İnsanoğlunun her alanda başarılı olabilmesi için; öncelikle kararlı olması gerekir. Yeteri kadar kararlı olamamak, tereddüt içerisinde olmak; buna bağlı olarak kararsızlık, her alanda başarısızlığı getirir. O nedenle zamanla kararlı olmak sabır ile; eş anlamda bile kullanılır. Her karanlığın bir aydınlığı vardır. Her kıştan sonra bahar gelir. Hayat tekrar canlanır. Ortalığı neşe, sevinç kaplar. Aylarca süren kış günlerinin gittiğine, gelen bahar delildir. Cemreler, onun müjdecisidir. O nedenle bahar sevinç, neşe demektir. Bu karanlık ve sıkıntılı günler de, bir gün geçecektir. Sadece sabretmek ve beklemek, gerekir.
Aynen 28 şubat sürecinde olduğu gibi. Sabır etmek gerekir. 28 ŞUBAT, Fişlemeler, dışlamalar, görevden atmalar, ceza vermeler, tutuklamalar... İşte özeti...
Sonuç; Sabrın kazanması...
Atalarımız da bir çok alanda sabır ve kararlılıkla, çok şeyi başarmışlardır. İnsan yetiştirme metotlarına baktığınız zaman; kararlı olmak birinci öncüldür. O nedenle herhangi bir esnaf, sanatkar önce; çırak daha sonra kalfa ve usta olur. Ama, bu süreç, herkes için aynı zamanı ifade etmez. Araya beceri, kabiliyet, el yatkınlığı gibi unsurlar girer. İnsanın olayı kavrama melekesi de ayrı bir yer tutar. Her alanda olduğu gibi, siyaset alanında da aynı kurallar geçerlidir.
Eğitim kurumlarımızdaki geleneksel insan yetiştirme de aynı yolu takip eder. Öğrencisinin yeterli olduğuna karar veren hoca, ona icazet verir. Daha sonra çok daha başarılı olacağına inanırsa; kendisine yeni hocalar önerir ve eğitiminin daha derinleşmesini sağlar. Yine burada da süreç farklıdır. Herkes aynı zaman içerisinde başarıyı elde edemez. Kimisi daha az zamanda, kimisi daha çok zamanda, belirli olgunluğa ulaşır. Nihayetinde kendi özgürlüğünü kazanır. Siyasi süreç içerisindeki insanlar için de; aynı metot geçerlidir.
HALKIMIZ, SEÇİLEN İNSANI; BAŞARILI GÖRÜR, GEREKLİ TECRÜBEYE SAHİP OLARAK, KABUL EDERSE; Tekrar onu seçer. Halkımız iyi bir denetleyicidir. Verilen sözlerden çok; yapılan işlere, yapacak kişiye bakar.
Son günlerde Ülkemizde yaşanan olumsuz olaylar, umarım en kısa zamanda sona erer. Halkımızın sağ duyusu, piyasada sürdürülmeye çalışılan ekonomik saldırı, olaylarını; mutfağa yansımasına fırsat vermez. Devlet, kendisine düşen görevi yerine getirerek; piyasanın ateşini döndürmek adına, çalışmalar yapmaktadır. Bu saldırılar da; doğru değerlendirme, becerili ve tecrübeli çalışmalar sayesinde; atlatılacaktır. Önemli olan, siyasi liderlerin bu süreci sakin ve kararlı bir şekilde geçirmek istekleridir. Halkın demokrasiye olan inancını zedelememeleri gerekir.
Bu seçim atmosferinde; seçilecek insanlar, seçildikleri zamanlarda; yapacakları icraatlarını bir, bir sıralamaktadırlar. Dolayısıyla, vaat eden insanlar, yapabilecekleri şeyleri insanlara anlatmaya başladılar. Böylece biraz daha kendilerini kontrol edecek durumda olmalıdırlar. Yapamayacakları şeyleri, söylememeleri gerekir. Böyle çıkışlar, beraberinde siyasi adama güvensizliği getirir. Seçim süreci devam ettikçe; bu konuları Sayın Başkanın ve muhalefet liderlerinin, ayrıntılı olarak anlatacağına inanıyorum. Herkes, İfade ettiği düşüncelerini, hayata geçirmek istediği projelerini bir de, halka anlatmak gibi; işin zor bir görevi üstlenmektedirler. Eğer, bütün bu yükü Sayın Başkanlar, kendi omuzlarına alacaksa; seçim sürecinde çok yorulacaklar demektir. Bir de, bu hayata geçirilmek istenen şeylerin; Halka tanıtımının, Medya ayağı vardır. Medya bu beklentileri yeteri kadar topluma tanıtamaz ise; belki çok önemli olan, bazı projeler güdük kalabilir. Bu anlamda; işin Medya boyutunun unutulmayarak iyi organize edilmesi gerekir..
Son zamanlarda seçim süreci yoğun bir şekilde devam ederken; sürekli yasa koyucu tarafından yeni yasalar çıkarılmaktadır. Yeni çıkan yasalar, sıcak gündemleri oluşturmaktadır. Eğer, vaat edilen, ciddi projeler, bu kargaşada erir giderse; yazık olur. Yeni yasalarda, bazı eksiklikler giderilmeye çalışılmaktadır. Her alanda,Suç işleyenler varsa; mutlaka cezalandırılsın. Ancak, tutuklanmalarını gerektirecek durumların iyi ayarlanması lazımdır. Son çıkarılan yasalar, bu maduriyeti ortadan kaldıracaktır. Çünkü mağdur, ezilen konuma insanları düşürdüğünüz zaman; kitleler haksızlığa uğradığına inanılan kişilerin yanlarında olur. Bu durum, kararlı bir şekilde hazırlanmış olan, seçim sürecine zarar verebilir.
Sonra bizim atasözlerimiz çok manidardır. Denizi geçip, derede boğulmak tabiri kullanılır. Hiç kimse böyle bir duruma düşmek istemez. İktidar, faaliyetlerinin devamı için; daha dikkatli olması gerekir. Bu kararlılığı gereksiz duraksamalara feda etmemek lazımdır. Kararlılık, istikrar bizim en fazla istediğimiz, durumdur.
Seçmene düşen görev; bu işte başarılı olan, tecrübe sahibi olan, yeni projeler üreten ve verdiği sözü yerine getirmek için, sözünün arkasında duran; yerel yöneticileri, seçmesi gerekir. Hizmet, yerel anlamda; bizim yaşama konforumuzu ilgilendirmektedir. Bu anlamda olumsuz örnekleri; her gün Haber kanallarında izlemekteyiz, üzülmekteyiz.
Sonuçta seçeceğimiz başkan ile; bize yapılacak, hizmeti; tercih ediyoruz, demektir.
Sağlıklı ve doğru tercih yapma konusunda; seçmenin gerekli özeni göstereceğine inanıyorum.