Milli Muhalefet

Alper Duran
Alper Duran
Milli Muhalefet
24-08-2020

Anlayanlar için, iyi ya da kötü insan olmanın ayrımı, Habil ile Kabil?in hikâyesinde ziyadesiyle mevcuttur. Bu nedenle herkes, kimin tarafında ne kadar yer almışsa, ona göre kendi değerini belirleyecektir. İnsanoğlu, hayal ettiği imkânlara sahip olmak için bir takım gayretler, çalışmalar ve planlar yapması doğaldır. Ancak insan olma hududunu aşarsa, önce kendine sonrasında da, daha umumi değerlere zarar vermesi muhtemel hale gelir. Bununla birlikte, bazı konularda farklı fikir beyan edenleri de, sırf genele şâmil konuşmuyor diye tenkit etmek, ötelemek ve hedef göstermek ise edepsiz muhalefetle eşdeğerdir. Çünkü bazı kimseler, milletlerin ezberlerini bozan çok değerli mülahazalara dikkat çekebilmektedir. Bunların üstünü örtmek nedamet karanlığı, açığa çıkarmak ise beşaret iklimi sağlar. Müjdenin manasını fehmedebilmek ise, vakurlu bir olgunluk ve engin bir irfan gerektirir.

Eleştirinin yenidünya anlayışında önemli bir yeri vardır. Türk-İslam medeniyeti ise bu mefhumu istişare ve müşavere dairesinde yürütürdü. Lakin şimdilerde istişare kültürü neredeyse yok olma aşamasına geldiğinden dolayı, fikri mülahazalardan çok emir komuta dâhilinde işlemektedir. Askeri bir nizam içerisinde yol alınmaya çalışılan bu durumda, hakiki bir nazarla zikredilen fikirler dahi, makama, mevkie ve düzene aykırılık teşkil ediyorsa, anında ötelenip karşı cepheye sürüklemektedir. Hatta düşüncelerini ifade eden kişi, tenkide maruz kalan kişilerle aynı yolun yolcusu ise, vaziyetin daha da karmaşıklaştırılarak, ?senden bunu beklemezdik, sende bunu yaparsan başkaları ne yapar? gibi aciz ve basit serzenişlerle üste çıkma kurnazlıkları yapılır. Elbette ki dost, söyleyeceği sözü ölçüp, tartıp, biçmelidir. Dost, uyarılarını doğru usulle, doğru zamanda ve doğru mecrada yapmalıdır. Lakin karşının da dostun bazen acı söyleyebileceğini unutmamalıdır. Çünkü bizim kültürümüz sürekli alkış ve çok yaşa kültürü değildir. Doğruları ifade etme ve hatta gerekirse bu uğurda can verme kültürüdür.

Her işin bir usulü olduğu gibi, tenkidinde bir belagat yanı olmalıdır. Çünkü fikri derinliği olanlar ancak değerli bir muhalefet yapabilirler. Diğerleri kavga zamanındaki bağrışmalar seviyesinde kalır. Milli bir dairede çabalayanlar ise kavga değil, selametin azmine kürek çeker. Asil yürekli insanlar, usul dairesinde lisan-ı münasiple doğruların bekçiliğini yapar. Yunus´un dediği gibi ?Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz / Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz? anlayışında hareket etmek gerekir. Karşıdakini daha da inatlaştıracak ve hatasında sabit kılacak adımlara sebebiyet vermemek lazımdır. Tabi bu tutum, aynı mukabelede bulunabilecek kıymetli şahsiyetlere karşı yapılmalıdır. Yoksa simsarlık yapan ucuz müptezeller, hak ettiği sözü ve tavrı almalıdır. Sarfedilen kelam, ıstılah dairesinde ifade edildiğinde bir kıymete haiz olur. Zira abideleşen cümlelerin tamamında uyum ve yaraşırlık vardır. Haliyle yapılacak her eleştiri, hakikate yadigâr niteliğinde bir katkı sunarsa değerli olur. Belli bir zümreyi kayıran ve başka bir kesimi öteleyen hiçbir düşünce, insanlığın inkılabına destek sağlayamaz. Birde mülaki olunan konu hakkında bir çalışma, tecrübe ve bilgi sahibi olmak lazımdır. Her şeyi bilen ve her hususa mızmızlanan bir tabaka türedi son zamanlarda. Bunlar yüzünden kafiye tadında ifade edilen müstesna düşüncelerde, araya kaynayabilmektedir. Fakat arif olan bu ayrımı yapacak fehime sahiptir.

Milli bir tavır, panayırlarda ya da kahvehane köşelerinde laf arasında sarf edilen lakırdılar değildir. Mütenasip bir oranda kitâbî temele dayanmalıdır. Halk için, hakkın rızasına uygun olmalıdır. Saçıp savuran değil, toplayıp cem eden bir etki oluşturarak, irfâni menzile yön vermelidir. Müslüman mahallesinde salyangoz satılmayacağı gibi, her sözün bir muhiti ve muhatabı vardır. Ölçüyü kaçırmadan tesadüfen değil, teâmülen ifade edilmelidir. Bu nedenle milli bir muhalefet ya da tenkit yapabilmenin usulü dairesini iyi bellemek icap eder. Milli bir muhalefet yapabilmek için milli değerlere haiz ve onları her şartta müdafaa edebilecek yürek gereklidir.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?