Biz, bu kadar zengin miyiz? Bu kanburu taşımak zorunda mıyız? Ülkemizin bu kadar, zor günlerden geçtiği bir dönemde; çalışmadan, emek vermeden, insanlara; nasıl, maaş ödenir?
Okullarımızın açıldığı şu günlerde; personel yetersizliğinden, öğretmen açığından sürekli, söz edilmektedir.
Ülkeyi yönetenler, kimi zaman personel yetersizliğinden bahsederler. Olaya geniş olarak baktığımız zaman; Ellerinin altındaki personeli; yeteri kadar kullanamadıklarını görürüz. Bazı personelleri ise; hiç kullanmadıklarını görürüz. Bu anlamsız uygulama hala devam etmektedir. Binlerce memur, atıl vaziyette durmaktadırlar. Bunların meselesini çözmek gerekmez mi?
Devletin bünyesinde, binlerce bankamatik memuru vardır. Dilim varmıyor, amma; ´´O arkadaşlar da, yanlış anlamasınlar. Bizim derdimiz, o durumdaki arkadaşlarla değildir.´´ O durumdaki insanlarımız; tabiri caizse; hiç, bir iş yapmadan; senelerdir maaşlarını alıp, oturdukları yerde memuriyete devam etmektedirler. Hatta, bazıları Devlet dairelerine hiç uğramamaktadırlar. Eğer, şöyle ciddi bir araştırma yapılır ise; bu durumdaki arkadaşların sayısı ve onlara ödenen paralar, dudak uçuklatır. Bu kangren haline dönüşmüş sorun; hiç görülmez. Görmemezlikten gelinir. Bütün idareciler, bu olayın farkındadırlar. Kimse; O meseleyi çözmeye yanaşmaz. İnsanlardan yararlanmayı düşünmez.
Ankara, bakanlıkların orada olması dolayısıyla; bu işte önü çekmektedir. Binlerce, istifade edilemeyen memur...
Yapılan uygulama ne kadar doğrudur, bilemem. Ortada bir gerçek vardır. Binlerce insan; çalışmadan, başka bir deyişle; Bulundukları kuruma iş açısından, katkı vermeden; maaşlarını almaktadırlar. Bu durumdan haberdar olan, yönetenler ise; bunlar ne yapıyor? Biz bu arkadaşlardan, neden yararlanamıyoruz? Yönetim olarak; bunlardan nasıl istifade ederiz? Gibi düşünceler, her halde akıllarından geçmiyor. Onlar da; bu durumlardan haberleri olmalarına rağmen, bir çözüm önerisi sunmuyorlar.
Zamanında Kamu kuruluşlarının içerisinde istihdam edilmek üzere alınmış, bu personelin; şu andaki durumları düşündürücüdür. Devlet, bu kadar yükün altına neden sokulur? Çeşitli kurumlarda, bulunan bu durumdaki arkadaşlardan neden yararlanılmaz. Binaların değişik yerlerinde, değişik adlar verilerek; bir nevi ´´kızak´´ diye tarif edilen yerlerde, kendi hallerine terk edilmişlerdir. Devleti yönetenlerin; buna bir çözüm üretmeleri, gerekmektedir.
Her değişen siyasal iktidar; kimi kadroları, bu konumlara düşürdüğü gibi; aynı siyasal iktidarın, değişen bakanlık görevlilerine göre de; bazı kadrolarda görevli olanlar; bu konumlara düşürülmektedir. Hadi, üst seviyede görevli olan bu arkadaşların; bakanların değişmesi ile; konum değişikliklerini anlayalım. Anlaşılmaz da...
Bugün, yerel yönetimlerde, hatta çeşitli il müdürlüklerinde; bu konumda olan binlerce insanın durumunu nasıl anlayalım? En küçük yerel yönetimlerde bile; bu durumdaki arkadaşların varlığından haberdarız. Belediyeler, bu konuda; çalışmayan insanla doludur...
Bu konumdaki insanlardan neden yararlanılmaz? Eğer bunun için; yasal destek gerekli ise; neden çıkarılmaz? Gelişmekte olan bir ülke olarak; Bu lüks gibi görünen uygulamanın bedeli; Devlete neye mal olmaktadır. Hem o insanlara, hem onlara ödenen paralara yazık değil mi? Bugün, Devletin kuruşunu kurtarmanın hesabını yapan yetkililer; burada sorumsuzca harcanan kadroları, boşa geçen zamanı, çalışmadan ödenen paraları, neden görmezden gelirler?
Bu tür uygulamaların kaldırılması için; gerekli çalışmaların yapılarak hayata geçirilmesi şarttır. Gerekirse; Devletin bir kurumu; bu konuda görevlendirilerek; insanlarımızı iş hayatının içerisinde; aktif hale getirmek zorundadır. Aynı zamanda, bu bir vebaldir. Gerekli yasal alt yapının oluşması sağlanmalıdır. Her insan, konumuna ve kadrosuna göre; değerlendirilmelidir.
Ülkemizin, bu tür yanlışlıklara tahammülü, yoktur. Hem Ülkeye, hem insana yazıktır.
Öğretmen açığı, ortada dururken; öğretmenlerin başka işlerde; görevlendirilmesini, nasıl anlamak, gerekir.
Yapılacak ciddi ve kalıcı çalışmalarla; bu sorunun çözülmesi gerekir. Yeri geldiği zaman; kadromuz yoktur, Personel sayımız yeteri kadar değildir, diyerek; Şikayette bulunan tüm yetkililere sormak lazım; Bu tür kadroları işgal eden; insanlarımızdan yararlanmayı düşünmüyor musunuz? İşte personel, işte kadro, işte insan gücü...
Eğer yasal bir engel var ise; o yasal engelin de; çözüm yeri sizlersiniz. Şikayetçi olmaya hakkınız, yoktur. Yok, eğer bu durumdan memnun iseniz; vebaldesiniz, sorumluluğunuz vardır. Zaman, zaman sözünü ettiğiniz; ´´ yetimin hakkını´´ hatırlatmak isterim.
Sonuçta, bu kanayan yaranın tedavi edilmesi gerekir. Gerekirse; tüm Devlet personel yasası, yönetmeliği; en başından tekrar gözden geçirilmelidir. Bu tür yanlışların önüne geçilmelidir. Devlet ve Millet olarak; bu yükü hem madden, hem manen taşıyamayız. Ağır bir yüktür...
Sonuçta; ÜLKE insanın yaklaşık yüzde onu işsiz durumdadır. Bu gerçeği bilerek; iş hayatına katkı vermeden, bankamatik memurluğu yapan insanlara ödenen paraların, vebalini kim taşıyacaktır? Sorun ortada, çözüm beklemektedir...
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?