Bir Zamanlar Sivas’ta Cıbırlar Parkı Vardı -1

Talha Gurbetçi
Talha Gurbetçi
Bir   Zamanlar  Sivas’ta  Cıbırlar  Parkı   Vardı -1
01-06-2022
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Şehrin insanının buluşma mekanı idi. Simge idi. Adına şiirler yazılmıştı. İnsanlar yeşil ağa&ccedil;ların altında kendilerine sunulan bir bardak &ccedil;ayın tadını &ccedil;ıkarırlardı. Dostlar buluşurdu. Sohbetler, edilir. Memleketin meseleleri tatlı, tatlı analiz edilirdi. Bir tatlı huzur almaya gelirdi insanlar. Uzaktan gelen &ccedil;eşitli namelerle m&uuml;zik sesleri kulağı okşardı. Kimi dinler, kimi i&ccedil;ten i&ccedil;e s&ouml;ylerdi.&nbsp; Bazen parkın i&ccedil;inden gelen m&uuml;zik sesine kimi zaman sinemadan gelen m&uuml;zik sesi eşlik ederdi. Bir zamanlar tam karşısı Lise bah&ccedil;esi idi. Lisenin &ccedil;evre duvarının hemen yanında sıralı ağa&ccedil;lar İstasyon caddesine doğru uzanırdı. Evet ağa&ccedil; dedim, duydunuz mu? Şimdi yerinde yeller esen ağa&ccedil;lar... Yaz g&uuml;nlerinde g&ouml;lgesinde huzur bulduğumuz ağa&ccedil;lar... İstasyon caddesi betona değil, ağaca teslim idi.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Sivas, yiğidin bol olduğu şehirdir... Yiğit; kendine her alanda g&uuml;venilen, mert, a&ccedil;ık s&ouml;zl&uuml;, ayak oyunları bilmeyen; eline, beline, diline sahip olandır. Her zaman, D&uuml;r&uuml;st, bileğine, y&uuml;reğine sağlam insan demektir. Bu &ouml;zellikleri taşıyan insanlara; bu ad verilir. Bu &ouml;zellikleri taşıyan insanların &ccedil;oğunlukta olduğu, yere; yiğidin bol olduğu yer, denir. Şehrim, bunu fazlasıyla hak ediyor.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Yıllar ge&ccedil;se de ge&ccedil;en her zaman dilimi, şehrimize olan sevgiyi daha da artırıyor... O topraklarda; &ccedil;ocukluğumuz, gen&ccedil;liğimiz, ge&ccedil;mişimiz vardır. Yıllar sonra, şehrine ziyarete gelen bir gurbet&ccedil;i de o hayallerle, şehrin cadde ve sokaklarında; hep eskideki sıcaklığı, dostluğu arar, durur. &nbsp;Telaşlı bir şekilde, tanıdık bir y&uuml;z arar. Yaşı &ccedil;ok ilerlemiş olanlar; kendilerine ge&ccedil;mişini hatırlatacak arkadaşları, mekanları, dostları bulamayınca; h&uuml;z&uuml;nlenerek, etrafındakilere: &acute;&acute;Ya hu kimseyle karşılaşamadım, tanıdık kalmamış, şehir değişmiş, Diyerek mırıldanır... O, mırıldanış da i&ccedil;erisinde hangi fırtınaların, ne şiddetinde koptuğunu o anı yaşayanlar, anlar. Aslında, ge&ccedil;en zaman ilerleyen yaşı ile birlikte, kendisine bir, &ccedil;ok şeyi de kaybettirmiştir. Şehrin sokaklarında onu bulamayınca; TERK EDİLMİŞLİĞİN, YALNIZLIĞIN, HATIRLANMAMANIN, EN ACI DUYGULARINI, Karlı bir kış g&uuml;n&uuml;ndeki ayaz kadar, iliklerine kadar hisseder... Yalnızlığına, d&ouml;ner...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bu şehrin sokaklarında; her insanın, acı, tatlı, kimi zaman sevin&ccedil;li, kimi zaman h&uuml;z&uuml;nl&uuml;; hatırladık&ccedil;a heyecanlandıran, anıları vardır. Derin izler bırakan, kimi zaman hi&ccedil; silinmeyen, hatıralar?</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">&Ccedil;ocukluk ve gen&ccedil;lik yıllarımızın, her dakikasını, kimi zaman hatırlar gibiyim. NE KADAR ŞENDİK NE KADAR NEŞELİ... Evet, &ouml;yleydik... K&uuml;&ccedil;&uuml;k şeylerde b&uuml;y&uuml;k mutluluklar buluyorduk. Liseli yıllarımızın bitim tarihine kadar; takım elbisemiz, gayet gıcır deri ayakkabılarımız olmasa da sımsıcak dostluklarımız, herkesi kucaklayan sevgimiz vardı. &nbsp;Biz, birbirimiz i&ccedil;in vardık, birbirimizi b&uuml;y&uuml;tt&uuml;k. Kimi zaman bir topun peşinden koşarken aldığımız zevki, arkadaşlarımızla muhabbetin doyumuna ererek kutlardık. Hele ma&ccedil; sonrası, a&ccedil;ılan bir ılıca gazozunun, serinliğini ve tadını anlatmak ne m&uuml;mk&uuml;n? Dudaklarda mırıldanılan t&uuml;rk&uuml;lerin anlamı, her zaman faklıydı. Kimi aşk, kimi sevda, en &ccedil;ok da ayrılık ve gurbet t&uuml;rk&uuml;leri...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Memleketin en fazla g&ouml;&ccedil; veren şehri olunca, tesellimiz t&uuml;rk&uuml;ler olurdu. Hasretliğimiz kimi zaman kelimelere, kimi zaman sazın tellerine d&ouml;n&uuml;ş&uuml;rd&uuml;. İşte O, nameler bizi alır, nerelere g&ouml;t&uuml;r&uuml;rd&uuml;. Bir bilseniz... Anadolu&#39;nun bu yiğit şehri t&uuml;rk&uuml;lerde de baş şehir olmanın, lider olmanın&nbsp; gururunu yaşıyor. &Ouml;yle ki, her haneden gurbete gitmiş bir insan vardır. Almanya&#39;dan, Fransa&#39;dan,&nbsp; T&uuml;m Avrupa&#39;dan, Arabistan&#39;dan, İstanbul&#39;dan, Ankara&#39;dan, İzmir&#39;den selam gelir, selam gider... Bu yolculuk hep devam eder, gider...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">BİR &nbsp;BULUT &nbsp; KAYNIYOR&nbsp; &nbsp;SİVAS &nbsp; ELİNDEN...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">GURBET&nbsp; ELDE&nbsp; BİR&nbsp; HAL&nbsp; GELDİ&nbsp; BAŞIMA...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Yaşantımızın her karesinde; bir dostluk havası vardı. Paylaşmak en g&uuml;zel şeydi. Okuldan ka&ccedil;malar, arkadaş i&ccedil;in, yapılan fedakarlıklar vardı. &nbsp;Zamanın en b&uuml;y&uuml;k sosyal hayatı olan; Sinema kapılarında, paraları denkleştirmek i&ccedil;in; imece usul&uuml; &ccedil;alışırdık. Kimi zaman biraz cimri olan arkadaşların, ellerinden paralarını nasıl da bor&ccedil; olarak aldığımızı hatırlıyorum. Sinema salonunda arkadaşlara ikramda bulunmak; en b&uuml;y&uuml;k zenginlik ifadesiydi. SİNEMA &Ccedil;IKIŞINDA, FİLMLERİN ANALİZİ YAPILIRDI. Esas oğlanla, fig&uuml;ran ayrı değerlendirilirdi.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">ESEN SİNEMASI İLE TEKEL BİNASI ARASINDA, bulunan mekanda resimli romanları saati ile okutur, sinema parasını denkleştirirdik.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bayramlarımız vardı. Bayram değil, sanki bir d&uuml;ğ&uuml;n alayı gibi, oluşan zincirler; herkesin g&ouml;nl&uuml;n&uuml; almak adına &ccedil;almadık kapı bırakmazdı. Yaşlı, kimsesiz, gariban, hasta olanlar &ouml;nceliğimizdi?</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">ŞİMDİKİ GEN&Ccedil;LER GİBİ; TEKNOLOJİK İMKANLARIMIZ YOKTU. Amma, kocaman bir y&uuml;reğimiz, herkese yetecek sevgimiz, oynadığımızda zevk aldığımız; &ccedil;emberimiz, cıncığımız, topacımız, taş oyunlarımız, &nbsp;kendi ellerimizle yaptığımız oyuncaklarımız vardı. Hele, kış g&uuml;nlerinde; balıksırtı, &ccedil;ıngıraklı kızaklar, son model araba demekti...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><em><strong><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Devamı yarın...</span></span></strong></em></p>
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?