Gündem

SUBLİMİNAL MESAJLARA KARŞI DİKKATLİ OLMALIYIZ

SUBLİMİNAL MESAJLARA KARŞI DİKKATLİ OLMALIYIZ

SUBLİMİNAL MESAJLARA KARŞI  DİKKATLİ OLMALIYIZ
04-05-2017 06:00


ZEYNEP ASARKAYA

Cumhuriyet Üniversitesi öğretim görevlisi Sefer Darıcı kitle iletişim araçlarından verilen mesajların insanları olumsuz etkilediğine dikkat çekti. ?Subliminal mesajlarla hedeflenen olgu ne ise manipüle edilmek istenen şeyde o amaç doğrultusunda gelişir´ diyen Darıcı; ?Psikofizyolojik tekniklerle yapılan çalışmalar bize diyor ki evet insan bazı şeyin farkında bilinçli olmasa dahi bilinçaltı beyni bunu alıyor onun yerine kaydediyor ve onun ilerde davranışlarına yön verecek unsurlar olarak kullanıyor? dedi. Ayrıca Darıcı; Bilinçaltının hayatı kolaylaştırmak için var olduğunu da dile getirdi.

Darıcı ile gerçekleştirdiğimiz röportajla siz okuyucularımızı baş başa bırakıyoruz.

1) Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Sefer Darıcı kimdir?

?1978 Sivas Kangal doğumluyum. Cumhuriyet Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden 1997 yılnda mezun oldum.  Ardından Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünü de bitirerek  2004 yılında mezun oldum. Uzun yıllar medya sektöründe görev yaptım. Üniversite de öğrencilik yıllarım da Sivas´ ta ki yerel gazetelerde çalıştım. Tabi bir yandan da okuluma devam ettim. Aynı zamanda o dönemde Sivas´ ta sabah gazetesinin temsilciliğini de yaptım. Daha sonra İstanbul´ da Akşam, Sabah, Star, Hürriyet, Tercüman ve Vatan gazetelerinde,  Ntv, Today´´s Metropol Dergisi, Mos Media, Vip Life Reklam Ajansı, gibi kuruluşlarda; polis- adliye muhabirliği, editörlük, köşe yazarlığı, yayın yönetmenliği, olarak yaklaşık 16 sene değişik kademelerde görevler yaptım. Tabi bunun bize çok büyük bir artısı oldu.

2) Medyaya olan merakınız ve ilginiz nereden geliyor, bu sektöre giriş süreci nasıl gelişti?

? Benim babam gazeteciydi. Uzun yıllar gazetecilik yaptı. O dönemde babama ait birçok araştırma yazısı ve köşe yazısı var. Babamın o dönem gazetecilik yapması prova baskı dediğimiz yani birgün sonraki gazete daha insanların eline ulaşmadan geceden bizim evimize geliyordu. Mesela nasıl twitter da anlık bir şeyi takip ediyorsunuz, ya da sosyal paylaşım ağlarında görüyorsunuz o dönem de gazete bizim için öyleydi ve çok önemli bir şeydi. Bir nevi ayrıcalık gibiydi. Ve babam gelene kadar biz o gazeteyi gece bile olsa beklerdik. Okur ve ondan sonra yatardık onun hazzı çok başkaydı. Kısacası bu anlattıklarımın medyaya girişimde çok büyük bir etkisi oldu.?

Üniversiteye öğretim üyesi olarak geçişiniz nasıl oldu?

 Akademisyenliğe ilk adımım özel bir üniversite olan İstanbul Gelişim Üniversitesi ile başladı. Burada 3 yıl akademisyen olarak görev yaptıktan sonra memleketim olan Sivas´a gelerek kendi öğrencisi olduğum Cumhuriyet üniversitesinin akademik kadrosuna dahil oldum ve 4 yıldır  burada öğretim üyesi olarak görev yapıyorum.  Akademik alanda birçok çalışmalar yaptım;  makaleler, uluslararası yayınlar, kongreler hala devam ediyor zaten, 30´ u aşkın uluslararası yayın, televizyon programları, haber ve köşe yazıları konusunda çalışmalarım oldu. Mümkün mertebe çalışma yaptığım alanla ilgili, insanlara faydalı olmaya çalışıyorum.  Yazmış olduğum 6 tane kitabım var 7. Si ise çok yakında çıkacak. Bunların isimlerini sayacak olursak ?Subliminal İşgal, Medya Terimleri, Bilinçaltı Reklamcılık ve İletişim Teknikleri, Beden Dili ve Yalan Yakalamanın El Kitabı, Reklamın Görsel Tarihi, Şalcı Bacı.? İlk kitabım olan Subliminal İşgal yayınlandığı 2011´ in sonu 2012 den itibaren hala alanında bestseller, ayrıca bu kitabım birçok üniversitede ders kitabı olarak da okutuluyor.?

 

3) Konumuza gelecek olursak nedir bu subliminal mesajlar?

?Subliminal mesaj, tarihin en eski dönemlerinden beri değişik şekillerde hep karşımıza çıkan bir olgu aslında. İlk 1957 yılında Amerikada James Vicary´ nin yapmış olduğu ve halkın farkına vardığı bir çalışma var. ?Piknik?  isimli bir filmin arka planına ?acıktınız mı? , popcorn yiyin?  şeklinde çeşitli uyaranlar yerleştiriliyor ve daha sonra bu uyaranlar doğrultusunda insanların satın alma davranışlarında farklılıklar olduğu tespit ediliyor.  İstanbul´ da marka ve pazarlama konusunda 1400 marka ve pazarlama uzmanının katıldığı programda yine bu deneyin 50. yılı münasebetiyle aynı şey tekrarlanıyor ve yine çok yüksek sonuçlar alınıyor. Tabi bunu sadece filmin içine konulan 25. kare olarak değerlendirmemek gerekiyor.?

4) Subliminal mesajın etkileri hangi alanlarda görülmektedir?

?25. kareyle ilgili yapılan çalışmalara baktığımız zaman özellikle yurtdışındaki makalelerde ?psiko-fizyolojik? yani tıbbi teknoloji kullanılarak yapılan çalışmalar var, bunlara bakıldığında insan üzerinde çok farklı etkisinin olduğu tespit edilmiştir.  Bu fobik korkulardan tutun, aksiyete, gösterilen görsellerin içerikleriyle bağlantılı olarak dopamin düzeyinin arttırılmasıyla erken ergenliğe, el yıkama davranışlarına, siyasal bir partinin seçim kampanyasına, başka bir kuruluşun reklam kampanyası gibi birçok şekilde kullanılan türleri var.  Bugün artık dünya da akademik literatüre bakıldığında vardır yoktur tartışılmıyor. Bu nereye etkili nasıl etkili bunun üzerine nasıl çalışma yaparız bununla ilgili tartışılıyor. Acaba nörohormonel düzeyleri nasıl değiştiririz uyaranları nasıl ayarlarız bunlar konuşuluyor.?

 

5) Bu mesajlarla asıl hedeflenen olgu nedir?

 ?Şimdi tabi bunu kullanan kişiye, gruba, ticari organizasyon kurumuna bağlı olarak amaç değişebilir. Bu amaçlar bir tüketim materyalini satın aldırmaktan tutun, herhangi bir objenin, nesnenin, figürün, düşüncenin, bir fikrin beğendirilmesi veya kabul ettirilmesi niteliğinde olabilir, izlenme oranlarını arttırma olabilir. Manipüle edilmek istenen neyse o amaç doğrultusunda gelişebilir. Bunu tek bir nedene bağlamak doğru olmaz.?

6) Çizgi filmlerde  de bu mesajların kullanıldığını biliyoruz peki çizgi filmlerde ki tehlike nedir?

?Çizgi filmlere genel olarak bakıldığında öncelikle dizi, film,  Hollywood yapımları olarak bakmak gerekiyor. Hoolwood yapımı olarak adlandırdığımız bu yapımlar zaten insan davranışlarını kontrol etme, değiştirmek ve yön vermek için tasarlanmıştır. İletişim araçları içerisinde çocuk o yapımın içindeki bir nesneyi isteyebiliyor. Veya dünyanın neresine giderseniz gidin rambo dediğimiz zaman insanların karşısında bir figür beliriyor. İşte bu beliren figür kendinden olan bir figürü tüm dünyaya anlatmak tanıtmakla ilgili olabilir. Hamburger mağazaları zincirini dünyanın neresine gidilirse gidilsin insanlar tarafından tanınır. 2 yaşındaki çocuklar dahi tanır. Yapılan araştırmalarda 2 yaşındaki bir çocuk yaklaşık 250- 300 markayı logolarından görsel olarak ayırt edebiliyor. Daha küçük yaştayken televizyondan, dergiden vb. yerlerden size verilen uyaranlar yarın birgün sizin tüketim davranışlarınızı belirleyen faktörler olarak karşınıza çıkar. Örneğin çocukluğunuzda gördüğünüz bir karakterin ürünlerini kullanmaya, almaya devam edersin.?

7) Bu mesajlar bizi daha çok tüketime özendiriyor desek doğru olur mu?

 ?Tabi ki en etkili araçlardan biri bu tüketime sevketmek. ?Tüket ki mutlu ol´ anlayışı hakim. Bu durum şöyle; tüketim kültürü bugünden yarına değişen birşey değil bunun planlaması 30 ila 50 yıllık süreçlerle hazırlanıyor. Bu planlamalar, çizgi filmlerle, dizilerle programlarla yapılıyor kılık kıyafet, yemek kültürü, davranışları her şeyi orada bize normal algılatarak beyine depolatıyor. Bilinçaltı süreçler içerisinde bu belirdiği zaman etkisi daha da katlanıyor. Psikofizyolojik tekniklerle yapılan çalışmalar bize diyor ki evet insan bazı şeyin farkında bilinçli olmasa dahi bilinçaltı beyni bunu alıyor onun yerine kaydediyor ve onun ilerde davranışlarına yön verecek unsurlar olarak kullanıyor.?

8) 25. Kare ve Subliminal uyaranların insanlar arasında sadece cinsellik olarak algılanmasının nedeni nedir sizce?

?Şöyle söyleyelim ilk biz 2011 de söylediğimiz zaman Türkiye´ de bununla ilgili yapılan çalışmalarda önemli bir artış yaşandı. Gerçeği kabullenmenin bazı aşamaları var. Önce şiddetle karşı çıkarlar sonra alay ederler ondan sonrada kabul ederler. Yani gerçeğin ortaya çıkmasının da aşamaları var. Akla cinselliğin gelmesi şu güne kadar ki cinsel içerikli görüntüler, korku içerikli görüntüler, değişik yüz ifadeleri veya satın al, beğen, hoş ifadesi yani sadece cinsel içerikle kullanılması gerekmiyor. Genellikle internet üzerinden öyle aktarıldığı için bazı şeylerin yaygarasını eğlencesini seviyoruz, o tarz anlatıldığı zamanda karşımıza böyle bir tablo çıkıyor."

9) Bu mesajların çıplak gözle görülebilmesi mümkün müdür?

? Çoğunluğunun görülmesi mümkün değil. Bazen görülenler fark edilenler onu yapan kişinin acemiliğinden oluyor, bende yapıyım demesinden kaynaklanıyor ya da bizzat bunun konuşulmasını istediği için koyuyor bazıları da. Asıl yapılanlar (efekt programları) ın teknikleri subliminal işgal kitabında yer alıyor. Bu mesajların gözle görülebilmesi yakalanması imkansız. Görüntünün içerisine öyle bir uyarı yerleştiriyorsunuz ki onu tekrar açıp baktığınızda frame frame incelemediğiniz zaman siz bile nereye koyduğunuzu bulamayabilirsiniz. Yapılan deneylerden bir örnek vermek gerekirse: Hafıza ve beğenme düzeyi etkisinde yapılan çalışmalarda kamu spotunun içerisine beeen like ve dis like işaretlerini yerleştirdik. İki gruptan orjinalini izlettiğimiz öğrenci grupları been like ifadesinin olduğu spotta beğenme düzeyinin daha fazla olduğunu gördük. Been işaretinin subliminal mesaj olarak oraya verilen öğrencilerde hatırlama oranı da ayrıca daha yüksek, dis like olanlarda hatırlama sıralaması daha fazla olarak çıktı.?

10) Bu mesajların başarılı olması için birçok teknik var peki en çok hangi teknik kullanılıyor?

 ?En çok müzik parçaları ve görseller üzerinde ağırlıklı kullanım var.  Ses mesajlarında şuan ı- doser denen bir illet var bu sanal uyuşturucu olarak geçiyor. Tabi kulak sadece duymaya yarayan bir organ değil. Aynı zamanda vücudun dengesiyle de alakalı hücrelerin olduğu bir organ. Bunu bir tedavi gibi kullanan insanlar var tabi çok yanlış. Bir sıkıntınız varsa bu işin uzmanına gitmek gerekir psikolojik bir rahatsızlığınız varsa psikologlara psikiyatrlara nörolojik bir rahatsızlığınız varsa nörologlara gitmeniz gerekir. Kendinizi ne olduğu belirsiz seslere emanet etmeniz pek mantıklı değil.?

11) Mesajın etkili olabilmesi için bu mesajların bir süresi var mıdır?

 ?Size şurada bir video izletsem markaların olduğu siz de hemen gidip bu ürünü satın alayım etkisi olmayacaktır tabi ki. Sizi davranışa sevk edecek kadar güçlü bir etki değildir bu. Bir mesajın bu anlamda etkinliğini sağlayabilmesi için mesajın içeriği, içerikte kullanılan arkeatip unsurlar dediğimiz korku ölüm cinsellik vs. bunların sayısı mesajın ne kadar süre verildiği, tekrarı, tekrar aralığı, tekrar sıklığı, uzun süreli bellekte veya kısa süreli bellekte bu mesajın kalma oranı, mesajın başka unsurları o topluma ilişkin kültürel değerler normlar vs. bunlarla ne kadar bağdaşabildiği gibi birçok faktöre bağlı.  Bir şeyi ne kadar çok tekrarlarsan o denli insana etki etme oranı artar. Bilinçaltı insanların hayatını kolaylaştırmak için var. Tekrarlanan davranışlar bilinçaltıyla yerleşir ve o bizi yönetir.?

12) Hedeflenen belirli bir kitle var mı yoksa hepimiz mi tehlikedeyiz?

 ?Baktığımızda tek bir kitle yok. Toplumun tamamı hedefleniyor. O toplumun hayat tarzını, hayata bakış açısını değiştirmek istiyorsanız bir şey pat diye değişmiyor, ülkeler bazında özellikle bu durum daha da zor. Biz aile yapımızı bundan 50 yıl önceki gibi diyebiliyor muyuz? Diyemiyoruz. 50 yıl sonrası içinde şimdisi için aynı şeyi söyleyemeyeceğiz. Bunu ısıtılan kurbağa gibi düşünün. Kurbağayı sıcak bir suyun içine attığımız zaman zıplayıp kaçar ancak yavaş yavaş ısınan suyun içinde haşlanır ölür. Bir şeyi yavaş yavaş verdiğiniz zaman bir süre sonra onu sorgulamamaya başlarsınız. Ailenin yapısı bozulduğu zaman ise durum daha vahim her sıkıntı beraberinde gelir. Tv nin ilk yıllarında izlenilmeyecek bir sahne çıktığı zaman herkes kafasını çevirir bakmazdı şuan çok uç bir sahne bile aileyle izlenip üstelik birde bunun üzerine yorumlar yapılıyor.?

13) Son olarak bu mesajlardan kurtulmanın bir yolu, konuştuğumuz sorunların bir çözümü var mı?

?Çocuk için bakıcı alındığı zaman tanımadığın birine emanet etmek zor gelir biraz ama televizyonun karşısına çocuğu çok rahat oturtuyorlar hiç tanımadıkları bir yabancıya emanet ediyorlar. Bakıcısı televizyon olan çocuğun hayatı film olur diyoruz biz. Net bir şekilde söylüyorum her şeyin fazlası zarar. Sistem bize böyle dayattı, isteklerimizi arzularımızı bize ihtiyaç gibi sundu. O yüzden bizim şunun farkına varmamız gerekir. Bir şeyi arzuladığımız için mi ihtiyacımız olduğu için mi alıyoruz.  Benim temennim inşallah bu alanda çalışmalar artar insanlar okur bilinçlenir ancak okuma derken sadece şu internet sitesinden şuna bakayım manasından bir şey değil bu birkaç yerden okumak lazım kitap alıp okuyacaksın kitaba para harcayacaksın, zaman harcayacaksın ki bir şeyler öğrenesin.?


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER