Son depremde yine ilk, resmi kurum binaları hasar görmüş.
Hele bunların 29 u okul binasıymış ki; düşününce insanın nutku duruyor.
Bu kadar zaman geçti, dayanılmaz acılarla bu kadar tecrübe yaşandı ama anlaşılan o ki, Batı cephesinde değişen hiç bir şey yok.
Okul binasının malzemesinden çalan o hırsız müteahhitti, baklava çalanla aynı mahkemede yargıladığınız sürece bu iş düzelmez.
Tıpkı orman yakana devlet malına zarar vermekten dava açıldığı gibi.
Malzemeden çaldığı çürük binada, yüzlerce sabi sübyanın ölmesinden rahatsız olmayacak bir alçağın kime ne faydası olacak.
Buna göz yuman denetçinin, uzmanın kime ne faydası olacak,
Bunları bildiği halde susan amelenin, ustanın, mimarın, mühendisin kime ne faydası olacak.
Veya
Ormanlarımızı ateşe vererek, yüz binlerce hayvanatı böceği kül ederken, istikbalimizi de yakan sürüngen, birkaç ay yatıp çıkınca adam mı olacak.
Devletin dini adalettir.
bu işlerin de hiç şakaya gelir tarafı yoktur.
Demir çalan ile demirden çalanı,
Ormanda ateş yakan ile Ormanı yakanı ayırt edecek Hukuk sisteminiz yoksa;
hiç bir şeyiniz yoktur? (H.M.)