Çirkinler ve Artistler

Alper Duran
Alper Duran
Çirkinler ve Artistler
18-07-2018

İnsanoğlu mükemmel bir şekilde yaratılmış olmasına rağmen, bu mükemmelliği ahlaken ve edeben geliştirip ilerletecek yerde maalesef mevcudu bile bile muhafaza edemeyip; bitmez-tükenmez bilmeyen hırsı ve ihtirası yüzünden kötülükleri ve arızaları yeryüzüne bir tohum gibi serpmiş ve yeşertmiştir. Bir sonraki gelen nesilde bu tohumları kurutmak yerine maalesef nedamet duymadan daha da gürleştirmiştir.  Artık insanlar zerrece hicap duymadan ve ar etmeden açıkça her işi yapmaktadır. İşte bu gelişmeler ışığında dünyada var olan birçok insan tiplemesi içinde en önemli iki kategori tiplemesini izah edeceğiz.

Her insan kendi dünyasında doğar ve olayları kendi nazarıyla değerlendirir. Bu tabiatın değişmez kaidesidir. Zira yaşadıkları ve mazide kendisine anlatılan yahut tarih diye okuduklarından çıkarımlar elde eder. İnsanın değerlendirmeleri anı ve maziyi konu alır. Gelecekle ilgili değerlendirme yapmaz. Ancak yine hâlihazırdaki hayatı ve geçmişin tecrübeleri ile tahminlerde bulunabilir. Bundan dolayıdır ki, mazi istikbalin temelidir. Hiçbir gelecek maziden ayrı bir şekilde icra etmez. Toplumlarda ikballerinde kendilerini nasıl görmek istiyorlarsa geçmişlerinden aldıkları ile şekilleneceklerdir. Yani nesiller ya mevcut durumu daha da berbat bir hale getirip yeni kuşağa elde avuçta tutulacak bir şey bırakmayacak, ya da ıslah edip temiz bir istikbalin sistematik kodlarını kurgulayacaktır.

Başka milletlerin durumu hangi minval üzere seyretmektedir bilemem, ama bizim toplumumuzun durumu ve geleceği ile alakalalı çokta ferahlatıcı tanımlar ifade etmemiz zor gözükmektedir. Ortaokul ve lise yıllarında kaldığım yatılı yurtta hayata dair gördüklerim ve yaşadıklarım bir ayna gibi her yere yansıması, insan kalitemizin bir türlü ilerlemediğini gözler önüne sermektedir. Her meslek grubu kendi içerisinde bozulmaların zirvesini yaşamaktadır. Talebeler ilim ve irfan öğrenme arzusundan uzaklaşmış, öğretmenler ise bu durumdan rahatsızlık bile duymadan mesleklerini icra etmektedir. Mimarlar ve mühendisler çağlara meydan okuyacak eserlerden öte kazanma arzusuna yenilmiş vaziyettedir. Doktorlar hekimlikten uzakta, siyasetçiler ise başka mülahazalar içinde süratle ilerleme peşindedir. Çiftçi yeterince üretmiyor, esnaf tartıda hata yapmaktan çekinmiyor. Anne, annelikten baba, babalıktan ve evlat, evlatlıktan bihaber egoist bir hayat sürmektedir.

İşte bu kargaşa ve hengâmeli toplumlarda çirkinler ve artistler diye tanımladığımız iki grup kendini göstermektedir. Çirkinler toplumun pejmürde eşkıyaları, artistler ise kravatlı ve fraklı eşkıyalarıdır. İkisi de milletin içini kemiren elma kurtlarıdır. Birbirlerinden farkları faaliyet alanları ve konumlarıdır. Çirkinler toplumun alt tabakasını kemiren, çürüten ve çökerten gözü açık asalaklar iken, artistler ise daha büyük işlerin adamıdır. Çirkinlerin pazarda bir parmağı sürekli çürük sebzeye çalışırken, artistlerin de bir parmağı borsada daima vurgunculuğa çalışır. Çirkinler grubu tarla sürerken tump söker, artistler ise imar planında arsasını genişletir veyahut yatırım yapılacak yerden önceden arsa kapatır. Bu misaller sayfalarca genişletilebilir maalesef. Bunun en büyük sebebi ise düzgün bir vicdan ve maarif sisteminin olmamasıdır. İnsanlar evlatlarına her gün maddi bir gelecek tesis etmek için planlar yaparken vicdan eğitimi ve ahlaklı hayat konusunda sınıfta kaldıklarının farkında bil değiller. Hâlbuki kişileri yücelten onların sağlam karakterleri ve insaniyetleridir. Sadece mevkiin Anadolu kültüründe pekte muteber bir şey olmadığını ?? olmuşsun ama adam olamamışsın? sözü ile gözler önüne serilmektedir. Çirkinlerin, artistlerin, asalakların ve göz açıkların içimizden sıyrılması ve bitmesinin en mühim adımı yabancı dil kadar ahlaklı birey yetiştirmektir. Matematik kadar vicdanı da önemsemektir. Yoksa onlarca profesörü çirkinler diye adlandırdığımız tipler tarafından on dakikalık telefonla kandırılıp bütün parasını ve aklını yerle yeksan etmektedir. Hırsızlar mühendisin kapısını açıp evinde ne varsa alıp götürmektedir. Artistler kooperatif kurup ev vaad edip nice maddi bilgiye sahip kişilerin birikimlerini ellerinden almaktadır. Demek ki senin falanca makam sahip olman ve bazı bilgilere hâkim olman yeterli değildir. Toplumun vicdan ve ahlak maarifini eksik bıraktığın müddetçe adam yerine bile konulmayan iki kalpazan bilgi ve statü demeden adama çarpabilmektedir. Kravatlı artistler bir proje ile herkesi ağına düşürmektedir.

Hülasa, kendimizle başlayacağımız bir medeniyet inşası en temel adımdır. Sonra sorumlu olduğumuz kişilere sistematik bir vicdan ve ahlak eğitimi verip etrafımıza hayatımızla örnek olmamız ikinci adımdır. İrade koyulmadığı müddetçe bir istatistik gibi sürekli çirkin ve artist üretir toplumumuz maazallah. Teşbihteki gibi dizimizi dövmeden kızımızı dövmeliyiz. Kızı dövmenin muhtevası ise düzgün yetiştirebilmektir. Eskilerin ?Allah bizi iylerle karşılaştırsın? sözünü iyi tetkik etmek icap eder. Ama iyilerle karşılaşmak için bizimde iyi olmamız ve iyiler yetiştirmemiz şarttır?

İyi olup, iyiler yetiştirip ve iyilerle karşılaşmak duasıyla?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?