Siz, faraza büyük bir oto tamirhanesi açsanız oraya usta diye; kasap, manav ya da boşta gezer mi alırsınız?
Veya yazılım şirketinin başına bir marangoz mu tayin edersiniz?
Ya da, bir sağlık kliniğinde motor ustası mı çalıştırırsınız?
Hayır değil mi?
Ama Devlet, daha doğrusu Devletimiz çalıştırır...
Güzel güzel müesseseler açar ama alakasız bir kadro kurarak; çok faydalı olması gereken projeler, sakat doğum gibi elimizde kalır.
Yanlış adamlar ve yanlış adımlar; tüm iyilikleri kötüye çevirir, tüm ümitleri yok ederler vesselam.
Onlarca belki yüzlerce örnek verilebilir.
Ama ben, sadece iktidarın özellikle himaye ettiği İmam Hatip okullarını yazayım.
Bizim dahi rahatsız olacağımız kadar fazla İmam Hatip açılmasına rağmen, hala hedeflenen sayı ve kalitenin çok uzağındayız.
Her mahalleye bir İmam hatip açmakla iş bitti zannediyorlar.
Halbuki bir bina, okul tabelası asmakla okul olmuyor.
Hele İmam Hatip, hiç olmuyor.
Çok az istisna dışında;
Ya iş bilmez bir Müdür atayıp, ehil kadroyu da işlemez hale getiriyorlar.
Ya din düşmanı öğretmenlerle ehil Okul Müdürünü işlevsizleştiriyor ve din okulunda dinsizlik aşılıyorlar.
Ya da yönetici ve öğretmen kadrosu olarak, çapsızlıkta yarışan aynı kafadan bir kadro kurup, okulu hepten Dingonun Ahırına çeviriyorlar.
Tabi her halûkarda olan çocuklarımıza oluyor.
Kaybeden hep; İmam hatip imajı ve imam hatip hedefi oluyor.
Bu ihanet, ya bilerek isteyerek yapılıyor ya da iş bilmezlik ihanete kadar gidiyor...
Mücahitleri unutup müteahhitlere hakim olursanız, İmam Hatiplerin sadece binaları sizin olur.
Ama o binalardan ne imam ne de hatip yetişir.
Birileri örgütlü sendika salonlarında sevinçten bayram eder, siz de hayali rakam ve uyduruk raporlarla avunup, sahte mutluluklarla, sahte zaferler kutlar durursunuz...