HAYRULLAH AĞKAŞ
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Akademik Düşünce Topluluğu tarafından ?Ne´yi Nerede Kaybettik, Nerelerde arıyoruz? adlı konferans düzenlendi.
Üniversite Kültür Merkezi Kadı Burhaneddin Salonu´nda gerçekleşen programa; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Taşkın, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Tıraşçı, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, öğretim elemanları ile çok sayıda davetli ve öğrenci katıldı.
TAŞKIN: ?ELEŞTİRİDEN ÇOK,
EYLEME GEÇME DÖNEMİNDEYİZ?
Kur´an-ı Kerim tilaveti ile başlayanda konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Taşkın, ?En çok ihtiyaç duyduğumuz şey düşünme, aklı gerektiği gibi kullanma. Ne yazık ki en başta ihmal ettiğimiz şey odur. O nedenle ben İlahiyat Fakültesinin öncülüğü ve Akademik Düşünce Topluluğunun öncülüğünde, onların birlikte bu organizasyonu gerçekleştirmeleri kurumum adına da benim için gurur verici bir şey oldu. Biz artık eleştiriden çok, eyleme geçme dönemindeyiz.? dedi.
AYKIT, PROF. DR. İHSAN
FAZLIOĞLU´NU ANLATTI
Dr. Öğretim Üyesi Asiye Aykıt ise; ?Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu hocamız, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bölümünü bitirdi. Yüksek lisans ve doktorasını Sivas´ta tamamladı. Amman ve Halep´te Bilim ve Matematik Tarihi üzerine araştırmalar yaptı. Halen İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi´nin dekanlığını sürdürmektedir. Hocamız Felsefe Bilim Tarihi ile ilgili, Matematik Tarihi ve Felsefesi üzerine yoğunlaşmaktan özellikle bu yapıların Anadolu Selçuklu, Osmanlı, Türk Medeniyet Tarihi içerisindeki gelişmelerinin el yazması kaynaklara dayanarak incelemekte ve yayınlar yapmaktadır. Halen İstanbul Medeniyet Üniversitesi´nde alanında uzman bir ekiple Osmanlı geleneğinde ortaya çıkmış olan bilimsel literatürün neşredilmesi yönündeki çalışmalarına devam etmektedir. Şu anda da 15. Yüzyıl Osmanlı müellifi (yazar) Taş Köprülüzâde Ahmet Efendi´ye ait 6 tane el yazması eser neşredilmiştir. Bu proje kapsamında; matematik, felsefe, kelâm tefsir alanlarında 21 tane daha el yazması eserlerin neşri için çalışmalar devam etmektedir.? diye konuştu.
FAZLIOĞLU: ?SİVAS ANADOLU´DA İLK
MATEMATİK ESERİNİN YAZILDIĞI YERDİR?
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu da, ?Sivas Anadolu´da ilk matematik eserinin yazıldığı yerdir. Sivas´ta eğer yeni bir ilmi kimlik üreteceksek önce bu bilgilere sahip olmamız lazım. ?Ne´yi nerede kaybettik, nerelerde arıyoruz? muhasebe ve arayışlar dönemleri açısından bir soruşturma. Konuşmanın ilk iki sorusu teorik bir sorudur ve bunu ele alacağız. İkinci soru ise tarihsel bir bağlamda bunu uygulamadır. Dolayısıyla konuşmamız çift yönlü olacak teorik bir giriş ve bunun tarihsel karşılığı; çünkü biz kullandığımız kavramların tasavvurunu iyi elde edemezsek vereceğimiz tüm hükümler eksik kalacak. Bir şey üzerinde yargıda bulunmak, o şeyin tasavvurunun bir uzantısıdır. Hangi konu üzerinde konuşuyorsak, konuşalım onun bir tasavvurunu elde etmemiz gerekiyor. ?Ne´yi nerede kaybettik? Ne´yi kaybettik? Ne demek bu? Bunun tasavvuru? Nerede kaybettik? Bunun tasavvuru; çünkü insan tasavvurlarla düşünür. Aksi takdirde günlük hayatta şahit olduğumuz lafızlarla, sözcüklerle düşünüp birbirimizle kavga etmekten öteye geçemeyiz. Tasavvur: Sözcük ile resmin birlikteliğine denir. Bilim dediğimde, bilgi dediğimde, Tanrı dediğimde iş zorlaşıyor. Somuttan soyuta sözcükler, gittikçe silikleşiyor. Bu işte esas Felsefi düşünce, Kelâmî düşünce, soyut düşünce burada başlar.? diye ifade etti.
?DÜŞÜNMEK GÜNLÜK DİLLE OLMAZ?
Düşünmenin terimlerle, mefhumlarla ve kavramlarla yapıldığını belirten Prof. Dr. Fazlıoğlu, ?Düşünmek günlük dille olmaz. Türkiye´de niçin ciddi bir Sosyal Bilim geleneği yok? Niçin ciddi bir İlahiyat Bilimi geleneği yok? Çünkü terimler yok. Matematikte terimler oturduğu için herkes konuşamıyor; çünkü hemen açığa düşersiniz. Hani bir reklam vardı ya, ?Ağzı olan konuşuyor.´ Aynı adam Türkiye´de; televizyonda, Rusya uzmanı, Amerika uzmanı, Orta Afrika uzmanı, Din Bilimleri uzmanı. Niye? Çünkü rahat, salla gitsin. Sözcüklerle düşünce üretemeyiz. Kavramlarla mefhumlarla düşünce üretebiliriz. Âlimlerimiz fehm kelimesi ile ilim kelimesi arasında bir ayrım yaparken ilginç bir noktaya işaret ederler. İlim; geleceğe yönelik bir eylemdir, fehm; geçmişe yönelik bir eylemdir. Dolayısıyla bir şeyi fehmetmek için zihninizde bir geçmiş bilincinin olması gerekiyor. Buna hafıza diyoruz. Hafıza yoksa olgu, olayları idrak edemezsiniz.? ifadelerini kullandı.
?GERÇEKLERLE YÜZLEŞEMEZSEK
HAYALLERLE AVUNURUZ?
Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı; ?Neyi kaybettik? Sorusuna verdiği cevap ise; Teşhisimiz yanlış, çünkü muayenemiz yanlış. Biz önce kendimizi kendimiz muayene etmeliyiz. Kendimiz bir teşhiste bulunmalıyız ve kendimizi tedavi etmek zorundayız. Çünkü hasta biziz, hastayı muayene edecekte biziz. Biz bunu yapmıyoruz. Gerçeklerle yüzleşemezsek hayallerle avunuruz. Tasavvur ve muayene süreçlerini bu iki ilkeyi dikkate aldığımızda, gerçekten neyi kaybettiğimiz sorusunu ben, şöyle cevaplandırırım; çünkü insan çok şey kaybeder, kalemini kaybedebilir, topraklarını kaybeder, arabasını kaybedebilir, parasını, sıhhatini kaybedebilir. Ama konumuz olan meseleyi çözebilmek için, ne kaybettiğinizi iyi teşhis etmeniz gerekir.?
Editor : Haberpanelim