15 Temmuz İhanetinin baş aktörleri, bugün yaptıklarının cezasını çekiyorlar. Ancak, hala ihanetlerine devam ediyorlar. Şu salgın olayından bile; nasıl nemalanırız, diye büyük bir gayret, çaba içerisindeler. Sosyal medya üzerinden binlerce sahte hesap ile, olumsuz hava estirmeye devam ediyorlar. Müthiş bir algı operasyonu ile; Devletimizi ve yöneticilerimizi hedef almaya devam ediyorlar. Kısacası hainlikleri, bir türlü bitmiyor. Allah´ım sen Ülkeme yardım et. Hainlere fırsat verme, YA RABBİM...
Bu ne bitmez bir ihanetmiş... Beyin yıkamak bunun yanında, hiç kalır...
Mahkeme salonları, onların yargılanmalarına şahit oluyor. Verilen cezalar, ağır olsa da; şehit yakınlarının, bu cezalardan pek memnun olduğu söylenemez. İdam meselesini her platformda, gündeme taşıyorlar. Acizane tavsiyem; İdam Meselesinin; Halk Oylamasına sunulmasıdır.
Özellikle bazı yargılanan ihanet şebekesinin adamlarının mahkeme salonlarında yaptıkları; Kamu vicdanını yaralamaktadır. Hala, direniş göstergeleri, sunmaya devam ediyorlar. Başkanlık SEÇİMLERİ SONRASI İSE; İTİRAFÇILARIN, ARTTIĞI GÖZLEMLENMEKTEDİR.
İhanet şebekesinin Ülkemizde yaptıkları sadece; 15 TEMMUZ GECESİ İLE, SINIRLI DEĞİLDİR.
GÜN GEÇTİKÇE;
Malum yapılanmanın, Ülkemize neler kaybettirdiği; ayan, beyan ortaya çıkmaktadır. En üzücü tarafı ise; Bir neslin yok edilmesidir. Bugüne kadar yapılan yorumlarda, konunun bu vahim tarafı, göz ardı edilmiştir. Aslında altının çizilmesi gereken, konuların başında gelmektedir.
Malum yapıyı yönlendiren üst akıl; bilerek bu çalışmayı yapmıştır. Yetişen nesilleri; dershaneleri ve okullarını devreye sokarak; kontrol altına alma çabalarını, en üst seviyede tutmuşlardır. Şunu bilmektedirler ki; başarılı olsalar da, başarılı olmasalar da; bir nesli, sonu olmayan yolculuklara çıkaracaklardır. Başarılı da; olmuşlardır.
Şimdilerde, aklıma bazı onlara kanmış aciz insanların, GEÇMİŞTE; yüzümüze karşı; söyledikleri sözler aklımıza geliyor. O aciz insanlar şöyle diyordu; Örneğin, Onların Eğitim alanındaki çalışmalarını büyük bir iştahla anlattıktan sonra;
´´Siz öğretmen misiniz? (Fetönün adamlarını kast ederek); ´´O adamlar, fedakar, cefakar, diyorlardı.´´ Biz ise, onlara; Kardeşim, bu iş sakat bir yol. Bir öğretmenin o kadar geliri olamaz. Eğer adam bu fedakarlıkları kendi bütçesi ile, yapmaya kalkarsa; bir günde batar. İşte, O nedenle; bu adamların başka gayeleri var, aklınızı başınıza alın, diyorduk. Ancak O adamlar, Kimleri inek gibi sağacaklarını iyi bildikleri için; inek gibi sağacakları adamın karşısında, her türlü yalakalığı, yağcılığı yapıyorlardı. Abi, Ağam, Büyüğüm gibi iltifatlarla, adamı çepeçevre sarıyorlardı. Hatta, Bağlı oldukları şahsın, O, kişiye ait övgülerinden, selamlarından söz ediyorlardı.
Başarılı da; oluyorlardı. Şehirler bazında, sağmadıkları, inek kalmadı... Yardım, himmet, zekat, fitre, kurban, paraları da; bu işin kaymağı idi.
EEE, insanoğlu gariptir. Kendisinin karşısında acizlenen insanları görünce; kendisini büyük bir makamda sanmaktadır. Böylece, kendisini O, makama koyan adamlara, her türlü yardımı yapmaya devam eder. Taaa ki; ne zamana kadar? Bu yardımları kesene kadar. Yardımlar kesilince; kimse kapısına uğramaz, selam dahi vermez. Hatta aleyhinde konuşmaya başlarlar. Bu durum aynı zamanda önce varlık durumu iyi olup ta, sonradan varlığını kaybeden insanlar için de; geçerlidir. Ondan sonra kapısını açan olmaz.
Sömürülen vatandaş, kendisinin aldatıldığını anlayana kadar; iş, işten geçmiş olur.
Böylece Bazı varlıklı Müslümanların, iyi niyetini de; kötüye kullandılar...
Burada en önemli görevi; öğretmen kadrosu üzerine almıştır. Gençlerin, çocukların istedikleri yerleri kazandırma girişimlerinden öte; O genç dimağların, kontrol altına alınması ve sürekli denetlenmesi, görevini; öğretmen kadrosu, gerçekleştirmiştir.
Devam edecek?