Şöyle geriye baktığımız zaman;
Biz, çok heyecanlı, çok samimi, çok candan, çok yürekten her şeyini ortaya koyan insanlardık...
Bu samimiyetin doruğa çıktığı anlar; bayram günleri idi...
Gençlik yıllarımızda, Arkadaşlığın ve dostluğun temeli; sivil toplum örgütlerinde atılıyordu... O mekanlar bizim her şeyimizdi. Evimiz, yurdumuz, kendimizi huzur ve emniyette hissettiğimiz mekanlardı. Bir samimi duruş vardı. Hiç bir hesabın olmadığı; sade bir hayat... Sadece ALLAH rızası için, dayanışma içinde olmak vardı.
Bayram günlerinde oraların havası bir başka olurdu. Ortalık mis gibi; kokardı... Sımsıcak duygular, sel gibi idi. Dostların birbirleri ile, karşılaşınca; yüzü gülerdi... O duruş, o bakış, o heyecan, o saf tutma, bir başka idi... Adeta sıra dağlar gibi idik...
Birdik, beraberdik... Samimi ve içten duygularla birbirimize bağlı idik. Adeta kenetlenmiştik... Yıkılmaz kale idik...
Fedakarlık, paylaşma, bölüşme, kavramları tam anlamıyla yaşanırdı. Evlerimiz sığınma yerlerimiz idi. Sofralarımız herkese açıktı. Var olanı bölüşür, şükrederdik... Bereket vardı. Kanaat vardı... Kardeşlik, kardeş... Fazla söze ne hacet...
Anaların, babaların duasını alırdık... Arkamıza bakmadan, dava için koşardık... Yılmazdık, yıkılmazdık, dik durmak ortak özelliğimiz idi...
Benim için özel olan bir yanı vardı. İmam Hatip Okuluna ilk başladığım yıllarda yani ortaokul yılları. O, yıllarda şehrimize gelen yatılı öğrenciler vardı. O, öğrenciler bayram tatillerinde uzak olan illerine gidemedikleri için, onlara evci kağıdı çıkarıyor idik. Böylece kimi zaman hafta sonu tatillerini, bayram tatillerini bizim evde geçiriyorlar idi. O yıllardaki dostluğumuz, yıllarca devam etti. Ancak Bursa Mustafa Kemal Paşada ikamet eden KAMİL YILMAZ kardeşimizi kaybettik. Allah rahmet eylesin... Bazıları ile hala görüşüyoruz. Hikmet Naci Subay dostumuz Balıkesirlidir. En son Eylül ayının başında Abimin oğlunun düğünü nedeni ile, BANDIRMA' da buluştuk. Abilerimle ve tanımış olduğu aile bireylerimizle görüştü. Hatıraları yad ettik. Annemin ve Babamın yaptığı fedakarlıklardan söz etti. Duygulandık...
Amasya' lı MECİT YILMAZ, dostum hala görüşürüz. En son MTTB ERZURUM Üniversitesi mezunları 22. GENEL OLARAK YAPILAN vefa toplantısı için TRABZON' da bir araya geldik... İstanbul' da zaman zaman ikamet ettiği için, görüşüyoruz. Evet bu toplantıların geçmişi de 45 yıllık bir maziye dayanır. Otuz yıldır bir araya gelinerek, vefa toplantıları düzenlenir.
O yıllarda okul arkadaşlığımın devam ettiği memleketimizde yaşayan dostlarımızla görüştüğümüzü de ifade edelim. Yıllara dayanan dostluklar...
O, Yıllardaki; sivil toplum örgütlerinin, yaptıkları unutulamaz. Azdık, özdük. Tüm yapılan faaliyetler, meyvesini vermişti. Hala, vermeye devam ediyor. Kimi zaman, Toplandıkça; hatıralarımız, bizi O, günlere taşıyor...
Öyle dostlukların, bugün yaşanmasında engel nedir? Cevap çok karmaşık. Bugün, şartlar değişti. Şahısların; konumu ve mevki değişti. Çevresi, yakınları değişti. Ekonomik durumları, tavır ve davranışları değişti. Yaşımız değişti... Ailemiz genişledi... Ayağımızda ve bedenimizde prangalar, oluştu... Bir-çok şeylerle imtihan edilir olduk...
Olsun yine de; birlikteyiz, her şeye rağmen; beraberiz... Omuz omuzayız, öyle olmaya devam edeceğiz...
Bugün var olan kimi sivil toplum örgütlerinin öğrenci kardeşlerimize çektirdikleri sıkıntılar aklımıza gelince, geçmiş yıllarda yapılan fedakarlıkların ne kadar büyük olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.
Bu anlayış içerisinde yetiştiğimiz için öğretmenlik yıllarımızda geçen zamanımızı aynen öğrenci kardeşlerimize karşı, bir kardeşlik dayanışması ile aynı idealin birer neferi gibi algıladık. O dernek çatısında aldığımız ideal düşünceler, fikir olarak dilimizden döküldü. Yaşantı olarak, hayatımıza nakşedildi. Bu fedakarlık anlayışı ise, hayatımızın tüm alanını kapladı. Çünkü biz öyle görmüştük. Bize hem ailemizden, hem çevremizden öyle ders verilmişti. Şimdi ilerleyen yaşımızda bunun meyvelerini görmek bizi çok mutlu ediyor. Her yaşatan, her meslekten öğrenci kardeşlerimizle görüşüyoruz. En azından sosyal medya ve iletişim araçları aracılığı ile irtibatımız devam ediyor. Dualarını alıyoruz, dualar ediyoruz... ALLAH bu birlikteliğin devamını tüm nesillerimize nasip etsin.. Bereketli kılsın... EY ÖĞRENCİ dostlarım! sizler de aynı anlayış içerisinde olunuz ve insanlarla sal irtibatınız kesmeyiniz...
Şimdi, bizlere geride kalan, günleri; hatıralarda yad edeceğimiz; O güzel günler kaldı... Hem de; ne günlerdi...
O günlerin samimi duygularının açtığı ışığın sönmediğini görmek en büyük dileğimiz... O heyecanı yaşayamasak da; yüreğimizde iliklerimize kadar hissetmek, ne kadar güzel... Umarım, bu samimi yolculuk gençlik günlerindeki heyecan kadar da, olmasa bile; kaldığı yerden yoluna devam ediyordur. Öyle olması gerektiğini tüm içtenlikle yürekten diliyorum. O heyecanı, O mücadele azmini, O doğruyu bulma gayretini, dostlarımızda görmekten mutlu oluyorum... Yaşasın inanç kardeşliği... Kederde ve sevinçte bir olma idealizmi...
Her zaman... BU VATANI seven, Milletine candan hizmet eden nesillerin varlığı bizi hep gururlandıracaktır.
Bu uğurda çalışmaya, dayanışmaya, fedakarlık etmeye devam diyoruz. Unutmayınız sizler aynen benim gibi tek başınıza kalsanız da tek başınıza bir vakıf gibi çalışmalısınız. ALLAH yar ve yardımcınız olsun...