Hayrullah AĞKAŞ
Madımak olayının üzerinden 30 yıl geçti. Olayın faili halen daha bulunamadı. Gazetemiz Genel Yayın Koordinatörü Taner Karabal’da Madımak olayı ilgili yazdığı köşe yazısında Ahmet Karabilgin’e “Vicdanın Rahat mı Vali?” diye sordu.
Bir 2 Temmuz’u daha Sivas olarak kazasız belasız atlattık. Kimi Sivas Katliamı diyor kimi 2 Temmuz diyor. Şahsen ben Sivas Katliamı denmesine her zaman karşı durdum. Bütün bir şehri, bütün bir Sivas’ı suçlayarak bu elim olaya dâhil etmek biz Sivaslılara çok büyük haksızlık. Ama ısrarla bazı kesimler “Sivas Katliamı” demeyi sürdürüyor…
CHP'liler ve yan STK’ların tam kadro hazır bulunduğu Sivas’ta, biz Sivaslılar biraz gergin, biraz ürkek ve endişeli halimiz ama bir o kadar engin hoş görü ve misafirperverliğimiz ile 2 Temmuz olaylarının 30. Yıl dönümünü geride bıraktık.
Artık 2 Temmuz’a farklı bir pencereden bakmanın zamanı geldi. Artık bazı şeyleri gündeme taşımak ve sorgulamanın vakti geldi. Hatası olan, ihmali olan ve bu olayların büyümesinde etkisi olan devlet görevlilerinin toplum tarafından bilinmesi lazım. Ürkek olmaya, korkmaya gerek yoktur. Cesur olup bazı sorulara cevap bulunması lazım. Ben dönemin Valisi Ahmet Karabilgin’in hatası, ihmali olduğuna inanıyorum mesela…
Gazetemizin dünkü manşet haberi Sivas’ta yine gündem oldu. Dünden beri gerek telefonla gerekse de gazetemize gelerek haberimiz için teşekkür eden çok sayıda hemşerimiz oldu.
Sivas'ın özelinde Sivaslılara ve ülkedeki kardeşliğimize hangi güçler, hangi şahıslar tarafından nasıl bir oyun tezgahlandı ki, bugün 30 yıl olmuş halâ üzerimizdeki bu lekeyi temizlemeye çalışıyoruz? Anlatmaya çalışıyoruz; tüm gerçekler bütün netliğiyle ortaya çıksın, suçlular kimse bulunsun ama bir arpa boyu yol alamıyoruz ve Sivas olarak birileri tarafından suçlanmaya, itham edilmeye devam ediyoruz.
O zaman ki Vali Ahmet Karabilgin, sağ mı, değil mi, bilmiyorum. Ama bütün göstergeler Vali üzerinde yoğunlaşıyor. Vali Ahmet Karabilgin, o gün biraz basiretli davranıp, cesur olsaydı olaylarda hayatlarını kaybeden insanlar ölmeyecekti. Bütün bir Sivas bu kadar zarar görmeyecekti. Sen hangi akılla her yıl “Banaz’da” yapılan etkinlikleri neye dayanarak, kimden izin alarak Sivas’ta yapılmasına izin verdin? Hülâsa o Vali ile ilgili bütün gerçeklerin bugün yeniden gün yüzüne çıkmasının vakti geldi de geçiyor bile.
Alın size dönemin Emniyet Müdürü Doğukan Öner’in mahkeme tutanaklarına da geçen ifadelerinden bir kesit; "Valiyi en az 20 defa aradım, destek kuvvet istedim. Ancak en küçük bir yardım gelmedi."
Erdal İnönü'nün Özel Kalem Müdürü iken, SHP kontenjanından atanan dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin için kullanılan ifadeler bunlar…
Devam edelim Emniyet Müdürü Doğukan Öner’in söylediklerine;
“Olay günü, cuma namazının ardından Paşa Camii'nden çıkan kişilerin slogan atarak yürümeye başladılar ve daha sonra yürüyüşçülerin sayısı 3 bin kişiye çıktı.” Ve üstelik Aziz Nesin'in protesto edileceğine yönelik bilgi, olay günü saat 11:00'da Milli İstihbarat Teşkilatı'na bildirilmesine rağmen önlem alınmıyor. Vali Ahmet Karabilgin önlem almaya bile gerek duymuyor. Vali Karabilgin, olay günü 7 saat 45 dakika boyunca topluluğun dağıtılması yönünde polis ve jandarmaya hiçbir talimat vermiyordu. Ve daha da vahimi olaylar öncesinde komando bölüğü ve özel harekat timinden 100 kişi Sivas dışına gönderiliyordu! Şimdi anlamaya başladık değil mi, tezgahın, oyunun büyüklüğünü ve o günkü Valinin ne yapmaya çalıştığını…
Devam edelim İl Emniyet Müdürü Doğukan Öner'i dinlemeye; “Bu kişileri teskin etmek amacı ile Sivas Valisi ile görüşüp, İl Müftüsünü konuşturmak istedik. Ancak bana müftünün il dışında olduğunu söyledi. Madımak Oteli önünde toplanan kalabalık giderek arttı. 10 bin kişinin üzerine çıktı. Barikatı aşıp geçenler oldu, bunları yakalayıp tekrar barikatın dışına attık. Bu mücadele saat 20.00'ye kadar devam etti.”
Daha bitmedi…
Dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş devreye giriyor, Vali Ahmet Karabilgin´i arayarak olaylara müdahale edilmesini ve hatta zor kullanılmasını istiyor, Karabilgin’in ise Güreş´i dinlemediği tespit ediliyor. Vali Ahmet Karabilgin, neden Genel Kurmay Başkanı Doğan Güreş’i dinlemedi? Mesela bu sorunun bugün cevap bulması gerekiyor.
Sonrasında otel, dönemin Genel Kurmay Başkanı Doğan Güreş’in telefonundan 35 dakika sonra kundaklanıyordu.
İl Emniyet Müdürü Doğukan Öner'in yine mahkemedeki kayıtlara göre kendi ifadesi; “Bu olay, yıllar önce, parça parça hazırlanmış, sonradan eyleme dönüştürülmüş organize bir olay. Ancak bu planlı ve programlı olayın Sivas halkı ile ilgilisi yok.”
Bir ayrıntı daha. Dönemin Tugay Komutanı Ahmet Yücetürk ise kendilerinin yardım etmesine onay verilmediğini söylemiş ve Karabilgin’i işaret etmiş ve Vali’ye şu soruyu yöneltmişti. “Valinin vicdanı rahat mı?”
Şimdi ben de aynı soruyu soruyorum; “Vicdanınız rahat mı, Sayın Vali? Bütün bir şehrin geleceğiyle oynadınız…
Editor : Elif Elmalı