ÜNİVERSİTE SINAVLARI KALDIRILMALIDIR 

Orhan Arslan
Orhan Arslan
ÜNİVERSİTE SINAVLARI KALDIRILMALIDIR 
30-04-2024

Şimdilerde MEB  yeni  uygulamaları  konuşuluyor. Alın size  tam da devrim  niteliğinde  bir  öneri. Hadi  bakalım, adınız  tarihe  geçsin... İnsanların hayatını belirlemede sadece  uzun  soluklu bir  sınav yeterli  bir  tercih midir?

Lise hayatındaki  başarı durumu yapılan teknik  ayrıntılarla  üniversite başarısına  katkı  sağlamalıdır. Öğrencinin  sosyal aktivitelerdeki becerisi, başarısı, ahlaklı  dürüst  davranışlarla hayatını  devam  ettiriyor  olması ona artı bir  katma  değer  sağlamalıdır. Böylece  doğru  davranışları  yapmak teşvik edilmiş  olur. Vatan ve Millet  sevgisinden  yoksun bir  eleman yetiştirmenin  kimseye  faydası  yoktur. Üniversiteler  anarşist  özentisi  taşıyan gençlerle  doldurulmamalıdır. Üniversite  hayatının aynı zamanda  hayatın bir  parçası olduğu  gerçeği özellikle  kabul  ettirilmelidir. Kısacası o mekanların bir ilim yuvası olması  özelliği korunmalıdır. Sadece  burs, kredi, desteği vermek, barınma konularını  gidermek  yetmez. Oradaki gençlerin VATAN ve MİLLET  sevgisini  çoğaltacak uygulamalar  hayat geçirilmelidir.

Bu alanda yapılacak yeni yapılanmalar ve eğitim , öğretimin alacağı yeni durumlar heyecanla beklenmektedir. İnsanımıza düşen görev yapılan  her şeye  daha ortaya çıkmadan karşı olmak, olmamalıdır. Yapılan iyiliğine ve güzelliğine inandığımız şeylere destek verilmelidir. Eğer yapılan şey bizim tarafımızdan kabul görmüyorsa oradaki aksaklığı belirterek asıl yapılması gereken bize göre ne ise o anlatılmalıdır. Farkında  olmadan birilerinin o alanda uygulama yapmasına katkı sağlamış olursunuz. Böyle bir şeyin olması da insanlara mutluluk vermelidir. Yoksa herhangi bir şeye karşı olmak için, karşı olmak biraz anlamsız olur.

Evet, Bu Ülkede Üniversite sınavları kaldırılmalıdır. Bu hayata geçirilirken liselerimizden mezun ettiğimiz milyon gencin de sorunları halledilerek kaldırılmalıdır. Eğer bunu kaldırmak istediğiniz zaman, alttan gelen sayı Üniversitede okuyacak öğrenci sayısından fazla ise; iki tane kabaca çözüm şekli ortaya çıkar. Birincisi Üniversite de okuyacak öğrenci sayısını da liselerden gelecek öğrenci sayısına uygun şekilde tanzim edersiniz herkes yeteneğine veya yapılacak testlerine göre öğretim göreceği fakülteyi, yüksek okulu, belirler, sizde onay verdiğiniz zaman genç orada tahsil hayatını devam ettirmiş olur. Ya da alttan gelen öğrenci sayısının tamamına Üniversite tahsil hayatı imkanı veremiyorsanız, o zaman öğrencileri meslek verici liselerden mezun ederek kısa yoldan hayata atılmanın yollarını açarsınız. Böylece öğrenci Üniversite tahsili olmadan da hayata atılmalıdır. Bu durum basit gibi gözükse de öyle değildir. Öğrenciler meslek hayatına atıldıktan sonra yeterli ücret alabileceği ortamın sağlanması gerekir. Bu  güzel bir  teşvik olacaktır. Bir manada aile kurduğu zaman o genç kimseye muhtaç olmadan hayatını devam ettirmelidir. İşte o zaman maddeten bu imkan sağlanınca Bir çoğu için yüksek tahsilini yapmasına gerek kalmaz. Sadece maddi sorunlarını halletmek te yetmez.  Bakın iş hayatında  eleman nasıl yetişmektedir. Önce  çırak, kalfa, usta formülü  uyarlanır. Yani  onu yetiştiren ustalar  tecrübe birikimini, yeni yetişen elemana katarak onun beceri ve  kabiliyetlerini  geliştirmek için gayret  gösterirler. O mesleğin inceliğini  kavrayamamış bir eleman usta  gömleğini  giyemez. Böylece ara eleman sıkıntısı da  ortadan kalkar.
 

Emeklilik açısından var olan sıkıntıların giderilmesi aynı zamanada  teşvik sayılacaktır.  Lise mezunu ayarı okuldan mezun olan gençler görevlerini, çalışmalarını, usta eğitiminden geçmelerini, davam ettirirken 2 yıllık ihtisasa dayalı örgün olmayan öğretim kurumlarına devam hakkı sağlanmalıdır. İsteyen arkadaşlarını bu yolla da olsa emeklilik sıkıntıları giderilmelidir. Böyle uygulamaların şimdi de yapıldığını bilmekteyiz. Ya da çalıştığı kurum içerisinde o kurumun okulu sayılabilecek hizmet içerisinde kurslar ve ona bağlı olarak ilave eğitimle alınan belgeler, öğretim kurumlarından mezun olunan belgeler gibi kabul edilerek gerekli kademe veya derece artırımları sağlanmalı hem de kurumlar içerisinde başarıya dayanan bir yapılanma örneği sergilenmelidir. Böyle örneklerin olduğu da bilinmektedir.

MEB  yeniliklerine  ilave  olsun için, Milli eğitimdeki müdür ve müdür yardımcıları gibi.
Daha yapılacak radikal değişikliklerle bu sorunun çözüleceğine inanıyorum. Gelen fikirler değerlendirilmelidir. Milyonlarca çocuğun dershaneler, etüt  salonları, kapısından alınarak Devletin kendi kurumlarında yapacağı değişikliklerle bu sorunlar kalkacaktır. Sonuçta heba olan o kadar zaman ve para hem velilerin cebinde kalacak, hem de çocuklar gereksiz yere sisteme dayalı olan stresten uzak olacaktır. Kendilerini her alanda geliştirme adına daha çok zaman bulacaklar.

Umarım MEB kendisine  yapılan bu uyarıları ciddi manada ele alarak, radikal çözümler  üretir...  Umutla  bekliyoruz...

 

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?