Sivas'ta günümüzdeki tarihi kent meydanında 16. yüzyılda Osmanlı dönemi padişahlarından 3. Murad'ın veziri Ali Beyoğlu Mahmud Paşa tarafından yaptırılan Kale Cami, mimarisindeki günümüzde pek az bilenen detaylar ile Osmanlı devletinin toplum ahlakını gözler önüne seriyor. Şifahiye Medresesi, Buruciye Medresesi ve Çifte Minareli Medrese gibi 3 adet Selçuklu yapısı arasında tek Osmanlı yapısı olma özelliğini taşıyan camide bulunan Yitik ve Sadaka taşları dikkat çekiyor. Yitik taşı geçmişte civarda kaybolan eşyaların bulunması halinde bulan kişinin götürüp kaybeden kişi tarafından alınması için bırakılan taş olarak biliniyor. Kökeni Selçuklulara kadar uzanan sadaka taşının ise ihtiyaç sahipleri için para bırakılan ve bırakan kişi ile alan kişinin birbirini görmediği özel bir taş olarak kullanıldığı biliniyor.
“YARDIMLAŞMA KONUSUNDA ÇOK ÖN PLANA ÇIKMIŞ BİR MİLLETİZ”
Sanat Tarihçisi Onur Aydın Türk milletinin tarihin her döneminde yardımseverliği ile ön plana çıktığını belirtip “Kale Cami 3.Murat'ın veziri Ali Beyoğlu Mahmud paşa tarafından 1580 yılında yaptırılmıştır. Klasik Osmanlı mimarisi özellikleri taşımaktadır. Bu camiinin önemli özelliklerinden birisi, bulunduğumuz mevki Selçuklu avlusu olarak adlandırdığımız bir yer burada Selçuklu medreseleri var. Bunun yanında Osmanlı dönemine ait kale camiini görmekteyiz. Bizim ecdadımız öyle bir ecdat ki birbirine güven konusunda, yardımlaşma konusunda çok ön plana çıkmış bir milletiz” dedi.
“VEREN EL VE ALAN BİRBİRİNİ KESİNLİKLE GÖRMÜYOR”
Aydın, sadaka taşı ile veren el ile alan elin birbirini görmediğini ifade edip, “Kale camiinde bulunan sadaka ve yitik taşı bunu bize çok net bir şekilde gösteriyor. Burada ki amaç şuydu sadaka taşı dediğimiz taşla yatsı namazı zamanı insanlar buraya namazdan önce gelir, durumu iyi olan insanlar yardıma muhtaç kişilere belirli bir sadaka dediğimiz yardımda bulunur. Taşın oyuğunun içerisine sadaka bırakır. Yatsı namazından sonra da karanlıkta ihtiyacı olan insanlar, ihtiyacı kadar olan parayı oradan alırlar. Veren el ve alan birbirini kesinlikle görmüyor. Ayrıca yitik taşı var, dönemin teknolojik gelişmeleri çok ileri düzeyde değil ama insanların birbirine güvenmesi yardımlaşmasından kaynaklı bunlar var” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL DA BİRKAÇ CAMİİ DE ÖRNEKLERİ VAR”
Yitik ve Sadaka taşının İstanbul'da birkaç örneği olduğuna değinen Aydın, “Yitik taşı da, o dönemde bir insan kendisine ait bir şey kaybetti. Bunu bulan kişi o dönemde meydan diye adlandırdığımız yere geliyor ve yitik taşının içerisine koyuyor. Kendi eşyasını kaybeden kişide farkına varıyor ve ilk baktığı yerlerden birisi yitik taşı oluyor. Sadaka taşının İstanbul da birkaç camii de örnekleri var” şeklinde konuştu. /İHA/
Editor : Haberpanelim