KİRACI, EV SAHİBİ, İKTİDAR

Ahmet Hasdemir
Ahmet Hasdemir
KİRACI, EV SAHİBİ, İKTİDAR
18-09-2023

“İstanbul’da, bir kiracı, kira nedeniyle tartıştığı ev sahibini bıçakladı, kiracı bıçakladığı ev sahibini ağır yaralı halde yerde yatarken başında bekledi. Hastaneye kaldırılan ev sahibi tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı, hayatını kaybetti.”

“İstanbul Gaziosmanpaşa’da kira artışı nedeniyle tartıştığı kiracısını çocuklarının gözü önünde silahla vurdu. 15 yıllık kiracısını zam teklifini kabul etmemesi üzerine çıkan tartışma sonucu çocuklarının gözü önünde tabancasıyla ateş ederek öldüren ev sahibi olayda kullandığı silahla yakalandı.”

Sıklıkla duyduğumuz iki haber başlığını paylaştım, bu konuda ülke olarak bizi bekleyen büyük bir tehlikenin eşiğindeyiz. İki tarafta gergin, iki tarafında haklı ya da haksız olduğu yerler var ama buna çözüm bulamayan bir de iktidar var.

Çok ağır buhranlı bir dönemden geçiyoruz. Salgın hastalık süresinde dünyayla birlikte kapanan ülkemiz, kapanmanın bitmesiyle tam nefes alacakken yaşamış olduğumuz büyük deprem felaketiyle beterin beterini görmüş olduk. Yüz binlerce yıkılmış bina altından sağ çıkan vatandaşlarımız büyük bir barınma sorunuyla baş başa kaldı. Felaketin ilk anlarında olayın sıcaklığıyla başını sokacak yer derdinde olan insanımız kendisine sağlanan çadır, konteynır ve diğer geçici barınma yerlerinde kendisine geldiğinde kalıcı yer arama derdine düştü. Ülkenin her yerine dağılan depremzedeler az olan bina stokumuz nedeniyle kiraların inanılmaz derecede artmasına neden oldular. Ayrıca son yıllarda bir göçmen ülkesi durumuna düşmüş olmamız bu işin tuzu biberi oldu.

Bu kadar yükün altından her hükümet kalkamaz, hatta en güçlü iktidarlar bile yıkılır. İnsanımız yıkıcı değil, sağduyulu davranarak, yapılan son seçimde, kendisine bu zor dönemde en fazla yardımcı olacak olanı seçerek üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. İktidar, çok önceleri ilk etapta kirada ki fahiş artışları %25 ile sınırlayan uygulamayı devreye sokmuştu ama gerisini getiremedi. Böyle olunca da kiracı da ev sahibi de kaba usullerle sorunlarını kendilerine göre çözmeye çalıştılar. En tehlikelisi de bu idi. Bir hukuk devletinde bireyin kendi hukukunu uygulamaya çalışması asla kabul edilebilir bir durum değildir. Kiracı veya ev sahibinin ölmesi sorunun çözümüne katkı sağlamadığı gibi geride gözü yaşlı aileler ve sönen ocaklar kalır. Suçlu sadece ölen veya öldürende değil, suçun büyüğü kangrene dönüşmek üzere olan sorunu tez zamanda çözemeyen iktidardadır.

Bu sorun neredeyse üç yıla yakındır devam ediyor. Bu süre zarfında milleti kendi haline bırakmak hiç akıl karı değil. Dünyadan örnekler alınacak denildi. İspanya modeli, Hollanda modeli ve diğer milletlerden modeller sürekli gündeme geldi ama sadece %25 ile kalındı. Başkalarının üstesinden geldiği sorunların üstesinden gelmek çok mu zor? Hangi model uygulamaya alınacaksa alınsın, hem de hiç geç kalınmadan, yoksa sonu hiç hayra alamet değil.

 

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?