Ülkemizin gündeminden düşmeyen terör, otuz senedir nice canlara mal oldu. İnsanın nasıl yetiştiğinden habersiz olan, insanlık dışı canavarlar; cana kast etmeyi kolay bir eylem olarak gerçekleştiriyorlar. Dünya üzerinde en zor yetişen canlı insandır. Bebeklik ve çocukluk döneminde başka insanların yardımı ile, Ayakta duran insanoğlu; zamanla tek başına yaşayabilme yeteneğini ve becerisini on beşli yaşların üzerinde öğrenmeye başlar. Bu kadar zor ve uzun bir dönemin geçmesinden sonra ancak, tek başına ayakta kalmaya adaydır. İnsan ömrünün nerede ise dörtte biri bu zamanı kapsamaktadır.
Öğrenme eylemi, uzun sürmektedir. İlk öğreticiler; Anne, Baba, Aile, var ise; bakıcı konumundaki insanlardır. Bu öğreticilerin, yetişen insana ilk öğrettiği bilgiler arasında, insana saygı duymak, en ön planda yer alır. Çünkü, candır. Canlıdır. Yaratanına, saygı duymak gerekir. İnsanın canına kast etmek; Yaratanına karşı haddi aşmaktır. O, nedenle, İslam; Bir insanı öldürmeyi, tüm insanlığı öldürmek kadar, ağır bir suç olarak görür.
Dünyada hangi inanca mensup olursa olsun, insanlara ilk öğretilen şeylerin başında; canlıya saygı duymak gelir.
Ancak, İnsanoğlu nedense; can almaya pek heveslidir.
Dünya üzerinde çeşitli nedenlerle bu ister bağımsızlık, ister hürriyet, ister esaretten kurtulma adına olsun; insanlar var olan özgür iradelerini kullanarak; başka bir canın yok olması, pahasına; mücadelelerini devam ettirmektedirler. Kısacası istediklerini elde etmenin birinci yolu olarak insan öldürmeyi, hedeflemektedirler.
İnsanı yaşatmak ve ona daha iyi imkanlar sunmak adına; insanlar nasıl olur da; başka insanların canına kıyar. Hatta bu işi severek ve isteyerek yapabilir. Bir insanın en önemli hakkı olan yaşama hakkını elinden alırlar. Bunu yapan insanların bir de; bunu barış adına, insanlık adına, halkların kardeşliği adına, yaptığını söylemesi de; işin ilginç yanlarından biridir.
Zamanımızda can almanın başka bir yolu, metodu ortaya çıkmıştır. Hak aramak? Bazı cinayetler, hak aramak adına; yapılmaktadır.
Bu olayların ciddi olarak değerlendirilmesi yapıldığı zaman; şu gerçeği rahatlıkla görebiliriz. Ülkemizin ve Milletimizin birlik ve dirliğini istemeyen ne kadar bizim dışımızda ülkeler varsa, hepsinin bu işin içerisinde parmağı vardır. Hele şu dönem onların istihbarat elemanlarının üremesi, faaliyet alanlarını genişletmesi için; çok önemli bir fırsattır. Bütün güçleri ile, kendilerine düşman olarak kabul ettikleri Ülkemize; saldırmakta veya o saldırıyı yapmayı kendilerine amaç edinmiş olan örgütleri tüm güçleri ile desteklemektedirler. Orta Doğunun bu karmaşık yapısı onlar için; bulunmaz bir fırsattır.
Tüm medeniyetlerini; insan canı ve insan kanı üzerine kurmuş olan bu devletler için, bu işleri yapmak zaten çok kolaydır. Tarihleri bunun örnekleri ile doludur. Haçlı seferleri tüm çıplaklığı ile; ortada durmaktadır. Birinci Dünya savaşı öncesi; yine Osmanlı topraklarında ajanları cirit atmıştır. Petrol ve alt yapı zenginliklerini fark eden Batılılar Osmanlıyı yıkarak o, topraklardan uzaklaştırmanın yollarını aramışlardır. Sonuçta bu coğrafyanın insanı ölecektir. Kimden ve nereden olduğu önemli değildir. Böyle yapmakla amaçlarına ulaşmış olacaklardır. Bu işleri yaparlarken içimizdeki her alanda bulunan işbirlikçileri de; boş durmayacak ve icraatlarını göstereceklerdir. Devlet düşmanlarına; Desteklerini esirgemeyeceklerdir.
Yeni haçlı seferleri, çıkarmanın peşindedirler?
Uluslararası, Alanda;
Bu işin son perdesi; İsrail devletinin KUDÜS şehrini başkent ilan etme çabasıdır.
Yüce Rabbimizden duamız bir an önce bu işle uğraşan insanların; akıllarını başlarına almaları ve ne kadar büyük bir ihanet, gaflet içerisinde olduklarını görmeleridir. Orta Doğuyu kana buladıkları zaman; kendilerinin rahat ve huzur içerisinde olacaklarını, sanmasınlar?
Son olaylar da, göstermiştir ki; Tüm olumsuzluklara ve baskılara, içimizdeki ve dışımızdaki düşmanlara rağmen; Bu Bölgede en istikrarlı Ülke Türkiye´ dir. Bütün güçler; gözlerini Ülkemize çevirmiştir. Mazlum da, Zalim de; bizim ne yapacağımız beklemektedir.
Ülkemiz insanı; ABD´ nin, son Kudüs girişimini; gayet dikkatli ve sabırlı bir şekilde takip etmesi gerekmektedir.
ABD Kudüs konusunda karar verirken; Müslüman kimliği taşıdığını iddia eden, devletçikleri; hiç dikkate almamıştır. Yani Müslüman gurupların bu süreçte; etkinliği olmamıştır. ABD, onları; yok hükmünde saymıştır. Maalesef bütün gayretine rağmen; Sayın Cumhurbaşkanımız, Tayyip Erdoğan yine yalnız kalmıştır?
ÜLKEMİZİN, DÜNYA VE İSLAM Ülkelerinin Kamuoyuna, verdikleri birlik ve beraberlik çağrı mesajını; birileri duymamıştır, sağır olma numaralarına yatmışlardır?
Tarih bir kez daha; Anadolu topraklarındaki insanların, İslami anlamdaki, hassasiyetlerine, ince düşüncelerine şahit olmaktadır. Üstadın tabiriyle, kavmi necip; yalnız kalmıştır? Bunu çok iyi bilen ABD, hedef tahtasına; ÜLKEMİZİ koymuştur?
Terör örgütleriyle olan işbirliği devam etmektedir. Silah ve asker yığınağına; bir nevi kılıf bulmak adına da; Kudüs hamlesini yapmış olabilir. Bu kadar silah ve asker, kim içindir?
Güney sınırımızda neleri planlamaktadırlar; Bekleyip göreceğiz?
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?