Karneler sadece öğrencilerimizin değil başta milli eğitim bakanlığı, YÖK, üniversitelerimiz olmak üzere ailelerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin ortak göstergesidir. Bu süreçte karar alama organlarının hiç birinde olmayan öğretmenler en çok haksız eleştiriye muhatap olmaktadırlar.
Eğitimde karneler asla amaç değil, birer göstergedir. Karne ne bir övünç, ne de utanç kaynağıdır. Karne ne olursa olsun doğru bir değerlendirmeyle amaca ulaşmada bir araç olabilir. Karnesi iyi olanları hediyeye boğan ailelerle, karnesi kötü olanı cezalandıran aile tutumlarının ikisi de yanlıştır. Nasıl ki işlerini iyi yapan anne-babaya ödül vermek gerekmiyorsa öğrenci de karnesi iyi diye ödüllendirilmemeli. Karnesi kötü diye de ceza yoluna gidilmemelidir.
KARNESİ KÖTÜ OLAN ÖĞRENCİYE ´BOŞ VER CANIN SAĞ OLSUN´ TÜRÜNDEKİ VELİ TUTUMU EN ZARALI TUTUMDUR. EN AĞIR CEZA VEREN, AŞIRI DİSİPLİNLİ ANNE-BABA TUTUMUNDAN DAHA YIKICI BİR TUTUMDUR. BU ŞEKİLDE DAVRANAN AİLELERİN ÇOCUKLARI HAYATTA DİKİŞ TUTURAMAZLAR. ALTI AYDA BİR İŞ DEĞİŞTİRİRLER, ÇİFT KİŞİLİKLİ, KARARSIZ OLURLAR.
Karnesi kötü olan çocuğun ailesi ne yapmalı? Aile bireylerinin tamamının katıldığı bir aile toplantısı düzenlemeli. Bağırıp, çağırıp, tehdit etmeden kötü karnenin sahibi çocuklarına ´karnen hakkında ne düşünüyorsun´ sorusuyla çocuklarını konuşturmalı, nedenleri üzerinde durmalılar. Ailece birlikte gereken tedbirleri alıp, çocuktan durumun düzeltilmesi için karar-söz vermesini sağlamalılar. O sözün takipçisi olacaklarını belirtmelidirler. Uyarmayın tehdit etmeyin; Korkunun olduğu yerde öğrenme yoktur. Cezalandırmak benlik saygısının gelişimine de zarar veriyor.
Öğüt verme, çözüm önerileri getirme: "Senin yerinde olsam insan içine çıkmaz sürekli ders çalışırdım." Bu tür cümleler öğrencinin kendi sorununu kendisinin çözemeyeceğini iletiyor ve direnç yaratabiliyor.
Başkaları ile asla kıyaslamayın; Alınan karneye gereğinden fazla anlam yükleyen aileler; çocuklarını aşağılayıcı, kıyaslayıcı, utandırıcı davranışlar sergiler. Bu davranışlar, çocuklarda olumsuz bir benlik gelişimine ve kendine güven eksikliğine neden olur. Yargılama: "Sen zaten tembelsin´´ Öğrencinin sadece bugün değil, her zaman başarısız olduğunu ve olacağını ima ediyor.
Suçlama : "Bu başarısızlık senin eserin !" Bu cümleler öğrencide savunucu tutum yaratıyor ve başarısızlıktaki kendi rolünü görmesini engelleyebiliyor.
Karnesi iyi olan öğrencinin ailesi de bir aile toplantısı düzenlemeli, çocuklarının karnesi hakkında bütün aile bireyleri düşüncelerini belirtmeli, çok mutlu olduklarını söyleyip, çocuklarını tebrik edip, ailede herkesin bir görevinin olduğu hatırlatılmalıdır.
Tatilde ödev olur mu? Ödev tuza benzer, çoğu zarar, azı karar, yokluğu ihtiyaçtır. Ödev yıl içinde olmalı, tatilde ödev olmamalı, sınavlara hazırlanan öğrenciler eksiklerini tamamlamalıdırlar.
Veliler, tatilde çocuklarıyla birlikte etkinlikler düzenlemelidir. Geçmişte oynadığımız geleneksel oyunlarımız, milli yemeklerimizi çocuklarla birlikte gerçekleştirilmelidir.
Kütüphane, müze gibi yerler gezilmeli, çocukları yüzme ve bağlama kurslarına gönderilmelidir.
Çocukları bir iki günlük yatılı akraba ziyaretlerine göndermeli, akraba çocuklarıyla kaynaşmalarını sağlamalılar. Aile büyükleri ziyaret edilmelidir.
Anne-babalar çocuklarına daha fazla zaman ayırmalı, çocuklarıyla birlikte; Hasta ziyareti, yiyeceksiz kalan kuşlara yem kabı yapma ve köşelere bırakma gibi etkinliklerle iyilik yapma alışkanlık ve becerisi kazandırmalılar.
Karne hediyesi alınacaksa çocuğa alınabilecek en güzel hediye; kitap ılınmalıdır. Çocuğunuzu seviyorsanız bir kitap alın, çok seviyorsanız iki kitap alın. Çocuklara kitap oku, demenin en güzel yolu onun yanında kitap okumaktır. Çocuklar sözlerinizden çok davranışlarınıza, odaklanırlar, büyüklerinin ayak izlerini takip ederler. Lütfen davranışlarınıza, arkanızda bıraktığınız ayak izlerinize dikkat edin.
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?