Hemen sınırımızda, sınırımızın yakın bölgelerinde; acımasız ve kontrolsüz bir savaş var. Görünüşte, bu savaşın tarafları; farklı, farklı gibi algılanabilir. O kadar savaşan gurup var ki; kim, kimin dostu? kim, kimin düşmanı? belli değil. Ortada bir gerçek var; oradaki yarar kavgası, henüz sonuçlanmadı. Orada asıl taraf olan Ülkeler; neyi, nasıl paylaşacaklarına dair, fikir birliği oluşturamadılar. Anlaşılan o ki; o fikir birliği oluşana kadar, savaş devam edecektir.
Devam eden bombalama olaylarında; ilginç bir şey yaşandı. ABD kendi özel kuvvetlerinin olduğu bölgelerin koordinatlarını, RUSYA´YA vererek; yanlışlıkla bizim adamlarımızı vurmayın, dedi. Aynı ABD demek ki; RUS uçaklarının hangi sivil hedefleri vurduğunu biliyor. Aynı Rus uçaklarının Daişi vurmadığını biliyor. Vursalar da; göstermelik hareketler. Yoksa; iki süper güç; isteyecekler de; hala işid orada olacak. Akıllar zarar bir durum...
Kısacası, RUSYA´NIN orada neler yaptığını ve ne yapmak istediğini biliyor. İran´ın, neyi planladığını biliyor. Hatta, Lübnan İran yanlısı güçlerinin neden Suriye´de aktif savaşın içerisinde olduğunu biliyor. Daiş belasını kimin çıkardığını biliyor. Özgür Suriye ordusunun kendilerine yalakalık yapmayacağını biliyor. Bu bölgede; Bekledikleri sonuç gerçekleşene kadar bu böyle devam edecek. Anlamsız ve tarafları zor belirlenen savaş, durmayacak.
Rusya´nın, ABD yetkililerinin Ülkemizi ziyaret ettiği bir zamanda; yanlışlıkla askerlerimizi vurması da; anlaşılır gibi, değildir.
Tüm yabancı güçlere göre; O bölgedeki en önemli engel, Bölgede tamamen yalnız gibi gözüken, Ülkemizdir. Yalnızlığından öte; bölgede güçlü bir TÜRKİYE onları rahatsız etmektedir. Bölge halklarının umudu gibi gözükmesi, güçlü ve ayakta duruyor olması; Orada hakimiyet kurma çabası içerisinde olan güçlerin; hiç de, işine gelmeyen bir şeydir. Türkiye, bu bölgede yaşayan insanlar için; umut olmaktan uzaklaştırılmalıdır. Bu amaçla; her alanda zayıf düşürülmelidir. Manen ve Maddeten bunu yapmak gerekir. Herkesin umut adına, beklentilerinin boşa çıkarılması gerekir. Onun için; Ülkemiz hedeftedir. Onun için; ekonomi değerlendirme kurumları; Ülkemizi yanlış tanıtmak adına; açıklamalar yapmaktadırlar. Notlar, düşürmektedirler. İslam ülkelerinde gittikçe yükselmeye başlayan; TÜRKİYE sevgisinin önüne geçmek istemektedirler. Türkiye´nin liderliğindeki olası; Bir İSLAM birliği, birilerini korkutmaktadır.
Olaylara bu pencereden baktığınız zaman; Ülkemdeki terör olaylarını daha iyi yorumlayabilirsiniz. Sadece Suriye Sınır boyu yaklaşık 900 kilometre olan bir yerden bahsediyoruz. Irak ve başkaları hariç. Ayrıca, bu savaş neticesinde; Batılı hakim güçlerin; can korkusu ve ölüm gerçeği ile; Baş başa bıraktığı zorla Ülkemize gönderilen, yaklaşık 3 milyon mülteciden bahsediyoruz. Bunların sıradan işler olduğunu sanmayın. Hepsi planlı ve iyi düşünülmüş projelerdir. Bütün bunların sonunda, amaç; Ülkemizin elini zayıflatmaktır. Kargaşa ve karışıklık ortamlarının çoğalması gerekir. Mültecilerin Avrupa´ya gönderilmek için; sınırın açılacağı, tartışması bile; onları ciddi mana da, rahatsız etmiştir. 3 Milyon mülteci ve onların getireceği sıkıntılar; Batı ülkelerini sarsmıştır. O nedenle; Ülkemizi zayıflatmak ve çaresiz bırakmak için; terör dahil, Bu yolda yapılacak her şey; mubahtır, anlayışı vardır. O nedenle; durmadan saldırıyorlar.
Böyle korkunç bir gerçekle karşı, karşıya iken; Ülkemizin içerisinden de; rahatsız edilmesi gerekmektedir. Çünkü, İçimiz rahat ve huzur ortamında olursa; dışımız da neler oluyor? diye kafa yorabiliriz. O nedenle; terör örgütleri bu anlamdaki boşluğu; yaptıkları eylemlerle doldurmaktadırlar. Bunlara her türlü destek; malum çevreler tarafından verilmektedir. Bu olaylar bahane edilerek; insanımızın bazı kesimlerinin dikkati başka yerlere çevrilmek istenmektedir. Neden terör olaylarını engelleyemedik? Böyle şey mi, olur? Devleti yönetenler suçludur, gibi... gereksiz ve anlamsız, içi boş açıklamalar da bulunmaktadırlar. Aynı terör olayları, Batı da yaşandığı zaman; kimse ülkemizdekiler gibi yaklaşarak; Yönetenleri suçlamamışlardır. Tam tersine; hep birlikte; terör örgütlerini ve onu destekleyenleri suçlamışlardır. Bunu bilerek veya bilmeyerek; bazı insanlarımız dile getirmektedirler. Basınımızın bir kısmı; bu anlamsız sorgulamayı, gündeme taşımak istemektedirler, Hatta bu konuda tahribat yapmaktadır. Halkı umutsuzluğa ve boşluğa itmek istemektedirler. Anlaşılan o ki; terör olaylarını destekleyen ülkeler; hedeflerine ulaşmıştır.
Ülkede terör olaylarını engellemek konusunda ihmal olduğunu ifade eden insanlara, sormak lazım? ABD Dünyanın en güçlü istihbarat örgütlerine sahip olmasına rağmen; ikiz kule saldırılarını neden engelleyemedi? Rusya, Şamil komutan idaresindeki, çeçen güçlerinin yapmış olduğu eylemi neden durduramadı? Moskova´ nın göbeğinde insanlar öldü... Paris´ in göbeğinde, Fransa terör saldırılarına neden engel olamadı? ABD her yıl binlerce insanını; kendi vatandaşları tarafından katledilmesinin, neden önüne geçemedi? Çağımızın görünmeyen savaşının adıdır, terör olayları... Her yıl bu olaylardan dolayı; binlerce insan, hayatını kaybetmektedir.
Bugün şunu unutmamak gerekir. Uluslararası terör; öyle, kolay, kolay durdurulacak bir mesele değildir. Üzerinde çok çalışılması gereken bir alandır. Üstelik terör örgütleri; görünüşte bir sabıka kaydı olmayan, adliyelik olmamış; insanları kullanmaktadırlar. Bu insanların sabıka kaydı olmadığı için de; onları tespit etmek zordur. Önceden, belirli sayıda terör örgütü ve yandaşları vardı. Sayıları az olduğu için; istihbarat elemanlarını aralarına sokmak, alan çalışması yaptırmak, kolaydı. Şimdi, sayısız terör örgütü var. Onların aralarına eleman sokmak öyle, kolay kolay yapılacak bir iş değildir. Sonuçta; istihbarat elemanı dediğiniz kişi de; bir insandır. Yetenekleri ve becerileri; bir insanın yapabilecekleri ile, sınırlıdır. Onlardan insan üstü faaliyetler beklemek, zor bir olaydır. Ayrıca, bu kurumların içerisinde olan; Vatan hainlerini de; unutmamak, gerekir.
Dünyanın süper güçleri, arasında görünür, görünmez savaş devam ederken; arada zayıf halkalar erimektedir. ABD Irak olayında aktif olarak görev aldığı için; hala Irak ile ilgili çalışmaları bitmemiş, gibi gözükmektedir. Rusya, Irak ile ilgili olayda, geride kaldığını fark ederek; SURİYE de aktif görev alma zorunluluğunu kendisinde hissetmektedir. IRAK olayında görev almadığından dolayı; kaybettiklerini, Suriye olayında telafi etme çabasındadır. Bunun için; Esed aktif olarak; Rusyayı davet etmiştir.
İşin bir de; Uluslararası boyutu ve hukuku vardır. Bunu nedense; insanımız görmemezlikten gelmektedir. Bizim Küçük bir birliğimizin, Ülkemiz dışında görev alıyor olması; sonrasında; TSK nın EL BAB operasyonu, birilerini dehşet bir şekilde rahatsız etmiştir. Onlara göre; suç işliyoruz. NEDEN? Uluslararası hukukun, kararlarını çiğnemiş oluyoruz. Yani, suçluyuz...!!! O nedenle; bu suçumuzu daha ileri götürmek adına çaba sarf etmektedirler. Eğer, karadan BM´ nin ve NATO´ nun onayı olmadan sınırımızın dışına çıkar isek; suçumuz tespit olacak. Dolayısıyla; BM güçleri bizi dizayn etmeye çalışacak. EVET, işte o nedenle; malum partinin üyeleri, bizi Avrupa´ya, Batıya sürekli şikayet ediyorlar. Hatta, BM gücünü; O, bölgeye davet ediyorlar. Bu kadar alçaldılar.
Rusya ile var olan ilişkilerin yumuşama sinyallerini vermesi; hemen karşı güçleri, harekete geçirmiştir. ABD nin yeni seçilen başkanı; hemen yetkililerini Ülkemize göndermektedir. Batılı devlet yetkililerinin, liderlerinin; biri gelip, öbürü gitmektedir. En son CİA başkanı, olmadı ABD GENEL KURMAY başkanı gelmektedir.
Oyun büyük.., uyanık olmak zamanıdır. O, bölgede RUSYA´ nın, ABD´ nin, İRAN´ ın işi ne? diye sormayın. Onları, O, bölge devletinin yöneticileri davet etmektedir. O davet; hukuka göre suç değildir... Anladınız mı oyunun büyüklüğünü? O nedenle; TSK güçleri, Sınırımızın ötesine; orada güvenli bir bölge oluşturmak için; terör olaylarını engellemek için; harekete geçmiştir. Kimileri buna işgal hareketi, sınır ihlali diyebilirler. Bu hareketin amacı; O, bölgeyi kontrol etmek ve O bölgeden Ülkemize yönelik yapılacak olan, terör saldırılarının önüne geçmektir. Nihai hedef; Terör örgütünü bitirmektir. Ondan dolayı; birileri rahatsız olmaktadır.
Bu amaçla; Olağan üstü bir dış politika izlenmektedir. Bölge yönetimleriyle; sürekli temas kurulmaktadır. Onların görüşleri alınmaktadır. Her kurulan temas ta; Kandil ve PYD unsurlarının Ülkemize verdiği zararlar, anlatılmaktadır. Ülkemizin güvenliği açısından; O gurupların kontrol edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Daha da ileri gidilerek; eğer kendilerinin gücü yetmiyor ise; TSK nın oraları yok etmesi için; izin istenmektedir. Yoksa; bölgede huzurun olmayacağının altı çizilmektedir. O, bölgede güçlenen terör örgütlerinin; zamanla O bölgeyi kontrol eden Devletlere de; zarar vereceğinin, altı çizilmektedir.
EVET, beyler, olay ciddi... iş öyle kahvehanelerde, çay salonlarında, ofislerde, dost meclislerinde, TV ekranlarında; sıcak ve yumuşak koltuklarda; oturup ahkam kesmeye benzemiyor. Bize ne? Suriye´en, Irak´ tan diyemiyorsunuz?
Filler kavga ediyor.., çimenler eziliyor. Ezilmemek için; akıllı, geleceğimizi düşünen, hata yapmadan, Tüm Dünya DEVLETLERİNE haklılığımızı ispat ederek; hukuka uygun hamleler yapmamız gerek. Tabii ki; içerimizdeki terör örgütü eylemlerini ve terör örgütü yandaşlarının varlığını, onların; zaman, zaman huzur bozucu eylemler yapacağı, gerçekliğini unutmadan; planlarımızı yapmalıyız. İçimizde de; hainin çok olduğunu unutmamalıyız...
Yapılacak olan; referandum öncesinde, ortamın gerilmesi için; birileri elinden gelen gayreti, gösterecektir. Uyanık olmak, gerekir.
ALLAH ÜLKEMİZİN,
YAR VE YARDIMCISI OLSUN....
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?