Ülkemizin, cefakâr, çileli insanının çekmiş olduğu sıkıntıları gideren; Ya da o, amaçla yapılan bütün çalışmaları, yürekten destekliyoruz. Zaman, zaman aksaklıklar olsa da; iyi niyetlerin bu aksaklıkları gölgede bırakacağına da güvencimiz vardır. Amaç, insana, hizmet olunca ve o amaçta samimiyet olunca; her şeyin hal olacağına inanıyorum. İnsanlar arasındaki, ilişkiler de; her zaman bu sıcaklığın varlığını bilen biriyim. Devleti yönetenlerin almış olduğu son kararlar; Maliyeden, ekonomiye kadar; piyasayı canlı tutmak çabasıdır. Devletin geçirdiği sıkıntılı günleri, atlatma çabasıdır. Halkımız ile; birlikte olma çabasıdır. VATAN sevgisini, MİLLET yararını öne çıkarma çabasıdır. İnsanların, karşılıklı olarak; ilişkilerinin düzenli ve güvenilir bir ortamda olması, Toplumun rahat ve huzuru için, şarttır. Burada önemli olanın karşılıklı olarak atılan adımların birbirini yaralamadan, doğruyu bulmak, uygulamak adına bir, birilerine destek vermelidir. Köstek olmak veya engellemek, set çekmek kasıtlı davranmak gibi peşin hükümler olmaz ise; iyi niyetli yaklaşımlar her zaman sonuç verir. Hak arayanın da, hak verme makamında olanın da sakin ve karşısındakini anlayacak bir durumda olması gerekir. İnsanlar arasındaki ilişkiler yumağı, o kadar çok ve o kadar karmaşıktır ki; belirli kategorilerde bile, analiz etmek, oldukça zordur. Bu önerimiz, insanlar arasındaki, bütün ilişkiler için geçerlidir. Yönetenle, yönetilen arasında; öğrenci ile öğretmen arasında; Anne, Baba ile çocuklar arasında, Satan ile alan arasında, suçlu ile yargılayan arasında… v.s. Her iki tarafın kendilerine göre inandıkları doğruları savunurken, karşıdakini yok sayarak, hafife alarak değil; ortak noktayı, ortak doğruyu nasıl buluruz diye kafa yormaları gerekir. Bu düşüncelerin oluşmadığı yerde kargaşa, birbirini anlamamak, yanlış anlama, birbirini suçlama alır başını gider. Bundan toplum, bazen de her iki taraf da zarar görür. Birde araya kötü niyet girerse; tamamen kontrolden çıkar. Her, iki taraf birbirlerini anlayışsızlıkla suçlarlar. Hoşgörü, ortamı, anlayış ortamı ortadan kalkar. Rahat ve huzur ortamı; yerini endişe ve kargaşaya bırakır. Aslında baktığınız zaman herhangi bir konuda anlaşamayan her iki taraf da kötü amaçlı değildir. Gelişen olaylar kontrolden çıkarak bir kargaşaya, kaosa dönebilir. İnsanlarımız, birbirlerini anlayarak daha mutlu ve daha huzurlu olduklarını anlayacaklardır. O konuda yeteri kadar tecrübe sahibi oldukları zaman hayatta bunun yaşanır olabileceğini, görebileceğiz. Her iki tarafın aktörleri de olayların bu hale dönmemesi için çaba sarf etmelidir. Böyle olmaz ise; siyasette çok gerilir, insanlar arası ilişkiler arasında soğuk rüzgârlar eser. Toplumun, her kesimi bundan etkilenir. Tüm taraflar kendilerinin haklı olduğu ve sadece kendilerinin doğru olduğu zannına kapılarak, karşı tarafı yok sayar. İşte, toplumda insanların birbirinden koptuğu an bu andır. Öğrenci, öğretmen, yönetici, yönetilen, işçi ile işveren, kısacası tüm insanlar arasındaki ilişkilerde gerilir. Her iki taraf da belki haklı olsalar bile; haklılıklarını ispat edemezler. Hak, aramanın da bir medeni yolu ve metodu olmalıdır. Kırarak, dökerek, yakarak, yıkarak, korku salarak hak aramaya çalışırsanız, taraftar ve destekçi bulamazsınız. Geçenlerde yaşadığımız öğrenci olaylarında olduğu gibi. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Sadece şöyle bir basit örnek verebilirim. Siyasette iktidar olan bir parti başka bir dönemde zamanın iktidarına yapılan protestolara katılmamış mıdır? Ya da öğrencilerin makul hak arama eylemlerine karşı çıkanlar kendileri öğrenci iken aynı şeyleri yapmamışlar mıdır? Bugün çocuğuna birçok yasak koyan kişi; kendi gençliğinde ne yapmıştır? Örnekler o kadar çoğaltılabilir ki; sayfalar yetmez. Sonuçta, söz konusu olan insan olunca bu örnekler çoğaltılabilir. Son yaşadığımız olaylar; tüm bu değerlendirmeleri geride bırakarak; birbirimizi kucakladığımız olaylardır. Askerinden, polisine kadar, memurundan köylüsüne kadar, işçisinden, iş verenine kadar; omuz, omuza bir birimize yaslandığımız olaylardır. Yaşanan olay; Ortak paydayı öne çıkarmıştır da; onun için. O, Ortak Payda VATAN SEVGİSİDİR. Vatanı korumaktır. Millet sevgisidir, Milletin yanında olmaktır. Yaşanan olaylara bizzat şahit olmak, haberler vasıtasıyla dahi olsa; yaşananları izlemek, insan aklının almadığı, görüntüleri görmek; öncelik sıramızı değiştirmiştir. O görüntüler; Hatta bazen sizi isyan bile ettirebilir. Terör almış, başını gidiyor. Artık, bu belayı savma zamanıdır. Onun karşısında birlik ve bütünlük içerisinde olma zamanıdır. Şahsi değerlendirmeler, kişisel anlaşmazlıklar, unutulmalıdır. Son yaşanan olaylar; insanımızın önceliklerini, tekrardan belirlemiştir. Öncelik Vatan sevgisi, Millet yararı, olmalıdır. Bunun dışındaki ilişkilerimizden doğacak anlaşmazlıkları, geçici olarak bile, olsa; bir kenara koymalıyız. Bu ilişkilerden doğan anlaşmazlıklar; birlik ve beraberliğimizi etkileyebilir. Zarar verebilir. O nedenle; başta siyasi yetkililer olmak üzere; toplumun içerisindeki tüm katmanlar; uzlaşı ortamında olmak zorundadırlar. İnsanlar arasında oluşacak, geçici anlaşmazlıklar; şimdilik unutulmalıdır, unutulmak zorundadır. Tüm insanlarımıza sakinlik, sabır, birbirlerini anlama, karşımızdakine tahammül etme ve bu toplumda bizimle aynı şeyleri paylaşmayan binler, olduğunu hatırlatarak itidal tavsiye ediyoruz. Ortak havayı teneffüs ettiğimizi, ortak mekanları kullandığımızı, hatta bir birlerimize akraba, arkadaş, komşu, yakın olduğumuzu unutmayalım. Biraz daha gayret, biraz daha anlayış…. Karşımızda yeteri kadar hain ve kalleş vardır. Vatanına kast eden, soysuz vardır. Terör belasını topraklarımızdan uzaklaştırana, hatta yok edene kadar; önceliklerimiz, tercihlerimiz değişmek zorundadır. Tüm insanlar ortak paydada buluşmakla mükelleftir. O, ORTAK PAYDA; VATAN sevgisi, MİLLET YARARDIR. Başka söze gerek yoktur... Toplumun sükunete, sakinliğe ihtiyacı vardır. Toplumu germenin kimseye faydası yoktur... ÖNCELİĞİMİZ BUDUR...
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?