ÇEVRE VE İNSAN DUYARLILIĞI

Orhan Arslan
Orhan Arslan
ÇEVRE VE İNSAN DUYARLILIĞI
04-11-2024

Çevreye  insanın verdiği zarara,  tabiat  isyan etti... İnsanın insana verdiği  zarar ise;  tanımlanamayacak, anlatılamayacak  boyutlara  ulaştı. Vahşet,  katliam, soykırım  kelimeleri  bile  aciz  kaldı...  İnsan, insanın yaşamasına, nefes almasına tahammül  edemez  hale  geldi... Karşısındaki  insan için, hiçbir  insani  kavramı devreye  sokmadı. Yok saydı. DİĞER  CANLILARA BİLE, LAYIK GÖRMEDİĞİ  davranışı,  hareketi, kendi  gibi insan olan  canlıya acımasız bir şekilde yaptı...  

Dünyada yüzlerce çevre örgütü vardır. Bunların amaçları tabiatta ve çevresinde oluşacak olumsuzlukları engellemeye çalışmak. Açıktan böyle bir eylem varsa karşı koymak, onunla mücadele etmektir. Bu duyarlılıklarına saygı duyuyorum ve tebrik ediyorum.

Aynı duyarlılığı insanın bizzat hayatının korunması, onun bilerek yanlış yönlendirilmesine engel olunması, insan hayatına direkt  tesir edecek olan olumsuzlukların  ortadan kaldırılması yönünde de olmasını beklerim. Neden derseniz Dünyanın içerisinde asıl öneme haiz olan insandır.

Çevre örgütleri yapmış oldukları eylemlerde neye engel olmaya çalışıyorlar insan hayatına etki edecek olan, onu sağlığından uzaklaştıracak olan ve aynı zamanda çevrenin tabi yapısını bozacak olan tüm olumsuzluklara. Bir manada insanı koruyorlar. O halde insanın hayatını olumsuz olarak etkileyecek olan içki kullanımına engel olmaları gerekmiyor mu? Yahut olumsuz yüzlerce örneğin çeşitli şekillerde yayınlar aracılığı ile insanlara sunulurken onlara karşı çıkmak gerekmiyor mu? Yahut çevre kuruluşlarına göre aşırı alkol  insan hayatı ve çevresi için tehlike değil midir? Yanlış örneklerin ballandıra, ballandıra insanlara görsel basın tarafından reklamı yapılarak , -bilerek veya bilmeyerek- o örneklerin insanlar tarafından yaşanılır hale gelmesi tehlike değil midir? Acaba cinayet, şiddet, tecavüz olaylarının artmasında bu tür yayınların rolü var mıdır, yok mudur?  Çevre örgütleri bu olumsuzlukları çevreye bir zarar olarak görmekte midir? Bunlara  karşı tedbir  alınması, bu yanlışların önünün kesilmesi  yönünde hangi  çalışmaları  vardır?

Etrafımızda olan olayların insan merkezli olarak düşünülmesi  gerekmekte midir? Çevremizde olan Tabiata ait onlarca olumsuz şey bizleri ilgilendiriyorsa, insan merkezli düşündüğümüz zaman insanı  yanlış yollara sevk den tüm davranışların, eylemlerin de bizi ilgilendirmesi gerekir. İşte bu alandaki gerçek tavırlarını koymalarını bekliyoruz. HES ’lere karşı çıkmak kadar fuhşun, arsızlığın, içkinin, kumarın, bağımlılık yapan tüm maddelerin reklamlarına, teşvik edilmesine de karşı çıkmamız gerekir. Avrupa ülkelerindeki dolaylı köleliğe karşı çıkmak gerekir. Kürtaj cinayetine karşı çıkmak gerekir. Gelişmiş ülkelerin, geri kalmış ülkeleri iliğine kadar sömürmesine karşı çıkmak gerekir. Dünyada olan biten tüm olaylara beş tane devletin karar verme yetkisine karşı çıkmak gerekir...!

Evet karşı çıkacak okadar çok şey vardır ki; Acaba bazı sivil toplum örgütleri çevreyi  bahane ederek, asıl gerçeklerin görünmesini mi  istememektedirler! Asıl görmemiz gereken şeyleri, görmemizi istemiyor, durumdamıdırlar! Asıl amaçlarının ne olduğunu şeffaf bir şekilde açıklamaları şarttır. Yoksa çevreye karşı yapılan tahribatı, onaylamadığını söyleyen insanların, içki meclislerinde sabahlamalarını nasıl kabul ederiz…

İnsanın her alanda korunması lazımdır. İnsanoğlu yavrusu en uzun zamanda gelişim evresini tamamlayan bir varlıktır. Kısacası öğrenmesi gerekir. Bir şeye karşı olması veya sevmesi için onu tanıması lazımdır. Tanıtma süreci uzun sürse de tanıdıktan sonra doğal olarak yanlış olana karşı çıkacaktır. Onun yaratılışında o, özellik zaten vardır. Önemli olan etrafında olan biten her şeyi  tüm gerçekliği ile, tüm çıplaklığı ile yeteri kadar tanıtmak gerekir.

İnsana her alanda sahip çıkmak, onu korumak öz çevrecilik gibi algılanabilir. Yaratılış olarak her türlü özellik kendisine verilmiştir. Yanlışların önüne geçmek, doğruları  yaşanabilir hale getirmek için mutlaka doğru bir eğitim gereklidir. İnsanlık adına yapılan tüm eylemlerin arkasında sadece insanın yararı bulunmalıdır. Bundan başka bir amaç taşıyan her eylem zamanla kokuşur, eskir ve kaybolur gider.

İnsanın yararına olmayan tüm davranış ve beslenme konuları bellidir. Önemli olan hepsine aynı oranda karşı koymaktır. Tabiata verilen zararı, zarar olarak kabullenmek doğrudur. Ama, aynı zamanda içkinin de, vahşetin de, köleliğin de, insan için bir zarar olduğunu kabul etmek gerekir. Tüm kötü alışkanlıklarında insan için zararlı olduğunu kabul etmek gerekir. İşte doğru değerlendirme yapmak, tam da burada ortaya çıkmaktadır. Eksik ve noksan değerlendirmelerle sonuç alınamaz. Ortak akıl bunu önerir.

Bu ortak akılı keşfettiğimiz zaman, insan adına yapılacak tüm çalışmalar daha başarılı ve sonuç alır nitelikte olacaktır. İnsanın yapmış olduğu alkol kullanma, hırsızlık, tecavüz, cinayet,  soykırım, vahşet, katliam, kumar, sahtekarlık,  aynı zamanda , çevreye zarar veren bir suçtur. Bunu böyle bilinmesi şarttır.

Dünya  çevre  örgütleri merkezi insan hayatını korumak olan eylemlerle,  dünya  gündemini  meşgul etmelidir.

İnsanı  yaşat ki; Devlet  yaşasın, Dünya  kötülüklerden korunsun  ilkesi  ana gaye  olmalıdır…

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?