Artık sona gelinen ve birçok mahkum ve tutuklunun salıverileceği af paketine; cinsel suçlar dahil edilmeyecekmiş.
Kulağa hoş geliyor ve tabii ki öyle olmalı diyorsunuz değil mi?
Ancak;
Telli duvaklı, davullu zurnalı, törenli nikahlı yuva kuran, süre dolunca da resmi nikah yapıp çoluk çocuğa karışanların; seneler sonra kanuni evlenme yaşından bir kaç ay erken evlendiği fark edildiğinde;
- Kocanın hapishaneye sapıklar koğuşuna,
- Kadının sığınma evine
ve
- Çocukların da yuvaya gönderilerek,
Kaç bin yuvanın dağıtıldığını, kaç bin ailenin paramparça edildiğini, biliyor musunuz?
İşte bu garibanlar da af kapsamı dışında kalacaklar.
Zira kanun nezdinde bunların ki cinsel suç.
18 yaşın altında olduğuna bakmadan her hafta sevgili değiştiren on binlercesine kimsenin öte git dediği yok ama yuva kurup çoluk çocuğa kavuşanlar affedilmiyor.
Karıyı kocaya, Babayı çocuğa, evladı Anneye haram eden bu zulüm kanunu, sadece aileleri değil; on binlerce masumun yüreklerini de, istikballerini de parça parça ediyor.
Göz pınarları kuruyan bu masumların çığlıklarını devletimiz artık duymalı.
Zira
"Devlet küfr ile belki olur amma zulm ile abad olamaz"...