Dua dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu… NECİP FAZIL
***
Ben bir Selçuklu şehri olan Sivas'ta doğdum, büyüdüm. O eşsiz eserlerin gölgesinde, gençlik yıllarım geçti gitti.. Heybetli yapıların nerede ise, sekiz yüz yıla dayanan taşları, minareleri, avluları, eyvanları, yapı direkleri bize çok şey anlatıyordu. Bundan yıllar öncesinde mahsun idiler. Adeta kaderlerine terk edilmiş idi. Son yıllarda yapılan restorasyonlarla tekrar hayat Buldular. Çifte Minare, Gök Medrese, Şifaiye medresesi, Buruciye Medresesi , hala ayaktalar ve dimdik insanlara hizmet vermeye devam ediyorlar.
Tarihin derinliklerinden bize selam veriyorlar... O muhteşem görüntüleri ile bizi karşılıyorlar.
Bir Divriği Ulu Camii var ki, Dünya şaheseri. Yeni restorasyondan çıktı... Görmeyenlere tavsiyem en kısa zamanda ziyaret ediniz...
Mengücekoğullarının yönetimi altında olduğu dönemde Ahmet Şah ve eşi Turan Melek tarafından camii ile birlikte 1228-1229 yıllarında yaptırılmıştır. İslam mimarisinin bu başyapıtı iki kubbeli türbeye sahip bir cami ve ona bitişik bir hastaneden oluşmaktadır. Yapılar, mimari özelliklerinin yanı sıra, sergilediği zengin Anadolu geleneksel taş işçiliği örnekleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır.
Bu eserlerde Çağrı Beyi, Tuğrul Beyi, Melikşah’ı, Alp Arslan, Alaaddin Keykubat’ı, göreceksiniz... Onları anacaksınız... Size selam verecekler... Büyük Selçuklu Devletinin yapıları...
Osmanlıya zemin hazırlayan Selçuklu Devleti nedense hep ikinci derecede anılan yerler olarak kalmıştır. Oysa Medeniyetimizin temel taşlarıdır... Hala asırlara meydan okuyan eserleri ortadadır.
Bu Coğrafya yaşadıkları çağlarda, mutluluğun, huzurun, barışın sembolü olmuştur...
Bugün değişik coğrafyalarda Osmanlı ve Selçuklu topraklarından uzak kalmış, ecdadın torunları feryat etmektedirler. Çünkü atalarımızın idaresindeki mutluluğu, huzuru, rahatı, asla bulamamışlardır.
Şimdi, o günlerin hasretini çeken bunun için feryat eden şu an coğrafyamızdan uzak olan din kardeşlerimize selam olsun...
“Osmanlı'nın artığısınız!" dediklerinde "Kahroluyorum" diyen Kerküklü nineye, selam olsun…
Zamanında "Bizi kimlere bırakıp gidiyorsunuz?" Diye haykıran Şamlı dedeye, selam olsun…
"Bu vazifeyi Yavuz Han verdi, 500 yıldır İstanbul'u bekliyoruz" diyen Halepli mücahide, selam olsun… Hala topraklarını korumak için mücadele eden yiğitlere selam olsun...
Mescidi Aksa’yı ölene kadar terk etmeyen Osmanlı ASKERİNE SELAM OLSUN…
"Türkiye için dua etmeden seccademi kaldırmam." diyen Bosnalı teyzeye, SELAM OLSUN…
"İki patik ördüm, köyüme ilk gelen Türk askerlerine vereceğim" Diyen Ahıskalı geline, selam olsun…
Ordumuza katılmak için ceketini satan Pakistanlı gence, Kurtuluş savaşında kolundaki bileziği veren, nişan yüzüğünü feda eden hanım kardeşime selam olsun…
“Halifenin ordusuna karşı savaşmam.” Diye İngiliz Ordusu’na katılmadığından kurşuna dizilen Hint’li Müslümanların torunlarına, selam olsun…
Şehadet parmağını İsrailli askerlere uzatarak, Müslüman Türk Ordusu’nu ima ederek "Bir gün gelecekler." Diye ağlayan Gazzeli Çocuğa... Selam olsun…
Taa uzak doğuda, Afrika’nın diplerinde Osmanlı’nın İslam Halifesi Abdulhamid Han adına hutbe okuyan yetimlere… Selam olsun…
İslam sancağının altında huzuru bekleyen mazlumlara selam olsun…
Baykal'a, Hazar'a… Yakut’a, Kızıl’a, Urumçi’ye…
Tuna'ya, Fırat'a ve Nil'e... Selam Olsun…
Üstad Necip Fazıl’ın Sakarya Nehrine hitaben ‘’ Nerede kardeşlerin cömert nil, yeşil tuna..’’ Diye özlemle andığım nehirlere selam olsun…
Çeşitli coğrafyalarda ecdadın eseri olan, şu anda bizlerden mana ve ruh olarak bizden uzakta olan, boynu bükük tüm muhteşem yapılara selam olsun...
Ahlat'a, Hoca Atam Yesevi Yurdu Çimkent’e, Bişkek’e, Taşkent’e, Aşkabat’a, Üsküp'e Fergana'ya ve Tebriz'e Selam olsun…
Asya'nın hilal fışkıran uçsuz bucaksız bozkırlarına selam olsun...
Trablus’a, Kahire’ye, Mostar’a, Kazan’a, Fas’a, Cezayir'e, Kırım, Kafkasya'ya selam olsun…
Velhasıl-ı kelam; Yüreğinde bize dair ağıt ve umut taşıyan her yere ve her sese herkese selam olsun…
Bu coğrafyaların bizi beklediğini, her alanda bizimle birlikte hareket etmek istediklerini, bizi önder olarak gördüklerini biliyoruz. Bu birliği sağlayacak olan liderlere, bunu için çaba gösteren fikir adamlarına, beyinlerinde bu düşünceyi taşıyan tüm insanlara selam olsun…
Mazlumların umudu olan Ülkeme selam olsun...
Allah’ım mazlumların duasını kabul buyursun… Bu cihanda yükselen ses yine İslam’ın gür sesi olsun…
Tıpkı eski günlerde olduğu gibi, ecdadın muhteşem medeniyeti, bu topraklarda hayat bulsun…