Milli Beka: Suriye´de ABD, PKK ve İsrail Üçgeni

Alper Duran
Alper Duran
Milli Beka: Suriye´de ABD, PKK ve İsrail Üçgeni
09-01-2019

Hepimizin malumları olduğu üzere Suriye´de yıllardır süren iç savaş ve bunun sonuçları olarak askeri, siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel problemler artarak devam etmektedir. Bu sorunlar en fazla ülkemizi sarsmakta ve zarar vermektedir. Tarihi, dini, kültürel ve ailesel bağlarımızın olduğu Suriye´de, yaşanan bu keşmekeşin bir an önce sonuçlandırılması elbette en çok ki bizim faydamıza olacaktır. Yoksa terör yuvası haline gelen sınırlarımızda, birileri devletçilik oynarken birileri de petrol ve sıcak denizlere inme hayalini gerçekleştirme gayretine devam edecektir. İşte böylesi karışık ve karmaşık durumda meseleyi birkaç başlıkta ele almak suretiyle analiz etmek gerekir. Bu başlıkların ilki, sınır hattımızda ve dışında yapılacak askeri ve diplomatik müdahaleler ile milli bekamızın müdafaası olacaktır.

Suriye ile alakalı kim bir cümle sarfetmeye başlasa hemen yaşadığımız ve gördüğümüz dönemlerdeki stratejik hatalar ve yanlış politikalar üzerinden dem vurulmakta ve bu meyanda tahliller yapılarak, konu asıl mecrasından çıkarılmaktadır. Bu durum, gözü açıkların ve meseleyi tam kavrayamamış kişilerin yöntemidir. Bir futbol müsabakasının ardından yapılan yorumlara benzer ki, sonuç açısından bir kıymeti harbiyesi yoktur. Çünkü geçmişin eksikliklerini dillendirmek ve ısrarla üzerinde durmak kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Lakin bir hata varsa, onu iyi analiz edip tekerrüre düşmemek açısından değerlendirilmelidir. Yoksa saatlerce atılan yanlış adımların sayıklanması, önümüzdeki günlerde yapacağımız müdahalelere bir değer katmayacaktır. Onun için biz musallada ki cenazenin nasıl kaldırılıp defnedilmesi ile alakalı fikirlerimizi ve planlarımızı konuşmamız gerekir.

Suriye´ye bakıldığında yarısı hala devletin başında olan Esed hakimiyetinde, geri kalan ise uluslararası arenada genel anlamda kabul görmeyen yapıların elinde paylaşılmış durumdadır. Bu yapıların ekseriyeti terör örgütü olmakla birlikte, Türkmen birlikleri başta olmak üzere; Özgür Suriye Ordusu gibi kendi vatanını koruyan, kollayan ve yamyamlara yem etmek istemeyen vatanperverler de yer almaktadır. Terör örgütleri haricindeki yapılanmaların tek destekçisi Türkiye iken, diğer yılan ve çıyan sürüsünün ardında sayısız düvel bulunmaktadır. Burada en önemlileri, Amerika, Rusya ve İran gözükürken Fransa, Almanya, İngiltere, Çin ve Kanada gibi ülkelerde leş kuşları gibi üşüşerek ve fırsattan bir lokma almanın peşindeler. Ayrıca İsrail, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelerde sanki bir dahli yokmuş gibi durup, ancak gizliden irtibat kurmakta ve destek vermektedir. İşte böylesi bir hengâmenin yaşandığı topraklarda yapacağımız bu tahlilde Amerika, Rusya ve İran üzerinde duracağız.

Amerika, pkk/pyd ve İsrail üçgeninde durağanlaştırılmak istenen Türkiye:

Amerika´nın temel amacı; Suriye´nin bütün yeraltı ve yerüstü zenginliklerini son damlasına kadar sömürmek ve akabinde kendine bağımlı bir bölge haline getirerek çekilmektir. Bunu yaparken de, alenen Suriye´nin güvenliğini sağlamanın bedeli olduğunu belirtmektedir.

Eskiden bu tip hususlar, kapalı kapılar ardında konuşulurken yeni dönemde, şımarıklığı ve gücü sayesinde herkesin gözü önünde açıkça ve kibirli bir şekilde belirtilmektedir. Amerika bunları yaparken de ezeli rakibi Rusya başta olmak üzere; asla güçlenmesini ve İsrail´e bir tehdit oluşturmasını istemediği Türkiye´yi oyalamak ve gerekirse zayıflatacak bir siyasi ortamı hazırlamayı planlamaktadır. Rusya meselesi bizim konumuzun dışında olması nedeniyle Türkiye´yi oyalayacak ve zayıflatacak duruma göz atmak gerekir. İşte bunun en bariz örneği pyd/pkk denilen izansızlar sürüsünün orada müstakil yahut özerk bir yapıya kavuşma gayretlerine verilen açık destektir. Türkiye´nin hudutlarında görünürde bağımsız veya özerk ancak hakikatte Amerika´ya bağlı bir kürt yapısı teşkil edilirse; Türklerin hem tarihi hem de toplumsal olarak oralarla bağlantısı sonlanmış olacak ve Ortadoğu´da İsrail´den sonra İslam düşmanı ikinci bir devlet kurulmuş olacaktır. Haliyle Türkiye açısından İsrail´e önemli bir kalkan oluşturulacaktır. Bunu en iyi yapabilecek yapı ise son çeyrek asırdır kendilerini maalesef hariciyenin kucağına teslim eden imansız ve islamsız pkk/pyd eliyle yapması ise Amerika´nın bu topraklardaki toplumsal mühendisliği de iyi yaptıklarının en önemli temayüzüdür. İşin en hazin tarafı ise Müslümanlıkla yoğrulan bu toprakların inançlı kürtlerin de bunlara alet olması ve kavmiyetçiliğe esir düşmeleridir. Buraya özellikle dikkat çekmek isterim ki inançlı kürtler oynanan bu oyunu iyi sezmeli ve şeytanın oyunlarına alet olmamalıdır. Bağrında nice âlim, arif ve yiğit çıkarmış inançlı kürtlerin kardeşlik hukuku dairesinde hareket etmeleri bu toprakları kan gölünden gül bahçesine çevirecektir. Yoksa hariciyenin oyun taşları arasında un ufak olup gideceklerdir.

Türkiye bu oyunu şükürler olsun geçte olsa gördüğü için, başından beri savunduğu Suriye´nin toprak bütünlüğü çerçevesinde, din ve soydaşlarımızın mağdur edilmemesi ve hudutlarımızda bir müstakil devletin ve hele hele bu devlet bir terör devleti olacağı için kurulmaması için son dem olan savaşı bile göze almış ve ?Fırat Kalkanı? ile ?Zeytin Dalı? operasyonlarını başarıyla icra etmiştir. Bu operasyonlar ile Fırat nehrinin batısında bir sükûnet sağlanmış, ancak Fırat´ın doğusu akrepler, çakallar ve sırtlanlar yuvası haline gelmiştir. İşte tamda bu zamanda söz konusu bölgeye de askeri müdahalenin yapılması gerektiğini savunan devlet yetkililerimiz ve şanlı ordumuzun bu niyeti, içerden ve dışardan sabote edilmeye çalışılmaktadır. Hariciyenin fikrini biliyoruz da, içimizdekilerin bu denli mukavemet göstermesini maalesef fehmetmek mümkün değildir. Tabi bu güruh içimizden gözüküp içimize sızanlar da olabilir. Buda aklımızın bir köşesinde durmaktadır.

Amerika´nın hedefi sadece İsrail´i imansız, itikatsız ve yancı haline gelmiş pyd/pkk tarafından korumak değil, ayı zamanda burada oluşturulan yapı ile hemen sınırdaki doğu ve güneydoğu bölgelerimizi sürekli karıştırmak suretiyle ülkemizi iç mesele ile meşgul edip başını kaldırmaya müsaade etmemektir. Zira tarih şunu göstermiştir ki, cihan devletlerini kuran Türkler, bir veya birkaç asır fetret dönemi yaşadıktan sonra yeniden şahlanışa geçmektedir. Son iki buçuk asırdır ınkıtaya uğrayan ilay-ı kelimetullah aşkımız yeniden harekete geçmiş olması, elindeki imkânları kaybetmemek ve yaptıklarının cezasını ödemek istemeyenler, elbette ki bunun önüne geçmek üzere tertibatlar hazırlayacaktır. Ama Rabbim murat edince bunun önüne geçmeye kimsenin gücü yetmez?

Sonuç olarak Amerika´nın kendine bağlı Ortadoğu´da yeni bir hizmetkâr kurmak ve bunların eliyle terörü sürekli besleyerek Türkiye´yi meşgul etmek ve İsrail´in güvenliğini sağlamak için pyd/pkk oluşumunu maddi ve manevi olarak desteklemektedir. Birde yine bu topraklarda yapmak istedikleri ameliyatları artık kendi imkân ve askerleri ile değil; bunların eliyle yapmak için planını yürütmektedir. Amerika´nın Suriye politikasında neler oldu bunlara da bakarsak mesele daha iyi anlaşılmış olacaktır.

-          DEAŞ denilen terör örgütünü kurgulayıp gün yüzüne çıkarıp daha sonra kitle iletişim araçları ile doğru veya yanlış videolar, görüntüler ve açıklamalar suretiyle orayı işgal etme düşüncesini meşrulaştırdı.

-          DEAŞ aracılığıyla İslam´ı ve Müslümanları terörist gibi göstermek suretiyle haçlı zihniyetine önemli bir şekilde hizmet etmiş oldu ve dünyadaki islamifobya algısını hem güçlendirdi hem de daha fazla yayılmasına sebep oldu.

-          DEAŞ tehdidi bahane edilerek pkk/pyd denilen terörist güruhu hem uluslararası arenada legal gösterdi hem de onları eğit-donat anlayışı ile bölgenin en güçlü konumuna yükseltti.

-          pkk/pyd´nin bağımsız bir devlet kurmaları için hem cesaretlendirdi hem de her türlü altyapı ve diğer hizmetleri olgunlaştırdı.

-          Yeni Suriye düzeninde bağımsız bir devlet temeli oluşturdu. Yahut en kötü Irak Bölgesel Kürt Yönetimi gibi bir özerk yapılanma olacak şekilde şartları ona göre belirledi.

-          Ülkemizin en uzun güney sınırında oluşan bu yapı ile bizim tarihsel ve kültürel bağlarımızı koparma ve sonlandırma planı da yürürlüğe girmiş oldu.

-          Hemen güneyimizde bulunan pkk/pyd yapılanması ile bizim Doğu ve Güneydoğu illerimiz başta olmak üzere; diğer illerimizde sürekli huzursuzluk çıkarmak suretiyle son dönemlerde yeniden dünyaya açılmak isteyen Türkiye´yi kendi iç meselesiyle boğuşur hale getirmek için gerekli zemini hazırladı.

-          Katil İsrail´i korumak için gerekli kalkanı oluşturmuş oldu.

-          Bundan sonra özellikle Türkiye başta olmak üzere; o topraklara yapacakları müdahaleler için önemli bir maşa kazanmış oldu.

Bu ve daha bunun gibi birçok planın bozulması için devletimiz Fırat´ın doğusuna da acilen askeri müdahale yapmalı ve zehri kesip atmalıdır. Amerika´nın diğer batılı devletler ile yaptıkları bu planı aynı ?Fırat Kalkanı? ve ?Zeytin Dalı? operasyonları gibi hem askeri hem de diğer yollar işletilmek suretiyle bertaraf etmek fazdır. Bu anlayışı maddi ve manevi olarak desteklemek ise her vatandaşımızın boynunun borcudur. Orada yaşananların selamete ermesi için dünya Müslümanları ve Suriyeli kardeşlerimizin ülkemizden ziyade beklentileri vardır. Hem bu beklentileri karşılamak hem de sınırlarımızın güvenliği için milli bir beka meselesi nazarıyla gördüğüm bu olaylar zinciri inşallah şanlı ordumuzun seferiyle ve Allah´ın zaferiyle nihayetlenecektir? Amin? Amin? Amin?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?