Son günlerde Tarım Bakanlığı durmadan sahte gıda üreten, insanlara domuz eti yediren, zeytinyağı diye değişik yağlar satan, bozuk ve tarihi geçmiş süt ürünlerini raflarında bulunduran firmaları durmadan açıklıyor. Yeter mi? Yetmez. Bunlara kepenk kapatma cezalarının ötesinde hem para, hem ticaretten men etme cezaları verilmelidir. Gerekirse hapis cezaları düşünülebilir.
Burada söz konusu olan vatandaşın sağlığıdır. Bunun insanlıkla, kesinlikle ilgisi yoktur. Hazır Meclis açılmışken, bunlara yasal zemin oluşturmaları gerekir. Zaten yenidoğan şebekesinin sağlık açısından yaptığı yanlışlar toplum düzenini, rahatını, çok zedelemiştir. Bugün yaşanan şiddet olayları da, insanları bunaltmıştır. O halde Meclis gerekeni yapmak zorundadır. İnsanların yüreği huzur bulsun...
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yapmış olduğu açıklamalar, yine bizleri çok üzmüştür. Sahte gıda, özüne uygun olmayan gıda üretimi ve halka sunumu devam etmektedir. Özellikle et, süt ürünleri, başı çekmektedir. Her sene bu tür açıklamalarla, Bakanlık kamuoyunu bilgilendirmektedir. Hayli yüklü miktarda para cezaları vermektedir. Ancak, görünen o ki; para cezası uygulamasıyla, bu terörün önüne geçilemeyecektir. Bunun için tek çözüm; hapis cezasıdır.
15 Temmuz olayı gibi, Vatanı için, canını feda eden binler var iken; kazandığı parayı haram yoldan kazanan ve kendi insanına sahte ve hileli gıda satan insanların da; bu toprağın içerisinde birlikte yaşadığımız gerçeğini, kabullenemiyorum. Yazıklar olsun size... ALLAH sizin bin türlü belanızı versin. Biraz daha fazla kazanmak adına, yaptığınız insanlık dışı hale bakın...
Bu kazandığınız paraları, nasıl rahat bir şekilde yiyorsunuz? Sizin Vatanın, Memleketin geleceğine kast eden terör elemanlarından ne farkınız var?
İnsanoğlunun hayatını sağlıklı bir şekilde geçirmesinin yolu; sağlıklı beslenmeden geçer. Sağlıklı beslenme, vücuda yararı olan; sağlığa uygun besinlerin alınması ile; mümkündür. Ancak, o zaman insanlar; sağlıklı beslenmiş, diyebiliriz. Sağlıklı beslenme; aynı zamanda, insan sağlığını korumaktadır. Bugün, ilerlemiş tıp; insanı hastalanmadan önce; onu hastalıklardan, nasıl koruruz? Çabası içerisindedir. O nedenle; insanı, hastalanmadan önce; koruyucu ve kollayıcı tedbirlere önem vererek, daha sağlıklı yapmanın uğraşı içerisindedir. Onun en başında da, sağlıklı ürünlerle, sağlıklı beslenme gelmektedir.
İnsanı hastalandıktan sonra; tedavi etmek, hem zor bir uğraştır. Hem de, pahalı bir yatırımdır. O nedenle; koruyucu ve kollayıcı tedbirler; hem ucuz, hem hastalığın olmamasını sağlayacak tedbirlerdir. Bu nedenle, çok önem verilmektedir. Dünya ilaç sektörünün, tıbbi cihazlar ve tedavi yöntemlerinin, ederinin ne kadar olduğunu; maddi değer olarak; düşünemezsiniz bile… Dünyada silah yatırımlarından daha öne çıkan, bir maddi yanı vardır. Bu sayede gelişmekte olan, Ülkeler ve az gelişmiş ülkeler sömürülmektedir.
İlaç sektörü bu alanda başı çekmektedir...
Senelerdir, Ülkemizde, sahte ve hileli gıdanın yeteri kadar kontrol edildiği söylenemez. Gazete başlıklarında, haber ajanslarının ana haber bültenlerinde; kimi zamanlar, hileli gıdalarla ilgili haberleri duymak sıradan bir olaydır. Tereyağından tutun, yoğurt, süt ürünlerine kadar; her kalemden malın ya hilesi vardır. Yahut hepten adı konulmuş olan ürünle, hiç alakası olmayan maddelerden oluşmuş, bir yapısı ortaya çıkar. Ne tereyağı, has tereyağıdır. Ne süt ürünleri, öz süt ürünleridir. Tüm gıda maddelerinin etinden, kırmızı pul biberine kadar; özüne uygun olmayan gıdalar olduğuna dair haberleri, duymaktayız. Bunun nedense önüne geçilememektedir!
Neden önüne geçilemez, anlamam. Batı ülkelerinin bazılarında; bir yanlışlık çıktığı zaman; o ürünle ilgili en acımasız kararlar, alınır ve uygulanır. Ulusal kanallardan sağlığa zararlı olduğu ilan edilir. Piyasadaki ürünler, toplatılır. Üretim yapan firmalara; en ağır cezalar verilir. Lisansları iptal edilir. Ticari faaliyetleri durdurulur. Çünkü, bunları yapmanın maddi açıdan kendilerine ne kadar faydası olduğunu bilmektedirler. İlerleyen zamanlarda; daha fazla ve gereksiz para harcamanın önüne geçmek istemektedirler. Kimi zaman; bu olumsuzluklar, tüm Dünya kamuoyu ile, paylaşılır.
Üzülerek ifade edeyim, her alanda olduğu gibi; bu alanda da yeteri kadar denetim yapamıyoruz. Bizim temel eksiğimiz, buydu. Sahte gıdalarla ilgili yasalar yetersiz ise; buyurun Meclis emrinizde istediğiniz yasayı çıkarın. Karşı tarafın canını acıtacak, onu sahte gıda üretmekten uzaklaştıracak, cezalar olsun
Kardeşim bir bakanlığın denetimi yetmiyor ise; ayrı bir birim kurunuz. Bu sahte gıda terörünün önüne geçiniz. Adam kimi TV yayınlarında reklam yaparak; sahte balı aylarca sattı, durdu. Nice zaman sonra; adamın bu eyleminin önü kesildi. Eğer, yeteri kadar ceza alamadıysa; bu adam başka bir ürünle, tekrar piyasaya çıkacaktır. Bu sadece bir örnektir. Bazı ulusal alanda üretim yapan firmaların da bu tür yanlışları olduğunu duyuyoruz. Yeterli standartlara uygun olmayan mallar üretiyorlar. Bu suçu işleyenlerin, O nedenle; terör örgütlerine verilen ceza ve yaptırımlar kadar; karşılığı olmalıdır.
Bu sahte gıda terörüne dur demenin başka çıkar yolu yoktur. Tüm Devleti yönetenlere ilan olunur… Devleti, ilerleyen zamanlarda; bu sahte ve hileli ürünlerden dolayı, hastalanan bir toplumun, sağlığına kavuşması için; harcanan para bütçesinde, hayli bir yekun tutmaması için; sahte ve hileli gıda terörüne dur demek zorundasınız…
Bunu yaparak; Devletinize ve aynı zamanda Milletinize büyük hizmette bulunmuş, olursunuz... Devletimiz gereksiz harcamalardan kurtarılarak; daha zengin olacaktır. Hesap ortadadır...
Bu sahte ürünlerin reklamını yapan TV kanallarını da unutmamak gerekir. Çünkü bir malın tanıtımında ve tüketilmesinde, reklamın çok büyük payı vardır...
Meclisimizden sahte ve aslı bozuk hileli malları satanlar ile bir malı değerinden fazla satışını yapan ve stok yapan insanları bu eylemlerinden vaz geçirecek, caydırıcı yasaların çıkarılmasını bekliyoruz. Çok büyük bir şey istemiyoruz... Hakkımız olsa gerektir...