Gündem

EHLİYET VE LİYAKAT ŞART

EHLİYET VE LİYAKAT ŞART

EHLİYET VE LİYAKAT ŞART
20-11-2017 05:00


MUHAMMED DEMİR

Saadet Partisi genişletişmiş il divan kurulu toplantısı yapıldı. Atatürk Kültür Merkezi´nde (AKM) yapılan toplantıya, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, Saadet Partisi Sivas İl/ ilçe Yönetimleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

?İSLAM BİRLİĞİ OLMADAN OLMAZ?

Genişletilmiş il divan toplantısı açılış konuşmasını yapan Saadet Partisi Sivas İl Başkanı Osman Gönay, Milli Görüş hareketinin kurucusu ve merhum lider Necmettin Erbakan´ın izinde gittiklerini ve aynı çizgide devam ettiklerini belirterek şunları söyledi.  ?Değerli kardeşlerim biliyorsunuz İslam âlemi yıllardan beri zulüm altında inliyor. Nereye baksanız gözyaşı ve kan var. Merhum Necip Fazıl´ın ifade ettiği gibi ?Aman efendim aman, galiba ahir zaman, manzarası yurdumun, tufan gününden yaman, çıkamaz meydanlara camiye mahpus iman, silah küfrün belinde, küfrün elinde ferman? Peki bu günlerden çıkışın bir yolu yok mudur?  Elbette vardır ve tek çare de milli görüştür. İslam coğrafyası kan gölüne dönmüş ve batılılar mazlum coğrafyalara üzerinde her türlü kirli planlarını uygulamaya devam ediyorlar.  Her vesileyle tekrar ettiğimiz gibi islam birliği olmadan olmaz? Peki islam birliğini kim kuracak? Bunu dertlenen bir avuç Milli Görüşçüler yani sizler kuracaksınız. Öyleyse yeniden ayağa kalkmak ve gayret kuşağını kuşanma vaktidir.? ifadelerini kullandı.

Gönay´ın konuşmasından sonra kürsüye gelen ilçe başkanları yapmış oldukları çalışmalardan bahsettiler.  Bir kısmı ise kürsüye çıkmadan raporlarını divan yönetimine sunmayı tercih ettiler.

Teşkilat raporlarının okunmasının ardından kürsüye davet edilen genel başkan yardımcısı Birol Aydın, hükümete yönelik eleştirilerle birlikte partisinin olaylara bakış açısını anlattı.

Konuşmasına kısa cümlelerleülke gündemini değerlendirmekle başlayan Aydın, ?Türkiye´nin güncel meseleleri malum. En son yaşanan NATO hadisesi var, 15 Temmuz meselesi var, 2018 bütçesi görüşüldü ve torba yasa çıkartıldı, eğitim sistemi konuşuluyor, seçim meselesi var, belediye başkanları görevlerinden alınıyor, terör meselesi var. Bütün bunları nasıl yorumlayıp değerlendireceğiz? Evlerimizde oturup televizyonun karşısına geçiyoruz ve kumanda elimizde kanal kanal dolaşıyoruz ve her kanalda her haberde farklı bir yorum var. Bu aziz milletimiz bu kadar farklı haberlere ve yorumlara nasıl tahammül edecek, nasıl sağlıklı bir muhakeme yapacak da gerçekte olup biten bu hadiseleri analiz edecek? Bir sürü uzman akademisyen ve siyasi gece gündüz konuşuyor. Kim doğru söylüyor? İktidar partisi mi, muhalefet mi, akademisyenler mi, yazarlar mı? Bu ülkeyi güçlü yapacak ne kadar alan varsa, o alanlarda arıza var. Refah Yol hükümetinin bitişi ile beraber değerlendirirsek maalesef son 20 yılı kayıp dönem olarak görüyoruz. Elimizi vicdanımıza koyacağız ve bu 20 yılda ne olduğunu düşüneceğiz.? dedi.

?KONUŞMAKTAN DÜŞÜNMEYE VAKİTLERİ KALMIYOR?

Başta eğitim sistemi olmak üzere, hükümetin yanlış politikalar izlediğini söyleyen Aydın, ?İslam, İslam´ın yaşanmış halidir. Şimdi bizi parça parça, yaptılar. Şimdi bakın nereye dokunursak elimizde kalıyor. Ne yaptınız dediğimizde arkadaşlarımız yollar, köprüler, statlar, adliye sarayları yaptık diyorlar.  Sık sık değişen eğitim sistemimiz maalesef felç olmuş durumda? Her şeyi ithal eder duruma gelen bir ülke olarak tarım politikamız  iflas etmiş durumda? Biz 15 yıl önce bu arkadaşların yola nasıl çıktıklarını biliyoruz. Çıkış noktalarını bildiğimiz için yapamazlar dedik ve maalesef yapamadıkları da ortada. Arkadaşlarımı her konuda o kadar çok konuşuyorlar ki düşünmeye imkânları ve fırsatları kalmıyor. Her şeyi oy almaya endekslemiş durumda... ? ifadelerini kullandı.

Dış siyasetten, eğitime, ekonomiden, tarım ve hayvancılığa kadar birçok konuda değerlendirmede bulunan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, konuşmasına şöyle devam etti;  ?Dış politikamız çok sorunlu ve berbat durumda? Yazık günahtır. Hala bir kısım insanlar televizyonlarda bu ülkenin dış politikası ile ilgili AK Parti lehine cümleler kuruyorlar. Irak ile başladır, Suriye, Libya ve Afganistan ile devam ettiler. İslam coğrafyası adeta kan gölüne dönmüş durumda. Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım, Türkiye´nin hangi devlet ile iyi ilişkileri var? Bugün iyi gibi görünen ülkeyle yarın kötü oluyoruz. Böyle dış politika olmaz??

?SOSYAL YARDIMLAR ÖVÜNÜLECEK BİR DURUM DEĞİLDİR?

Ülkemizde uzun zamandır ekonomik anlamda Haim Nahum doktrini uygulanıyor? Yani aç bırakacaksın, işsiz bırakacaksın, borçlandıracaksın ve dinden uzaklaştırıp yumuşak lokma haline getireceksin. Bir insan Sivas´ta yaşıyor, Sivas´ta siyaset yapıyor, Sivas´ın sokaklarında geziyorsa ve Türkiye´nin ekonomisini yorumlayamıyorsa; o adam ya gafildir ya haindir! Bir insan sadece Sivas´a bakıp da bu ülkenin neye ihtiyacı olduğunu bilmiyorsa ya satılmıştır, ya gafildir ya da profesyonel bir işbirlikçidir. Başka bir vilayete gitmeye gerek yok. Türkiye açtır ve açlık sınırının altında geçinmeye çalışan milyonlarca insanımız var. Ama ne açlığımızı ne de yoksulluğumuzu hisseder durumda değiliz neden? Çünkü devlet sosyal yardımlarla bütçeyi talan ediyor.  Açlığımız ve yoksulluğumuz mütemadiyen örtülmekte. Evet araba var, yollar var, köprüler var ama tamamı gırtlağa kadar yükselmiş borçlarla var.

 ?DEVLETİN FABRİKA YAPMASI HARAM MI??

Devlet kamu olarak yatırım yapmaktan uzak duruyor. Neymiş her şeyi özel sektör yapacakmış. Tamamda devletin fabrika  yapması haram mı? Buna mukabil devleti hantal bir hale getirerek kamuya memur alıyor. İşsizlik çok yoğun bir şekilde arttı. Geldik sonunda duvara tosladık. Herkes durumun iyi olduğunu farz ederek yaşıyor. Resmi olarak 2002 yılında 232 milyar dolar borcumuz vardı, şimdi 686 milyar dolar oldu. Türkiye´nin bütçesi 776 milyar TL. Ne demek bu? Paramız yok demek. Ödeyeceğimiz borcu da faizi de borçlanarak ödeyeceğiz demek?  Şimid biraz önce bayram Abi bir rapor okudu sivas teşkilatı olarak bu ay gelirimiz 2 bin beşyüz tl giderimiz 2 bin beşyüz elli tl dedi. İnanın bu bütçe ülkenin bütçesinden daha tutarlı çünkü ortada bir denk bütçe var ve sadece 50 tl açık var. Biz bunları söyleyince insanlarımız görmüyor musunuz diyorlar. Neyi görmüyor muyuz dediğimizde; köprüleri, yolları, hapishaneleri, statları, adliye saraylarını, tünelleri görmüyor musunuz diyorlar. Biz görüyoruz ama bildiğimiz bir şey var, üretim ekonomisinden uzaklaşan ülkemizin kalbinin teklemeye başladığıdır. Türkiye´nin durumu birazda kalbi teklerken başına saç ektiren adamın haline benziyor. Her geçen gün hızla artan işsizleri ne zaman kadar statlarda oyalayacaksınız. Yapılan yollarda yürüyen araçların nerdeyse tamamı yabancı marka ve hepsi borçlarla alınmış durumda? Batıdaki illerimizin milletvekili sayıları artarken, doğudaki illerimizin vekil sayıları azalıyor. Sadece bu bile bizim nereye dokunmamız gerektiğini gösteriyor. Helikopter ile İstanbul´un tepesinde değil, Sivas´ın tepesinde dolaşmamız gerektiğini gösteriyor. Nerede fabrika, nerede organize sanayi bölgesi yapılacağının, devlet olarak nerede iş yapılacağının hesap edilmesi gerekiyor.

 ?BORÇLAR VATANDAŞIN SIRTINA VURULUYOR?

Müthiş bir borçlanma içerisindeyiz ve bu borç vatandaşın sırtına bir yük olarak geliyor. Vergileri arttırıyorlar. Bunu yaparken de %40 açıklayıp sonra %35´e bağlıyorlar. Yani ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorlar. Bu arkadaşlarımızın benimsedikleri ekonomik modeli saadet partisinin dışındaki diğer siyasi partiler de benimsiyorlar. Aralarında sadece ufak tefek nüans farkları var... Bilinen bir gerçek var ki batı, kendi ayakları üzerinde durabilen bir Türkiye istemiyor. Bunu bugün iş başında olanlar da biliyor, iş başına gelmek için çaba sarf edenler de biliyor, bu ülkenin insanları da biliyor. Ama bu cendereden çıkmak için Saadet Partisi dışında kimse bir hamlede bulunup, gerekenleri söylemiyor. Bu emperyalist batılılar, Türkiye´yi onların ürettiklerini satın alacak kadar güçlü, onlara hiçbir şey satamayacak kadar zayıf hale getirmek istiyor. Onun için Türkiye´de tarım ve hayvancılık, sanayi ve üretim gibi şeyler konuşulmaz. 24 saat yollar, köprüler ve tüneller konuşuluyor.

 ?NE SÖYLEDİKLERİNE DEĞİL, NE YAPTIKLARINA BAKIYORUZ?

Ülke olarak geldik bir duvara tosladık. Dış politikada tıkandık, eğitim sisteminde tıkandık, kültür-sanat  hak getire. Bunu zaten kendileri de itiraf ediyor. Öbür taraftan müthiş bir kamplaşma, kutuplaşma ve adaletsizlik var. Kimse adalete güvenmez hale geldi. Saadet partisi olarak herkese bir tavsiyemiz var ülkemizdeki siyasilerin ne söylediklerinden ziyade ne yaptıklarına bakın?

?LİYAKAT ESASINA GÖRE İŞ YAPACAĞIZ?

2019 seçimlerine doğru gidiyoruz. Hem yerel seçimlerde, hem milletvekili seçimlerinde hem de Cumhurbaşkanı seçimlerinde Saadet Partisi olarak büyük bir varlık ortaya koyacağız ve dağılan dengeleri düzelteceğiz. Bu ülkede 80 milyon insanımızın bir arada yaşayabileceği, huzur, barış, adalet eksenli bir Türkiye´yi ancak biz kurabiliriz. Bunun emarelerini siz de biz de hep beraber görüyoruz. Allah nasip ederse önümüzdeki seçimlerde bunu daha net olarak göreceğiz. Biz, inancımıza uygun olarak aile hayatını, sosyal hayatı ve siyaseti tanzim etmeye gayret eden insanlarız. Ve bu iş de, Allah izin verirse bereketli olacak. Bereket az olanın çok olana yetmesidir, bereket görünmeyen çokluk demektir. Biz bugün bu halimizle devlet kademelerindeki heyecansızlığı ve disiplinsizliği ortadan kaldıracağız ve topyekûn ehliyet ve liyakat merkezli bir idari şekli ülkemizde devreye sokacağız. Bunu geçmişte yaptık, tekrar yapacağız. Cenab-ı Hak bu hususta hepimize güç ve kuvvet versin.

?KALKINMAYI HEP BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ?

AK Partide son zamanlarda homurdanmalar ve tedirginlikler olduğunu görüyoruz. Müzminleşmiş olanlar hariç zaten bizim doğal tabanımız olan akpartili seçmenlerle sağlıklı bir iletişim içinde olmalısınız.. Bilmemiz gereken şey şu ki, bu ülkede madden ve manen bir kalkınma olacaksa bu sadece bizim yaptıklarımızla olmayacak. AK Parti içerisinde bulunan arkadaşlarımız da olacak, CHP ve MHP içerisinde bulunan liyakatli arkadaşlarımız da olacak. Yoksa biz Saadet Partisi olarak geleceğiz, bütün idareyi alacağız ve her tarafa kendi arkadaşlarımızı yerleştireceğiz diye bir şey yok. Biz ehliyet ve liyakat üzerine iş tutacağız. Huzuru, barışı ve adaleti tesis etmek için elimizden geleni yapacağız ve bileceğiz ki güçlü Türkiye´nin yolu inşaattan, her şehre büyük statlar yapmaktan geçmez, yollardan- köprülerden de geçmez. Güçlü Türkiye, başta tarım ve hayvancılık olmak üzere ileri teknoloji yatırımlarından geçer.?

/resimler/2017-11/19/2104504373020.jpg

/resimler/2017-11/19/2105321561317.jpg

/resimler/2017-11/19/2105502030373.jpg

/resimler/2017-11/19/2118570952007.jpg

 


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER