<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bu kavramları geçmiş yıllarda toplumun yarıdan fazlası tepeden tırnağa yaşamıştır. Dar sokaklar, dar evler, geniş aileler, iç içe aynı evi paylaşmalar...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bugünkü anlamda duş alma imkanlarının olmadığı zamanlar. Evde odanın bir köşesinde bu ihtiyacını gideren insanlar. Ancak çok daha detaylı yıkanma ihtiyacını mahalle hamamlarında kendisine sunulan imkanlarla giderenler.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Evlerin içerisinde olmayan su tesisatı yerine, bahçenin bir köşesinde ihtiyacı gidermek için yapılan çeşmeler.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Büyük alışveriş merkezleri olmadığı için, tüm ticaret hayatını mahalle bakkallarının vitrinlerinden ibaret zanneden çocuklar. Kırık leblebi, fasulye şeker ve iki bisküvi arası lokumlar. İşte lezzet ortamı.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Oyuncak nedir? Yıllar sonra tanışan nesiller. Onun yerine topaç, bilye, ceviz, aşık, gibi kendilerine göre kuralları olan masrafsız oyunlar.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Okullara mesafe gözetmeksizin yayan gidip gelmeler.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Sobanın etrafında kimi zaman titreyerek tahsil hayatını devam ettirmeye çalışan gençler. Plastik top bile bulamadığı için, yırtık elbise parçalarından, çaputlardan yaptıkları toplarla futbol oynamaya çalışan çocuklar...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Kaloriferin, doğal gazın, olmadığı yıllarda, soba yakacakları için kömür, odun, hatta yapma tezek telaşında olan aile büyükleri.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">İmece usulü yapılan kışlık yiyecek stokları...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Öyle kış ayında yaz sebzesi, meyvesi, ancak resimlerde ve hayallerde olurdu. Her meyve ve sebze mevsiminde yenirdi. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Karın çok yağdığı illerde, belediye imkanları sınırlı olduğu için, yağan karın yolları kapatması ile, kendinden sonra gelen insanlar yararlansın diye, kardan bir yol açmaya çalışan insanlar.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Çok değil bunlar kırk yıl öncesinin manzaraları...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Daha yakına gelelim. Doksanlı yıllarda köyden şehire liseye okumaya giden bir gencin, hafta sonları köyüne gelmek için otobüse verecek parayı denkleştiremezdi. Babanın, pazartesi tekrar okula dönerken cebine koyacak parası olmadığı için, çocuğun annesine; ''çocuğa söyle her hafta sonu köye gelmesin demesidir...''</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Daha geçmiş yıllarda Devlet Parasız yatılı okulların imkanlarından yararlanmak, tahsil hayatını devam ettirmek için kilometrelerle yapılan saatler, hatta günler süren yolculuklar.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bugün köylerde nerde ise, her evin önünde traktör, araba bulunmaktadır.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Yokluk, giyecek, değişik elbise bulamayanların yıkadıkları elbiseleri kuruyana kadar, dışarı çıkmamasıdır... Bugün her evde bulunan giyecek koyma dolaplarında nerde ise, o evde bulunan insanlara en az 15 sene yetecek elbise vardır.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bazen sıcak yemek bulmak için, aşhanelerin önünde bir sıcak yemek için, saatlerce kuyruk bekleyen insanlar vardı. Bugün açık büfe yemeklerde yiyeceğinden fazlasını alıp çöpe atma alışkanlığı olan insanlar var etrafımızda...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Geçmiş yıllarda, bazı insanların lokantaların önünden geçerken vitrinlerine bakarak iç geçirmesini görürdünüz. Bugün yabancı yemek satan dükkanların önünde yemek kuyruğuna şahit oluyorsunuz. Geçmiş yıllarda bazı çocukların dondurma yalayan çocuklara, çikolata yiyen gençlere gıpta ile baktıklarını görürdünüz. Bugün bu saydıklarımız tatmayan çocuk yok gibidir. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Amma bütün bunlara rağmen, o yıllarda insanlar onurlu bir şekilde hayatını devam ettirip, kimseye el, avuç açmazlardı. Mahalle dayanışması burada devreye girerdi. Şükür vardı. Kanaat vardı. Bereket vardı. Paylaşma vardı. Bölüşme vardı. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Amma İsyan derecesinde sağa, sola saldırmak yoktu. İsyan etmek yoktu. İsyan amaçlı eylem yoktu.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Yırtık pantolonları, yamalı çorapları, ütüsüz giyecekleri, buruşuk gömlekleri, eski nesil çok iyi bilir. Kimi zaman kardeşleri ile paylaşılan ortak elbiseler olurdu. Kimi zaman ise, abilerin ablaların elbiselerini giymek için, sıra bekleyenler vardı. Çünkü onlara yeni bir şeyler alındığında abi ve ablaların elbiseleri kendilerine kalacaktı. Ayakkabılar ortaktı. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Etrafında tüm caka satan çocuklara rağmen, dimdik hayata tutunmasının kendisi için ne kadar önemli olduğunu yaşayarak öğrenenler, geleceğe ümitle bakar. Aynı anlamda gayet güçlü olurlardı. Böyle başarılı olan nice gençlerin hikayelerini biliyoruz.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bir de yolculuklar vardı. Bitmeyen yollarda... Araba mı desem, tren mi desem... saatlerce , günlerce süren yorucu, bıktırıcı, yıpratıcı yolculuklar. Hasret getirir, hasret götürürdü...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Şimdi tüm değer yargıları unutulmaktadır.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">İnsan için, en kıymetli olan şeyin, onurlu yaşamak olduğunu bilmemiz gerekir. Zenginliğin gönül zenginliği olduğunu yaşayarak öğrenir insan. Mutluluğun ise, maddi anlamda var olan her şeyini paylaşmak olduğunu hayatın her alanında uygulayarak öğrenirdi.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bütün bu anlatılanları ve anlatamadıklarımızı, o yıllarda bir odaya doluşarak, hayatlarını devam ettirmeye çalışan insanlar mutlaka hatırlayacaklardır.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bugün insanımızın var olan onca nimete karşılık, zaman zaman var olan bazı sıkıntıları bahane ederek, şükretmemesi, hep şikayetçi olması, her şeyin en güzelini talep etmesi gerçeği ile karşı karşıyayız.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Üretmeden tüketmek çılgınlığı yaşanıyor. Hatta bazı sosyologlar, bu çılgın alışveriş hareketliliğini, AVM mabedi diye adlandırıyorlar.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Vahşi kapitalizm tüm tarafları ile boy göstermeye devam ediyor.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Oysa ki, yoklukları bir kuyruk atmosferinde yaşamış bir neslin çocuklarıyız. Beklenen yağ, tüp, şeker, benzin, hatta ekmek kuyruklarında oluşan bir kültür vardı.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Emekli maaşlarını almak için, kuyruğa geçen insanlardan ölenlerin olduğunu hatırlıyoruz. Çünkü sabah erkenden gelir bankların önünde kuyruk olurlardı... Hey gidi günler...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bugün nerede ise, herhangi bir sokakta araba park edecek yer yoktur. Gelir düzeyi eskiye göre çok iyidir. İnsanlar yatırım araçlarına bile yönelmektedirler. Tatil diye bir kültür gelişti. Ne ile olur. Tabi ki, para ile...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Amma hep şikayet hep huzursuzluk, hep şükretmemek, olayları ile karşı karşıyayız. Bu yaşananları görünce;</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">İster istemez şu ilahi uyarı aklımıza geliyor. Mülk suresi 23. ayet ''De ki: O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!"</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Bugün eskiye dair anlattığımız şeyleri bazı insanlar belki bir hikaye gibi dinlemektedirler. Bunlar çok değil otuz, kırk, elli sene önce yaşanan Ülke gerçekleridir... </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">ANCAK YAŞAYANLAR BİLİR...</span></span></p>
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?