Bayram  Coşkusu, Bayram Sessizliği

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Bayram  Coşkusu, Bayram Sessizliği
25-04-2023

Bir düşünün bakalım, iki yıl önce  bayramda  neler yaşadık...

Şehrin sokakları boş, sessiz... Issız... Bir  salgın bizi esir aldı...

Bir bayram havası yok... HEYECAN YOK... neşe yok...

Kimi bayram günleri, Tatillere esir olmuş...

Bayram  demek, tatil anlamına gelmiş... 

Anne Baba, çocuğa hasret, çocuk anne babaya...

Oysa, Haneler boş... Dev çınarlar yalnız...

Sevgi dolu çocukların neşesi, mazide kaldı... Hani o kucaklaşmalar, hani muhabbetle demlenmiş çaylar... Yöresel yemekler, sevgi ile yoğrulmuş tatlılar... Öyle tatlı yiyip, tatlı konuşmak gerek... Bayramdır,  bayram...

Küslük yakışmaz, zengin fakir eşittir, bu kutsal günlerde...

Kavuşmalar, buluşmalar, doyumsuz sohbetler...

Haaa, kime  anlatmaya çalışıyorum ki... Onların kafasında tatil  var... Tatil...

Neler yaşanırdı bayram günlerinde, neler...

Uzak yerlerden gelenler için, Hasretin biriktirdiği, kavuşmanın buluşmanın heyecanlı, gözyaşları ile karışmış anları...

Kapıların ardında nemli gözlerle ufuklara bakan yaşlılar... Ellerini açmış öpecek birilerini bekler... Hazırladığı hediye ve paraları verecek koşuşan küçükleri bekler... Sımsıcak sözleri ile; Yavrularım, demek için... Bunlar acep yaşandı mı?

Yine de evet bir kuş çırpınışı gibi gönüller... Heyecanlı, umutsuz, neşesiz yolları gözler... Gelmeyen misafirleri, dostları ağırlamak için... Ahhh, o misafirler  neredeler...

Hele gurbetten gelen şehir özlemi çekenler, şöyle bir hatırlarlar eski bayramları...

Nasıl mı? İşte böyle; '' Doğduğu Şehre büyük bir özlemle kavuşurlar. Dudaklar kımıldanır, gözler nemlenir. Karmaşık duygular, alır insanı bir yerlere götürür... Belki de yıllar sonra memleket yollarına kilometrelerce aşıp gelmenin altında yatan sebeplerin, başında; çocukluklarında duydukları bayram gibi geçen günlerin, sevincinin; özlemleri, arayışları vardır. Her sene bu arayışa devam edeceklerdir. Olsun yine de bir başka güzeldir. Memleket hasretini, az da olsa; tatiller sayesinde de olsa gidermek. Memleket sevgisini bayram gibi yaşamak...  Böyle günlerde,  memleketini ziyaret ederek; o sevinci, memleket hasreti ile buluşturmak...   Böylece, Selam olsun dağlara, taşlara... Selam olsun toz bulutlu yollara... Selam olsun ayrılık sonrası  buluşan kollara... Selam olsun kavuşma sevincini doyasıya yaşayanlara... Kurda, kuşa, sarı öküze, vişne ağacına, pancar tarlasına, patates tarlasına selam olsun... KIR ÇİÇEKLERİNE, MOR MENEKŞEYE, SÜMBÜLLERE, NEVRUZLARA SELAM OLSUN...Vatanımın aziz toprağı;  tüm  şehirlere selam olsun... Demeyi içten terennüm ederler...

Ve memleketten dönüş, ayrılık türkülerini coşturur... GURBET  TÜRKÜLERİ DİLLERDE  PELESENK OLUR. '' GURBET ELDE BİR HAL GELDİ BAŞIMA... YOLUMUZ  GURBETE DÜŞTÜ... Türküler  söylenir, yollar gurbete giden yollar arşınlanır... Hep bir garip, karmaşık, anlayamadığınız duygular kaplar içimizi... Anlatamayız, Anlayamayız...  Bazı zaman bağırmak isteriz,  bazı zaman ağlamak... Ancak hep hüzün kaplar içimizi, hep daha yeni ayrıldığımız Vatan toprağına yeniden kavuşma sevinci kaplar...

Bazı bekleyen büyükleri, gurbette yakını olanları ise,   bu bayram bir burukluk kaplar içlerini... Beklentiler daha nice gelecek bayramlara der, içimizden bir ses... Gelecek bayramlara...

Bu ümitle eller semaya açılır, yürekten dualar yükselir... Dua, dua insanımızın ümididir...

Bir de Filistin çaresizliği kaplar gönlümüzü, bir Mescidi Aksa resmine bakar, gözümüz yaşlı, gönlümüz buruk, ellerimiz kollarımız kırık... Zalim, her zaman olduğu gibi, Ramazanda  zulümlerine devam ediyor. Kan, gözyaşı, ölüm... İşte  İsrail  gerçeği. Bu pervasızlığa sessiz kalan, dolaylıda olsa, destek veren sözde  Dünya kamuoyu, BM... Cılız ve anlamsız açıklamalar. Her iki tarafta saldırıları durdursun... İyi de saldıran kim? Evleri işgal edilen kim? Evleri yıkılan kim? Yazıklar olsun... Bu insanlık kavramını öne çıkararak, kurulan tüm Dünya örgütlerine... Tüm bu olumsuzluğa tek başına Dünyayı ayağa kaldırmaya çalışan bir Lider Ülke var;  TÜRKİYE...

BİZLER İSE, Çaresiz, sadece dualara sığınmak kalmış elimizde... Bir de çaresiz HABER KANALLARINA takılır gözlerimiz...

İşte, bayram mı? Bayram değil mi? Anlayamazsınız bu zaman dilimini, biz mekana aitiz... Çaresizliğe mahkumluğun  esiriyiz...  Mahkum Düşlerimizin, hayallerimizin esiri...

Şöyle bir ahhh, çekerek üzülürüz... Ne de az şükretmişiz... Ne kıymetli anılarımız, nimetlerimiz varmış... Kıymetini kaybedince anlayacağımız, ne nimetler...

Allah bize bayram tadında yaşayacağımız,  daha nice bayramları nasip etsin...

Gurbetten memleketine  giderek bayram tadında  kavuşma nasip etsin. Gönüller coşsun, ayrı olanlar kavuşsun... Bayram güzelliğinde sohbetler olsun, diller   tatlı, tatlı sözler  söylesin. Gençler çocuklar, büyüklerinin yanına koşsun... Bayramlıklar, hediyeler, harçlıklar, ikramlar, daha neler, neler, hayat bulsun... Bugün bayram günü, bayram... Rabbimin insanlara verdiği en güzel  günlerden birisi... Şükür olsun... Bayram tadında  bayramın manası bilenlere, teşekkürler...

 YÜCE   RABBİM başta ülkem olmak üzere, tüm İslam alemine  birlik, beraberlik ve dirlik nasip etsin...

 

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?