Kırmızı Çizgimiz, Karşılıklı Saygı ve Hoşgörü?

Taner Karabal
Taner Karabal
Kırmızı Çizgimiz, Karşılıklı Saygı ve Hoşgörü?
21-06-2019

Geçtiğimiz hafta bir yazı yazdım. Arayan arayana. Kızan da var. Öven de var. Ne gerek diyen de var. Hepsine, ?okuyucu takdiridir? deyip, geçtim. Eğer demokrasiye inanıyorsak, fikir hürriyetine inanıyorsak, her türlü eleştiriye de saygı duyacağız. Hakarete ve küfüre varmadan her türlü eleştiriye eyvallah. Kırmızı çizgimiz, karşılıklı saygı, hoşgörü ve devletimizin birliği, beraberliği?

Yazımı bir hatırlayalım mı? ?Şükür ki, halâ çoğunluğumuz aklıyla karar veriyor!? başlıklı yazımda gerilen siyasi ortamın, siyasilerimizin sert söylemleriyle insanlarımızın keskin ayrışmalar yaşadığını dolayısıyla bunun komşuluk ve arkadaşlık ilişkilerine bile yansıdığını belirtmiş, ?Aklımızı ve sağduyumuzu kaybetmediğimiz sürece ne kadar fazla seçim yaparsak yapalım, siyasilerimiz insanlarımızı ne kadar kamplaştırırsa kamplaştırsın, birbirlerine karşı olmadık sözleri söyleyip dursunlar hiç korkmayın. Hiçbir şey olmaz. Ama çoğunluğumuzun aklını ve fikrini kaybetmemesi kaydı şartıyla.? Diyerek, toplumuzunçoğunluğunun aklıyla düşünüp, sağduyulu hareket ettiğini, karar verirken de devletimizin içerisinde bulunduğu zor şartları düşünerek karar vermesi gerektiğinin altını çizmiştim. Bugün de aynı noktadayım. İstanbul seçimleri sadece bir yerel seçimden ibaret değildir. Böyle düşünenler varsa devletimizin karşı, karşıya bulunduğu sorunları hatırlatmak isterim. Amerika´nın, tehditlerini hatırlatmak isterim. Bunların hepsi inanın birbiriyle bağlantılı. Amerika ve Avrupa hepimiz biliyoruz ki, Tayyip Erdoğan ´sız bir Türkiye istiyor. Erdoğan sız bir Türkiye´ye daha kolay diş geçireceklerine inanıyorlar. Ani biz aslında S 400´leri boşuna almıyoruz. Neyse bu konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Sadece bu bir yerel seçimdir. Beka falan fasa fisodur diyenler de var bu memlekette. Bu söylediklerim bu tür düşünen insanlar için. Ama ben biliyorum ki, İstanbul´da yaşayan Sivaslı, Erzurumlu, Tokatlı, Kastamonulu, Trabzonlu, Diyarbakırlı hülasa memleketin tüm renkleri düşünerek, aklını kullanarak oy verecek.  

Bütün bunların ışığında bir kez daha önceki yazımda da belirttiğim aynı satırları sizlerle paylaşmak istiyorum, ?üzerinde durmamız gereken nokta bu milletin yani İstanbulların sağduyusuna güvenmek. Tercihlerine saygı  göstermek. İnsanlarımızın çoğunluğunun yani kahır ekserinin tercihinin ?akıl? olacağına inanıyorum ben.  Israrla bunu söylüyorum, çünkü İstanbul demek Türkiye demek. Devasa bütçesiyle orta ölçekli bir devlet demek İstanbul.  Onun için kimin ne dediğine değil, kimin ne yapacağına bakmak lazım. Açıklıktan ve şeffaflıktan yana olan ben, 23 Haziran´da da tarafım diyorum ve Sayın Binali Yıldırım´dan yana olduğumu açıklamak istiyorum. Binali Beyin Bakanlık dahil, Başbakanlığı ve Meclis Başkanlığı dönemlerindeki icraatları, üslubu ve devlet tecrübesi bana açıkçası güven veriyor.  İçerisinden geçtiğimiz bu zor süreçte İstanbul seçimlerinin de çok önemli olduğunu herhalde söylememize ve hatırlatmamıza gerek yoktur.?

Umarım bu seçimi de devlet olarak kazasız, belasız atlatırız?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?