Yeni Hükümet açıklandıktan sonra, en fazla gözlerin çevrildiği bakanlık; MEB, idi. Herkes, tabir yerinde ise; Bakanın ağzına bakar oldu. Yapılan açıklamalar, yapılacak icraatlar, atılacak adımlar; dikkatle izlenmeye başlandı...
İlk şanssızlık, öğrenci yerleştirmesinde; yaşandı...
Bakanlık üst yönetiminde; bu işin mutfağında yetişmiş, işi yaşayarak bilen, pratikte uygulayan ismin olmaması; dikkat çekti. Öğrenci ile bire bir temas kuran, tebeşir tozu yutmuş, insanları; gözümüz aradı. Atanan Bakan yardımcılarının da; akademik personel olması; beni hayal kırıklığına uğrattı...
Evet, Bakanlıkta sorun çoktur...
Personeli yaklaşık bir milyon olan, bir kurumdan söz ediyoruz...
Ancak, benim özellikle dikkat çekmek istediğim, konu; Öğretmen konusudur...
Bugün genellikle öğretmen evi lokalleri oyun oynayan personel ile doludur. Hatta emekliler kahvesini, andırmaktadır.
Becerikli, işini bilen, ehil öğretmenlere sözümüz, yoktur. Onlar, her türlü takdirin üzerindedirler. Bizim sözümüz; nasıl olsa, öğretmen oldum. Bundan sonrası önemli değil, anlayışı ile; hareket eden, yan gelip yatan öğretmenlerdir.
Her alanda olduğu gibi; MEB, alanında da; en az yapılan şey denetimdir. Öğretmenin ders anındaki verimi, kendisini, yenilemesi, öğrenci ile olan ilişkileri; ön planda olmalıdır. Yapılacak denetimler de; bu öncelik üzerinden değerlendirilmelidir. Başarılı olanların ödüllendirildiği gibi, başarısız olanlar ise; hizmet içi, takviye kurslarından geçirilmelidir...
Öğretmen evleri, yeterli değildir. Kimi yerler, çok bakımsız, gözden çıkarılmış mekânlar, gibidir. Bazı Öğretmen evlerinde; öğretmen arkadaşların yararlanamaması, ise; dikkat çekmektedir. Sanki öğretmen evi değil; otel gibi kullanılmaktadır. Kuruluş amacı; böyle değildi. Senelerce üye aidatı, toplandı. Kısacası, bazı yerlerden, Öğretmenler yararlanamamaktadır. Öğretmen ayrıcalığı belirgin hale getirilsin. Örneğin, öğretmenin kaldığı fiyat belirlemesinin en az, bir katı fazla ödeyerek, O, mekândan yararlansın ki; öğretmenler; sözde kendilerine ait, mekândan; yararlanabilsinler. Öğretmen 10 lira ise; Diğer memur 12, sivil 15 lira olmalıdır. Böylece, Öğretmen evi olma özelliğini, belki korur.
Çok eski yıllarda olduğu gibi; dersinde yetersiz olan öğretmenin ders dışı konulara girerek; zamanını değerlendirmesi, hatta bazı ideolojik yaklaşımlarda bulunması kabul edilemez. Hele, Devleti yöneten kadroya, sınıf içerisinde hakarete varan sözler söylenmesi; bir öğretmenin görevi olamaz... Olmamalıdır...
Terör örgütüne destek veren, kadrolaşmasına katkı sunan, bir militan gibi çalışan, insanın; MEB, hatta Devlet memuriyetinde yeri olamaz, Olmamalıdır...
Özellikle, Ülkenin Güney doğu bölgesinde; Farkında olmadan, Devlet eli ile; okullarda terörist yetiştirilmektedir. Boş geçen dersler; bölge insanın var olan yeterli-yetersiz insanları ile; ücretli olarak doldurulmak istenmektedir. Bu durum arızalı, bir durumdur. O, şahısların bazıları ise; sınıflarda, militanlık yapmaktadır.
Şu an okullar açılıyor...
Kayıt parası, zorunlu forma aldırılması, Okula ait bazı simgeleri taşıyan, eşyaların zorla satılmak istenmesi; her sene seyrettiğimiz, filmin devamıdır...
Bu davranışlar; ne kadar haklı ve geçerli nedenleri olsa bile; Okul yönetimini yıpratmaktadır. Okul yönetimi; Veliler, öğrenciler, hatta Öğretmenler üzerindeki; otoritesini yitirmektedir. Oysaki Yardım açısından, Dünyanın en önde gelen bir Milletine sahibiz. Demek ki; yöntem ve uygulanan yol, yanlıştır. Başka metotlar ve uygulama alanları bulunmalıdır.
Yönetici atanması, MEB için, sorun olamaya devam etmektedir. Atamalar, iptaller, yer değiştirmeler, torpil iddiaları...
Daha önceden de; söyledim. MEB, Bir Devlet politikası olmalıdır. Maliye´ deki düzen gibi; bir hiyerarşik sistem kurulmalıdır. Yoksa bu sıkıntılar, devam eder... Hele, işin içine sendikalar girer ise; bu sıkıntı daha da; büyür... Ayrışım, gittikçe derinleşmektedir...
Ehliyet, liyakat, beceri, sadece kavram olarak kalır...
Evet, MEB, yetkililerinin yapacağı açıklamalar, icraatlar, uygulamalar; pür dikkat beklenmektedir... Umudumuz, hayırlı işlere imza atmalarıdır...
Kolay gelsin...