı.
Erbakan, Yalta konferansını etkisiz kılmak için D-8 leri, D-160 lara dönüştürüp G-20 lerle 2. Yalta konferansını düzenlemek amacındaydı:
2. Dünya harbinden sonra 1. Yalta Konferansı ile dünya şekillendirildi Şimdi D-8 projesinde öngörülen bir hedef de 2. Yalta Konferansı ile ve 20. asırdaki yanlışlıklardan alınacak derslerle Yeni Bir Dünyanın G-7 lerle beraber doğrulara dayandırılarak kurulmasını sağlamak (1)
Bunların (D-8) etrafında D-60 lar, 60 tane Müslüman ülke toplanacak. D-160 lar, yanı 100 tane ezilen ülke bunların etrafına katılacak D-160 ların nüfusu 5 milyardan fazla olacaktır. Buna mukabil emperyalizmin etkisi altındaki G-8 lerin toplam nüfusu 1 milyar dolayında olacak. 1. Yalta konferansı yerine, Adil bir dünyanın kuruluş ilkelerinin benimseneceği 2. Yalta Konferansı yapılacak. Bu 2. Yalta konferansında Yeni bir dünya kurulacak. (4)
Erbakan ın ikinci itirazı, BM de, beş ülkenin veto hakkının olmasının getirdiği ayrıcalığa idi:
Bugün Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, İMF, UNDP ve UNICEF Irkçı Emperyalizmin kuruluşlarıdır. Tekelci sermayeye hizmet etmektedirler. Bu kuruluşları Irkçı Emperyalizm yönetmektedir. Bu dünyayla adil hizmet yapılamaz. Bu kurumların yerine yeni bir Birleşmiş milletler kurulacak. Mevcut dünya düzeninin değiştirilmesi için insanlara yeni bir siyasi irade bilinci verilecek. (4)
Bugün, şu Birleşmiş Milletler Teşkilatında 5 ülkenin veto hakkı var; bu çelişki değil mi... Bu, elli sene öncenin dünyası; bu dünya böyle yürümez. Şimdi, bütün dünyanın hepsi haklı bir dünya istiyor; herkes elli yıl sonra dünyayı yeniden kurmak istiyor. (5)
Erbakan, Hak ve adalet merkezli yeni bir Dünya düzeni kurabilmek için ümmetin şuurlandırılıp teşkilatlandırılması gerektiğine inanmaktaydı:
İslam âleminin boykot ettiği hiçbir ülke uzun süre buna dayanamaz, bunu kullanabiliriz. Bir buçuk milyarlık İslam âlemi yeryüzünde çok önemli bir güçtür. Biz bunları şuurlandırabilirsek Yeni Dünya Düzeni kurulacak demektir. (3)
Öyleyse!
Hak ve Adalet merkezli yeni bir Dünya düzeni için Ne AB, ne ŞİO ve ne de NATO; Önce D-8.
ERBAKAN HOCA´NIN
RÜYASIYDI
Ekonomi Bakanlığı, D-8 Tercihli Ticaret Anlaşması´nın bugün itibariyle İran, Pakistan, Malezya, Endonezya, Nijerya ve Türkiye arasında uygulamaya konulduğunu açıkladı. Anlaşma gelişmekte olan sekiz Müslüman ülkenin dünya ekonomisindeki yerlerini iyileştirmek için 1997 yılında kurulan Gelişmekte Olan Ülkeler (D-8) Teşkilatı tarafından gerçekleştirildi.
VERGİLER DÜŞÜRÜLECEK
Anlaşma ile önümüzdeki dönemde gümrük vergisi oranı yüzde 10´un üstünde olan ürünlerin yüzde 8´e, yüzde 25´in üzerindeki vergilerinin yüzde 25´e, yüzde 15-25 arasındaki vergilerin yüzde 15´e ve yüzde 10-15 arasındaki vergilerin yüzde 10 seviyesine aşamalı olarak indirilmesi de öngörülüyor.
Türkiye´nin de aralarında bulunduğu D-8 ülkeleri arasındaki ticaret hacmi 2014 yılı itibarıyla 122 milyar dolar düzeyinde bulunuyor.
D-8 NEDİR?
D-8, ya da İngilizce uzun adıyla Developing Eight (gelişmekte olan sekiz ülke), 8 üye ülkeden oluşan bir uluslararası kuruluş. Bu sekiz ülke Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya. Bu sekiz ülkenin REFAHYOL Hükümeti Başbakanı Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan önderliğinde bir araya gelerek oluşturmuş oldukları bir organizasyondur. D-8 içinde yer alan ülkeler aynı zamanda İslam İşbirliği Örgütü nün de üyeleridir. D-8 üyeleri, tabii kaynakları, kalabalık nüfusları ve potansiyel pazarlarından ötürü kendi bölgelerinde önemli konum arz etmektedirler.
Malezya´nın başkenti Kuala Lumpur´da düzenlenen 6. D-8 zirvesinde, D-8 daimi Sekreteryasının İstanbul´da olmasına karar verildi. Bu karar 20 Şubat 2009 tarihinde imzalanan anlaşma ile resmiyet kazandı.
Editor : Haberpanelim