<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Bugün yerel bir gazetede, şehrimizdeki genç kızlarımızın giyim şekli ile ilgili ilginç bir habere rastladım. Üzüldüm...<br />
</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Günlük yaşantımızda, Batı Kültürü her alanda dayatmasını devam ettirmektedir.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">İnsanımızı insan yapan değerlerin yetişmekte olan nesillere aktarmanın, bir görev olduğunun şuuru ve bilinci içerisinde olmalıyız. Bugün bazen yaşandığı gibi azıcık tahsil hayatı sözde eğitim ve öğretim ile tanışan nesillerin; kendi ailelerini, kendi çevrelerini, küçük gördüklerini unutmamalıyız. Almış oldukları tahsilin, kendilerinde bir ayrıcalık yarattığını sanarak ailelerinden ve çevrelerinden uzaklaşmalarını görmekteyiz. Bunları, ibretle izleyerek gerekli tedbirleri almalıyız. Ondan sonra yolunu kaybetmiş adamlar, yahut kontrolünü kaybetmiş arabalar misali yoldan çıkmalarının önüne geçmeliyiz. Bunlar gözden kaçıyor gibi olsa da; öğretim ve eğitim eksikliğinden, ya da yanlış algılanmasından kaynaklanan sonuçlardır. Batıya hayran bir sosyal hayatın yansımalarıdır.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Hayatın gerçekliğinde; huzur evleri, böyle eğitim almış insanların; anne ve babaları ile doludur...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Bizim memleketimizde ise; MEB, bünyesindeki, Rehberlik çalışmasını yapan bugün çoğu kişiler, Daha sınıflardaki çocukları bile tanımıyorlar. Kısacası iş olsun, diye; O, görevi yapmaktadırlar. Para veya maaş alınan bir memuriyet algısı oluşmuş...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Bu tehlikeli gidişi durdurmamız gerekir. Bunu yapmak bizim elimizdedir.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Halbuki sıcak bir ilgi, söylenecek tatlı bir söz, herhangi bir şeyi paylaşmak bile; o çocuğu kazanmak için yeterli olmaktadır. Çocuğa ismi ile bile, hitap etmenin kıymetini bilen insanlar yetiştirmeliyiz. Hele o yaşlarda çocuğun ailesinden uzaklaşma gibi bir durumun olduğunu da, hatırlarsak; rehberlik eden kişinin önemi biraz daha ortaya çıkmaktadır. Bence orta öğrenimde verilen dersler kadar, rehberlik dersleri de o kadar önemlidir...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Biz kendi özümüzdeki insani davranışlarımızı öne çıkararak, kendi muhteşem medeniyetimizin değerlerini tanıyıp hayata geçirerek, bizi esir almaya çalışan Batı kültürüne karşı ayakta durabiliriz.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Ayrıca, Topluma, rehberlik edebilecek, yol gösterici olacak, kanaat önderi gibi, akil ve arif, kaliteli elemanların olması ve sosyal hayatta uygulama yapması önemlidir. Amacımız insan yetiştirmektir, insan kazanmaktır. Birinci önceliğimiz bu olduğuna göre; hangi alanda olursa olsun, önce insana ihtiyacımız vardır. Sosyal hayatı omuzlayanların bu gerçeği ıskalamaması gerekir... İnsanlar varlıklı, varlıksız, eğitimli, eğitimsiz, fakir, zengin, ayırımları yapılmadan; ilgi alanı içerisinde yer almalıdır. Muhatabı olan insanın rütbesi, sosyal durumu, mesleği, isminin önündeki kimlik artırıcı vasıfları, ne kadar önemli ise; onun önce insan olması ve insani değerlere sahip çıkması da o kadar önemlidir. Sağlıklı toplum, ancak o zaman vardır, diyebiliriz. Bu konuda, İnsanlara eşit yaklaşmak zorundayız. Farklı yaklaşımlar, bizi başarısızlığa iter. Adam seçmek gibi, bir hastalığa düşürür...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Biz bu sağlıklı topluma kendi değerlerimize sahip çıkarak, ulaşabiliriz. Batının bize dayatmaya çalıştığı hayat tarzı ile, fikir baskısı ile, her alanda bizi kuşatması ile değil.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Yukarıda açıkladığımız kültür esirliğimizden basit örneklerle konuyu biraz açalım. Tüm davranışlarımıza hükümran olmuş bu acımasız istiladan örnekler verelim. Kullandığımız dil Türkçe olmasına karşılık, çarşı Pazar yabancı kelimelerin istilasına uğramıştır. Tamam, amaç para kazanmak ta acaba o yabancı isimleri oraya koyarken kazandığımız paranın karşısında neler kaybettiğimizin farkında mıyız? Yeme alışkanlıklarımızı dışarıdan gelen kültür belirlemektedir. Kendi değer yargılarımıza ait olan yeme kültürümüzü kaybetmek tehlikesi ile karşı karşıyayız. Giyim tarzımız derseniz, zaten tamamen batı kültürünün rüzgarına göre şekil almaktadır. Düğün, dernek, toplantı, tatil, insanlar arası ilişkiler, sosyal davranışlarımız, arkadaşlık ve aile ilişkileri ve daha sayamayacağımız kadar davranışlarımız ve hareket tarzlarımız gelmiş baş köşeye yerleşmiştir. Üstelik birbirimize tahammül edememe, dışlama, ötekileştirme gibi dış kaynaklı kültürün esiri olan davranışlar normal hale gelmiştir. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Bunları niye yazıyorum. Günlük hayatımızda bu kadar iç, içe olduğumuz ve bir nevi esirleri konumuna geldiğimiz Batı toplumunun bizi her alanda sömürmesi yukarıda saydığımız kültür yabancılaşması, kendi kültürüne sahip çıkmama ve dolayısıyla onlara olan esaretimizin sayesindedir. Farkında değilsiniz belki amma, onların yanında arkasından ekonomik esaret gelmektedir. Çünkü kültür emperyalizmi akabinde ekonomik esareti körükler. Sömürü önce kültür istilası ile başlar. Arkasından kaos ve kargaşa gün yüzüne çıkar.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Evet asıl tehlike burada yatmaktadır. Bunu görmek için fazla uzağa gitmeye gerek yoktur. Etrafınıza iyi bakınız, ne demek istediğimi anlayacaksınız...</span></span></p>
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?