ANADOLU COĞRAFYASI ESKİ TOPRAKLARIMIZLA DUALARDA BİRLEŞİYOR...

Orhan Arslan
Orhan Arslan
ANADOLU COĞRAFYASI ESKİ TOPRAKLARIMIZLA DUALARDA BİRLEŞİYOR...
18-10-2024

Dua dua, eller karıncalanmış;

Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.

Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...

Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan buğu

İplik ki incecik, örer boşluğu… NECİP  FAZIL

***

Ben bir  Selçuklu şehri olan Sivas'ta  doğdum, büyüdüm. O eşsiz  eserlerin  gölgesinde, gençlik yıllarım geçti gitti.. Heybetli yapıların nerede ise, sekiz yüz yıla dayanan taşları, minareleri, avluları, eyvanları,   yapı  direkleri bize çok şey anlatıyordu. Bundan yıllar öncesinde  mahsun idiler. Adeta  kaderlerine terk edilmiş idi. Son yıllarda  yapılan restorasyonlarla tekrar hayat  Buldular. Çifte Minare, Gök Medrese, Şifaiye medresesi, Buruciye  Medresesi , hala ayaktalar ve dimdik insanlara hizmet vermeye devam ediyorlar.

Tarihin  derinliklerinden bize  selam veriyorlar... O muhteşem görüntüleri ile  bizi  karşılıyorlar.

Bir  Divriği  Ulu Camii var ki, Dünya  şaheseri. Yeni restorasyondan çıktı... Görmeyenlere  tavsiyem en kısa zamanda  ziyaret ediniz...    

Mengücekoğullarının yönetimi altında olduğu dönemde Ahmet Şah ve eşi Turan Melek tarafından camii ile birlikte 1228-1229 yıllarında yaptırılmıştır. İslam mimarisinin bu başyapıtı iki kubbeli türbeye sahip bir cami ve ona bitişik bir hastaneden oluşmaktadır. Yapılar, mimari özelliklerinin yanı sıra, sergilediği zengin Anadolu geleneksel taş işçiliği örnekleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır.

Bu eserlerde  Çağrı Beyi, Tuğrul Beyi, Melikşah’ı, Alp Arslan, Alaaddin Keykubat’ı, göreceksiniz... Onları  anacaksınız... Size selam verecekler... Büyük  Selçuklu  Devletinin  yapıları...

Osmanlıya zemin hazırlayan Selçuklu Devleti nedense  hep ikinci derecede  anılan yerler  olarak kalmıştır. Oysa Medeniyetimizin temel  taşlarıdır... Hala asırlara meydan okuyan eserleri  ortadadır.

Bu Coğrafya yaşadıkları  çağlarda,  mutluluğun, huzurun, barışın  sembolü  olmuştur...

Bugün değişik coğrafyalarda Osmanlı ve Selçuklu topraklarından uzak kalmış, ecdadın torunları feryat etmektedirler. Çünkü atalarımızın idaresindeki mutluluğu, huzuru, rahatı, asla bulamamışlardır.

Şimdi, o günlerin hasretini  çeken  bunun için feryat eden şu an coğrafyamızdan uzak olan  din kardeşlerimize  selam olsun...

“Osmanlı'nın artığısınız!" dediklerinde "Kahroluyorum" diyen Kerküklü nineye, selam olsun…

Zamanında "Bizi kimlere bırakıp gidiyorsunuz?" Diye haykıran Şamlı dedeye, selam olsun…

"Bu vazifeyi Yavuz Han verdi, 500 yıldır İstanbul'u bekliyoruz" diyen Halepli mücahide, selam olsun… Hala topraklarını korumak için mücadele eden yiğitlere selam olsun...

Mescidi Aksa’yı ölene  kadar terk etmeyen Osmanlı ASKERİNE  SELAM OLSUN…

"Türkiye için dua etmeden seccademi kaldırmam." diyen Bosnalı teyzeye,  SELAM OLSUN…

"İki patik ördüm, köyüme ilk gelen Türk askerlerine vereceğim" Diyen Ahıskalı geline,  selam olsun…

Ordumuza katılmak için ceketini satan Pakistanlı gence, Kurtuluş  savaşında kolundaki bileziği veren, nişan yüzüğünü  feda eden hanım kardeşime  selam olsun…

 “Halifenin ordusuna karşı savaşmam.” Diye İngiliz Ordusu’na katılmadığından kurşuna dizilen Hint’li Müslümanların torunlarına, selam olsun…

 Şehadet parmağını İsrailli askerlere uzatarak, Müslüman Türk Ordusu’nu ima ederek "Bir gün gelecekler." Diye ağlayan Gazzeli Çocuğa...  Selam olsun…

Taa uzak doğuda, Afrika’nın diplerinde Osmanlı’nın İslam Halifesi Abdulhamid Han adına hutbe okuyan yetimlere… Selam olsun…

İslam sancağının altında huzuru  bekleyen mazlumlara  selam olsun…

Baykal'a, Hazar'a… Yakut’a, Kızıl’a, Urumçi’ye…

Tuna'ya, Fırat'a ve Nil'e... Selam Olsun…

Üstad Necip Fazıl’ın Sakarya Nehrine  hitaben ‘’ Nerede  kardeşlerin  cömert nil,  yeşil tuna..’’ Diye  özlemle  andığım nehirlere  selam olsun…

Çeşitli  coğrafyalarda  ecdadın eseri olan, şu anda  bizlerden mana ve ruh olarak bizden uzakta olan, boynu  bükük tüm  muhteşem yapılara  selam  olsun... 

Ahlat'a, Hoca Atam Yesevi Yurdu Çimkent’e, Bişkek’e, Taşkent’e, Aşkabat’a, Üsküp'e Fergana'ya ve Tebriz'e  Selam olsun…

Asya'nın hilal fışkıran uçsuz bucaksız  bozkırlarına  selam olsun...

Trablus’a, Kahire’ye, Mostar’a, Kazan’a, Fas’a, Cezayir'e, Kırım, Kafkasya'ya  selam olsun…

Velhasıl-ı kelam; Yüreğinde bize dair ağıt ve umut taşıyan her yere ve her sese herkese  selam olsun…  

Bu  coğrafyaların bizi beklediğini, her alanda bizimle  birlikte  hareket etmek  istediklerini, bizi önder olarak  gördüklerini  biliyoruz. Bu birliği  sağlayacak olan liderlere, bunu için çaba  gösteren fikir  adamlarına, beyinlerinde  bu  düşünceyi  taşıyan  tüm  insanlara  selam  olsun…

Mazlumların umudu olan Ülkeme  selam olsun...

Allah’ım mazlumların  duasını  kabul  buyursun… Bu  cihanda  yükselen ses yine  İslam’ın  gür sesi  olsun…

Tıpkı  eski  günlerde  olduğu  gibi, ecdadın muhteşem  medeniyeti, bu  topraklarda  hayat bulsun…

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?