SURİYE’DE  YAŞANANLAR  VE  TARİH  

Orhan Arslan
Orhan Arslan
SURİYE’DE  YAŞANANLAR  VE  TARİH  
20-12-2024

Suriye'de  yaşanan son olaylardan  sonra, Dünya liderlerinden değerlendirmeler  gelmektedir. Bu Konuda Yeni  ABD  BAŞKANI  YAPTIĞI AÇIKLAMADA; ''TÜRKİYE o  bölgede çok kuvvetli  bir  aktördür. Suriye'nin anahtarı  Türkiyedir.''  Açıklamasını  yapmıştır.
SAYIN HAKAN FİDAN beyin  açıklamaları çok önemlidir;'' Suriye  yönetimi topraklarında  bazı grupların savaşmasına müdahale  etmemiştir.'' Bu açıklamanın ışığında terör örgütünün de  nasıl  istediği gibi bölgede hareket ettiğini  söyleyebiliriz...
Ülke  içerisinde ise, Sayın BAHÇELİ, İktidarın yaptığı  işlerden  söz ederek, yapılan işlerin arkasında  olduklarını  belirtmiştir. Desteğini  açıklamıştır.. Üstelik İsrail devletini  golan tepeleri  konusundaki  girişimlerini  ise, şiddetle  kınamıştır. Bu işgalin kabul edilemez  olduğunu belirtmiştir.
Şimdi bu coğrafyada son yüzyılda  yaşanan olayları  şöyle  hatırlarsak, bu  bölge  üzerinde en fazla oyun oynayan devletin İngiltere olduğunu  görürüz. Osmanlının yıkılmasında ne kadar yararı olduğu zamanla anlaşılmıştır. Bir çok neden vardır. Ancak, bu topraklardaki zengin petrol  kaynakları  iştahını  kabartmıştır. O nedenle  ince  hesaplar işine  gelmiştir.
Dedelerimizin terk ettiği topraklar şu anda kan gölüdür. Bütün milletleri kan ağlamaktadır. Şu anda huzur içerisinde olan az bir yer vardır. Asırlarca o topraklar huzur ve refah içerisinde yaşamışlardır. Daha bir asır geçmeden  kavga edilmeyen, kanın akmadığı toprak kalmamış gibidir. Selçukluları da dahil ederseniz; bu coğrafyada 1ooo yıl hakimiyet süren bir İmparatorluğun  Tarih sahnesinden silinmesinden sonra, manzara çok da iç açıcı değildir. Ancak, Osmanlı politikalarına sahip bir kurtarıcı beklemektedir.
Bu coğrafyanın bu kadar perişan edilmesinde doğal olarak kendimizin dışındaki dış emperyalist güçlerin etkisi olduğuna inanıyorum. Bu inancım tarihi açıdan baktığım zaman daha da güçleniyor. Tarihte kimi zaman bizimle beraber olmuş, kimi zaman bizimle  savaşmış güçlerden olan İngiltere bunun başını çekmektedir. Tarihteki donanma yakma olayı, Çeçenlerle olan irtibatımızın bunlar tarafından kesilmesi, Çanakkale savaşı bilinen örneklerdir. Osmanlı topraklarında yaptıkları casusluk faaliyetleri unutulmamalıdır. Bu coğrafyanın insanlarını isyana teşvik etmek, oralardaki insanları etnik kökenlerini öne çıkararak kışkırtmak baş görevleridir.
Osmanlı döneminde yaptıkları araştırmalar neticesinde yeni oluşan Anadolu merkezli Türk Cumhuriyetine verilecek toprak ve sınır çizilmesi konusunda.  Karşı taraflara çalışmak asli görevleridir. Yunanistan'la adalar problemi, Kıbrıs problemi onların eseridir. Arab devletlerinde var olan petrol kaynaklarının, Yeni Cumhuriyete verilmemesi için elinden gelen her şeyi yapmışlardır. Bugün Dünya petrollerinin büyük çoğunluğu Osmanlının terk ettiği topraklardan çıkmaktadır.
Bugün Suriye'de  yaşanan olaylardan  sonra İngiltere'nin ne  açıklama  yapacağı merak konusudur. Yine  sessiz ve  derinden olayları  takip etmektedir.
Burada şunu belirtmeden geçemeyeceğim. O coğrafyada  yaşayan devletlerin, Oralarda yaşayan insanların hiç mi suçu yoktur?  Elbette vardır. Bilerek veya bilmeyerek, onların yani  ingilizlerin çıkarlarına çalışmışlardır. Bugün toplumumuzda bazı çevreler yine onların çıkarlarına çalışmıyorlar mı? Çalışıyorlar. Amma, bir de gidin onlara sorun bakalım sizlere neler diyeceklerdir. Belki de sizi haksız çıkarırlar. İşte, zaten asıl problem buradadır. Kimse ben Ülkeme kötülük yapıyorum diye ortaya çıkmıyor. Amma, zaman onların beklide farkında olmadan yaptıkları bu olayların, Ülkelerinin aleyhine olduğunu ispat ediyor. 12 Eylül öncesinde de böyle olmadı mı?
Bugün Osmanlı coğrafyasında kendi Halkını öldüren diktatör lere baktığınız zaman  hayretler içerisinde  kalıyoruz. Kendi halkını dahi askerlerine öldürten bir zihniyet yıllarca  hüküm sürmüştür. Bugün hapishanelerde  yapılan zulümler, ne kadar acı bir  hikayenin yaşadığının delili  olarak  orta  yerde  durmaktadır. Bir  cinayet  merkezi  haline  dönüşmüştür.
Bu  coğrafyada bazı yaşayan toplumların atalarının bir kısmı da Osmanlıyı bilerek ya da  oyuna gelerek  arkadan hançerlemeye çalışmışlardır. O kadar ki; Milletimizle aynı dinden olmalarına rağmen ayrılık tohumları ekilmiştir. Kendilerinin batılıların oyununa geldiklerini anlamaları 50 yıl sürmüştür.  Ancak, olan olmuştur. Bugün o  dostları onları kaderlerine terk etmişlerdir. Hatta onların aleyhine en acımasız  açıklamalar  yaparak...
Bir taraftan da boş durmamışlardır. Arabların, bir kısmının Osmanlıya yaptığı ihaneti hep öne çıkarmışlardır. Osmanlı ile birlikte Yemen'de İngilizlere karşı savaşan arap birliklerinden hiç bahsedilmemiştir. Orada OSMANLILARLA beraber düşmana karşı savaşan ve şehit olan arab aşiretleri vardır. Allah bu coğrafyaya sükunet, barış, esenlik, insanların insanca yaşadığı bir ortam nasip etsin. Ancak bu topraklar İslam'ın, geniş hoşgörüsünün yaşanması ile huzur bulur. Kurtuluş reçetesi oradadır. Müslüman gibi, gerçekten iman etmekte yatmaktadır. Atalarımızın inançlarına dayanarak yapmış olduğu politikalarla, düzelecektir. Kaynayan kazan olmaktan kurtulacaktır.
BU SIKINTILI  GÜNLERİNDE  KENDİLERİNE  EN FAZLA  YARDIM EDEN,  MÜLTECİLERE her konuda  kucağını  açan ülke, TÜRKİYE  olmuştur. Batılı Ülkelerin mültecilere ne kadar acımasız davrandıkları  arşivlerdedir. Umarım  bunun her zaman farkında olurlar. Üstelik iktidar bu sorumluluğu her türlü sıkıntıyı göze alarak omuzlamıştır.  Çünkü  mülteci konusu iç siyasette hep iktidarın aleyhine kullanılan bir konu olarak  gündemdeki  yerini  korumuştur. Mülteciler konusu üzerinde hep iktidara yüklenilmiştir. Eleştirilmiştir. Mültecileri kovun, denilmiştir.
Suriye'de gelişen  olaylar sonrasının,  bölgenin huzura  kavuşmasına yönelik olması  en büyük dileğimdir.
Allah bu  coğrafyaya, barış,  huzur  ve  mutluluk  versin...

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?