Bir Milletvekilinin çakarlı özel aracıyla, yüzlerce kez girip çıktığı komşu ülkelerden kaçakçılık yapması TBMM’nin hükmi şahsiyeti adına çok kötü değil mi?
Evet, çok kötü!
Peki, kaçakçılık yaptığı o ülkelerde pavyon kapatıp çılgın eğlenceler yapması kötü mü?
Evet, o da kötü.
Ama bu olayda bundan kötüsü de var.
İlki, Milletvekilin savunması
İkincisi de bunun binde birini bir başka vekil yapsa manşetten verecek olan ama şimdi ahraz olmuş TV ve gazeteler.
-Çürük Portakal masaya yayıla yayıla haber yapmadı mesela.
-Sözcü manşet atmadı.
-Emin Çölaşan sıvamadı.
-Fatih Altaylı bu vekil üzerinden tüm camiayı hedef alarak hakaret ve küfür etmedi...
Zira bu Milletvekili CHP’li.
Yani kendilerinden…
İşte bu suskunluk, zerre kadar basın ahlakı ve meslek namusu olan gavur ülkelerinde bile olmaz.
Ama bizde olur.
Zira bu mahalledekiler;
Önce olaya bakarlar.
Sonra faile ya da mağdura.
Olayın kendilerine faydası varsa susarlar.
Fail ya da mağdur kendi yandaşlarıysa konuşmazlar.
Ya da kendilerine zarar verecekse, ölü taklidi yaparlar.
Tıpkı bir zamanlar, artık kendilerinin bile ikrar edip saklayamadıkları, CHP teşkilatlarındaki taciz ve tecavüz olaylarını görmedikleri gibi.
Ondan sonra da gazeteci olmaktan, meslek ahlakından ve basın özgürlüğünden bahsederler.
Ama heyhat ki bu hal ne ilk, ne de sondur.
Ve
Utanmayı zaten bilmezler de forslarından ve konforlarından bir gram azalma da olmaz.
Bu arada kaçakçı Milletvekili tek satırlık savunmasında ne demiş dersiniz?
"Beni Mustafa Kemal’in yolundan ve ilkelerinden kimse döndüremeyecek"
Binlerce şeyimiz kalitesiz olabilir.
Ama alçağımızın üstüne yok...