Köstebekgiller

Alper Duran
Alper Duran
Köstebekgiller
17-06-2021
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Bazıları kendisi g&ouml;rm&uuml;yor diye, bizimde k&ouml;r taklidi yapmamızı istiyor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; g&ouml;rd&uuml;klerimiz y&uuml;z&uuml;nden, y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; işlerinin ahengi bozuluyor. Dalaveresinin tekeri hızlı d&ouml;nmeyince, i&ccedil;ten i&ccedil;e buğz bağlıyor ve nefret kusuyor. Hatta hakikatle aramıza duvar &ouml;rm&uuml;yoruz diye, hakikati eğerek, şahsımızı t&acirc;zir ve takbih ediyor. Vic&acirc;h&icirc; bir endam ile gıyabi hesaplar yapıyor. Lakin kurnazlığını n&acirc;siyesinde haf&icirc; eylese de, b&uuml;t&uuml;n su&ccedil;luların, su&ccedil; mahallinde bıraktığı bir iz vardır. Bilmezler ki, kırbasına yalnızca ab-ı hayat suyunu dolduran ve ondan i&ccedil;enler, bu izi b&uuml;t&uuml;n sarihliği ve sahihliğiyle g&ouml;rmektedir. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">D&uuml;nya, sadece olumsuz manada değil, bir&ccedil;ok alanda olumlu y&ouml;nde de, değişmektedir. Eskiden insanları birtakım s&ouml;zlerle aldatmak m&uuml;mk&uuml;n iken, şimdilerde ifadelerden &ccedil;ok icraatlar değere bindi. Filhak&icirc;ka, doğru olan da, bu anlayıştır. Zira s&ouml;z&uuml;n ehemmiyeti, muhatabının inanmasından &ccedil;ok, s&ouml;yleyenin uygulamasına g&ouml;re değer kazanmalıdır. Ham&acirc;s&icirc; nutuklar atarak, başkalarının duyguları &uuml;zerine geleceğini bina edenler, yeraltında yaşayan k&ouml;stebeklere benzer. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; k&ouml;stebekler, genellikle yerin &uuml;st&uuml;ndekilerin emekleriyle ge&ccedil;inir. Yeraltında kendine yuva yaparken, yukarıdakileri bu işten b&icirc;haber zanneder. Fakat toprağı tahliye ettiği delikten kendini ele verir. Su&ccedil;&uuml;st&uuml; yapılacağı zaman ise, derhal ka&ccedil;ar ve asla su&ccedil;u sahiplenmez. Lakin kazdığı toprakları yer&uuml;st&uuml;ne o şekilde &ccedil;ıkarma hususiyeti, sadece k&ouml;stebeğe aittir. Ne kadar ka&ccedil;sa ve ink&acirc;r etse de, hi&ccedil; kimse onun m&acirc;sumiyetine inanmaz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; herkes, insiyakının niş&acirc;nesini tebar&uuml;z ettirir. Aslanlar k&uuml;krer, &ccedil;akallar aldatır, k&ouml;stebekler kazar ve insanoğlu da, hem bahtını, hem de etrafını abadan eder. K&ouml;stebeğin fıtratı b&ouml;yle davranmaya kodlanmıştır, bundan dolayı ona kızmak yersizdir. Bizim dikkat &ccedil;ektiğimiz mesele, k&ouml;stebeklere &ouml;zenen insan m&uuml;sveddeleridir.&nbsp; </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Anadolu&rsquo;da meşhur bir deyiş vardır; <em>&ldquo;keser gibi olma hep bana bana, testere gibi ol bir sana bir bana&rdquo;</em> diye. Sadece benim iyi olmam, benim varlıklı olmam veya benim imk&acirc;nlarımın ziyade olması yetmez, hep birlikte iyi olur ve bir imk&acirc;nı paylaşırsak, o vakit insan&icirc; vasfımız ortaya &ccedil;ıkar. Gel g&ouml;r ki, ictim&acirc;&icirc; yapımız, sert ve hızlı değişikliklerle &ccedil;alkalanmaktadır. Tevazuu, h&uuml;rmeti yahut rikkati sadece kendine yapılmasını bekleyen bencil seciyelerle kuşatılmış durumdayız. Bu kuşatma dolayısıyla, h&uuml;srana uğramışlığımız haddini aşmış durumda. H&uuml;sran olmak, her daim mağdur olmak manasına gelmez. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bazen insanlar kendi kendilerine bir beklentiye girer. Bu beklenti karşılanmayınca, h&uuml;srana d&uuml;şer. H&acirc;lbuki h&uuml;srana uğramak, bu değildir. Beklenilenin olmasından &ccedil;ok, beklenilmeyenin olması h&uuml;srana yol a&ccedil;ar. Bug&uuml;n bizi h&uuml;srana d&uuml;ş&uuml;ren sebep ise, insan denilen bir varlığın beklenilmeyen ne kadar şey varsa, onun &ouml;nc&uuml;l&uuml;ğ&uuml;n&uuml; yapmasıdır. İnsanı-ı k&acirc;mil &ccedil;izgilerini yok saymasıdır. Başkalarının &uuml;rettiklerini, k&ouml;stebekler gibi aşağıdan &ccedil;ekip, herkesin karanlık d&uuml;nyasına hizmetk&acirc;r olmasını istemesidir. İnsan i&ccedil;in ne hazin bir manzaradır bu. B&ouml;yleleriyle aynı havayı solumaktan, daha &acirc;s&ucirc;de edici ve h&uuml;sran verici ne olabilir ki&hellip;</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">B&ouml;l&uuml;k b&ouml;l&uuml;k muammalı ilişkilerle, samimiyetin ve huş&ucirc;unun ırzına ge&ccedil;en bayağılar i&ccedil;in, b&uuml;t&uuml;n diller cem olsa, yine de bu pespaye vasfı anlatan bir ifade bulamaz. Dinden d&ouml;nene m&uuml;rtet denir de, insanlıktan d&ouml;nene ne denir acaba?.. Tartışmasız her kurumda, her kuruluşta ve ortamda var olan bu k&ouml;stebekler y&uuml;z&uuml;nden, nice delikanlılar mihnete d&uuml;şt&uuml; ve nice kartallar kuzgunlardan pen&ccedil;e yedi. İşini derinden y&uuml;r&uuml;ten bu zelil g&uuml;ruh sebebiyle tespihler im<span style="background-color:white"><span style="color:#333333">&acirc;</span></span>mesiz, l&uuml;gatler s&ouml;zs&uuml;z, dervişler tenn&ucirc;resiz ve hicaz <span style="background-color:white"><span style="color:#333333">surre-i h&uuml;m&acirc;yunsuz ve sahipsiz kaldı. &Ouml;t&uuml;ken yaylalarında elimde bir kopuz olsa, anca anlatabilirim derdimi. İ&ccedil;imde fışkıran bir ozan &ccedil;ığlığı ile s&ouml;ylesem, s&ouml;ylesem, s&ouml;ylesem, il&acirc;-&acirc;hiri&hellip; Sesim Urum&ccedil;i&rsquo;den Kosova d&uuml;zl&uuml;klerine kadar yankılansa, yeni bir bahar gelir mi acaba? Ya da bir fişek fırlatsam İstanbul semalarına, yeniden fethedebilir miyim vatanımı, kendime karşı&hellip;</span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">İnsanın g&ouml;z&uuml; g&uuml;r&uuml;lt&uuml;l&uuml; n&uuml;mayişlerle kamaşırken, g&uuml;r&uuml;lt&uuml;s&uuml;z yollarla uyutulur. Aldatan su&ccedil;ludur elbette, lakin aldananı da, peşinen m<span style="background-color:white"><span style="color:#333333">&acirc;</span></span>zur ve m<span style="background-color:white"><span style="color:#333333">&acirc;</span></span>sum saymak doğru değildir.&nbsp; Aklımız, bize s&uuml;rekli yeni keşifler yaptırmalıdır. Aklımızın u&ccedil;larını birbirine dolayıp ve d&uuml;ğ&uuml;mleyenlere fırsat verdiğimiz m&uuml;ddet&ccedil;e, bu k&ouml;stebekler halkın nezdinde daha muteber ve mer&rsquo;i konumda olacaktır. Mesele itibar kazanmak değil, nazik ruhluları &acirc;miy&acirc;ne serserilerin y&ouml;netmesine engel olmak i&ccedil;in m&uuml;cadele etmektir. En &ouml;nemli husus ise, insan kalarak m&uuml;cadele etmek&hellip;</span></span></span></span></p>
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?